İzzeti İslamiye, izzeti nefis kavramlarını nasıl anlamalıyım?
Müslümana karşı izzet nasıl olmalı?
Üstad, dinsizlerle karşı karşıya gelince hunharlığını ve zulmünü yüzüne çarpıp izzeti İslamiyeyi gösteriyor, diyor?..
"İzzet"in kelime anlamı, insanın mağlubiyetine engel olan üstünlükler demektir. Bu da onun hakkında üstünlük, şeref ve haysiyet, kuvvet ve güç sahibi olmayı ifade eder. Kişinin yüceliğini ve kıymetini anlatır. İnsanı zillete (alçaklığa, adiliğe) düşmekten alıkoyan bütün üstünlükler, yücelikler ve sahip olunan kabiliyetler "izzet" kapsamındadır. Düşmanı karşısında galip gelen kimse için de ‘izzetli’ denilmiştir. İzzetin karşıtı "zillet"tir.
Aynı kökten türemiş ‘aziz ‘ kavramı ise, her türlü üstünlüğü, galibiyeti, güçlü olmayı ve en üstün şerefi ifade eder. Bu sıfat Kur’an’da hemen hemen tamamen Allah (c.c.) hakkında kullanılmaktadır. Aziz, yani en üstün, en yüce, en mutlak ‘izzet’ sahibi yalnızca Allah’tır.
Peygamber ve müminler de Allah’ın (c.c.) emrine itaat ettikleri için, O’nun yanında üstünlük ve şeref kazanırlar, İslâmı yaşadıkları için de ‘izzet-üstünlük’ elde etme imkanına kavuşurlar. Kur’an’da şöyle buyrulur:
“İzzet (yalnızca) Allah’ındır, Resûlünündür ve Mü’minlerindir.” (Münafikun, 63/8)
Bu ayet, müslümanlara tepeden bakan, onlarla alay eden münafıklara cevap vermektedir. Peygamber (s.a.v.) zamanında bir kısım insanalar Müslümanlara tepeden bakıyorlar, onları mal, dünyalık, makam açısından, kuvvet yönünden ‘zelil’ (aşağı) görüyorlardı. Kur’an onlara bu âyetle kesin bir cevap veriyor ve izzetin kime ait olduğunu söylüyor.
İslâm, insan yaratılışına aykırı olan ve insanın değerini düşürecek bütün davranışları yasaklıyor. İçki içmek, zina etmek, hırsızlık yapmak gibi. Bunlar ve bunlara benzer bütün kötü işler insanın kalitesini düşürür. İşte bu günahlardan sakınanlar ‘izzet’, şeref ve haysiyet sahibidirler. Bunları yapanlar ise şereflerini kaybederler, zelil,değersiz olurlar. Bunun Müslüman olması bir şey ifade etmez. İzzet, sadece isimden gelen bir kimlik değil, bir yaşam biçimdir ki, yaşama yansımayan izzetin kimlikle hayat bulması zordur.
İzzet ile kibir arasında ince bir çizgi vardır. İzzet iman ve ibadetten gelen bir üstünlük iken, kibir Allah tarafından emaneten verilmiş meziyetlere insanın kendi malı imiş gibi sahip çıkıp, diğer insanlar üzerinde üstünlük taslaması ve baskı kurması şeklindedir. Mümin izzetli olabilir ama asla kibirli olamaz. Mümin izzeti için, yani inandığı değerler için gerekirse canını vermekten çekinmez. İnancını ayaklar altına almaktansa ölmeyi tercih eder.