İblis’se idrâkini çepeçevre kuşatan
Tesadüf sanır bedbaht, hayat veren, yaşatan
Gören göze ibrettir gölgesine taş atan
...Tozu dumana katan dinlemez gönül, hatır
...Ölümü unutana Azrâil hatırlatır!
Ne saati gözetler, ne takvimden gün sayar
Ecel denen o vakit ona mahsus bir ayar
Vâde tamam olunca canı teninden soyar
...Müşâhede edene hüzün verir, ağlatır
...Ölümü unutana Azrâil hatırlatır!
Nice nankörler gördü köhnemiş koca dünya
Kimi, sıksaydı taşı, suyu çıkardı güyâ!
Kimi, bitmez sanırdı hevâ besleyen rüyâ...
...Alırken son nefesi, sökerek, çatır çatır
...Ölümü unutana Azrâil hatırlatır.
Şayet niyet halisse, öğrenmek ise murat
Akleden insan için bir okuldur Kâinât
Gaflette ısrar ile münkir etse de inat
...Sayfa sayfa hakikat...Uyarı, satır satır
...Ölümü unutana Azrâil hatırlatır!
İsteyen dudak büksün, desin "sözün âfâki"
Boşalan kadehleri doldursun yine sâki
Kapı birgün çalınca farkedilir illâ ki
...Kim derse herşey bâki, mahşer, sırat tevâtür
...Ölümü unutana Azrâil hatırlatır!
Farzedin bana ait; vazgeçtim hakkımdan ben
Size hediyem olsun bu koskoca gezegen
Unut dese de bazen cilve satan taze ten
...Salâlar sadâsıyla kulakları çınlatır
...Ölümü unutana Azrâil hatırlatır!
"Zaman" denen aslında ömür eleyen elek
Takdîr-i ilâhi'dir, sürer kıyamete dek
Nice Nemrut’lar vardı; korku bilmez, gözü pek
...Sanırdı ölmeyecek; döküldü patır patır
...Ölümü unutana Azrâil hatırlatır!
Gönül penceresinden bakıp bitip, solana
Gerçeği "hece"ledim; selâm olsun alana
Sözüm, mârifet sanıp felekten gün çalana
...Diyemem ki "aldırma, us’u uykuya yatır"
...Ölümü unutana Azrâil hatırlatır.
Mecit AKTÜRK