Siyah hırka kabiri toprağı, Tennure saflığı ve kefeni, sikke ise tevhidi ve nefsin mezar taşını ifade eder.
Post'ta oturan kişi
Kırmızı Post'a oturan kişiye Postnişin denir. Hz. Mevlana'nın makamını temsil eder. Herkesin oturması uygun değildir.
Postnişin'in başındaki Destarın anlamı
Sarık kelimesinin Farsça karşılığı Destar'dır. Sarık sarmak Hz. Peygamber'in sünnetidir. Mevlevilerde Destar sarmak, Şeyhlerin ve Halifelerin hakkıdır. Şeyh, seyyid ise; yani Hz. Muhammed'in soyundansa yeşil, değilse beyaz destar sarar. Halifeler ve Çelebiler, dühani, yani bakılınca siyah görünecek derecede mor destar sararlar. Çelebiler, destarı, alttan sikke görünmeyecek tarzda sarar, çelebi olmayanların destarlarının alt tarafından sikkeleri görünür.
Otururken secde etme
Mevlevi sâliki, eline aldığı her şeyi, meselâ su içeceği vakit bardağı, eline aldığı kahve fincanını, yatacağı vakit ve kalktığı zaman yastığını, üstüne çekerken ve üstünden atarken yorganını, giyer ve çıkarırken, hırkasının ve çamaşırını yakasını, sikkesinin kenarını, otururken veya kalkarken yeri öper bu öpüşe de görüşmek denir. Bu suretle küllî ruhun her şeye sâri olduğu, daha doğrusu her varlık, tek ve mutlak varlığın tezahürü bulunduğu anlatılmış olur.
Meydanı 3 kere dolaşmanın anlamı
Mevlevi dervişinin hırkası kabridir, sikkesi de mezar taşı. Otururken ölmüş sayılan derviş, adeta bir sur sesini duyup dirilir ve Devr-i velediye başlar. Bu bakımdan Devr-i Veledi ölümden sonra dirilmeye benzer. Semahaneyi ikiye böldüğü kabul edilen hatt-ı istivâa, bu çizginin sağ tarafı zahir alemi ve sol tarafı da batın alemidir. Bu devirler, şeyh denilen mânevî terbiyecinin rehberliğinde Mutlak Hakîkat’i “İlm-el Yakîn” olarak bilişi, “Ayn-el Yakîn” olarak görüşü, “Hakk-al Yakîn” olarak da O’na erişi sembolize eder.
Post'un yanında semazenlerin birbirlerine eğilmesi
Şekilde gizli ruhun ruha selamıdır. Semâ’ meydanının sağ tarafından post hizasına gelen semâzen, Hatt-ı İstivâ’ya basmadan ve posta sırt çevirmeden dönerek karşıya geçer. Böylece arkasından gelen semâzenle karşı karşıya gelir. Bir an göz göze gelen iki derviş, aynı anda öne doğru eğilerek birbirlerine baş keserler. Böylece herkes birbiriyle selâmlaşmış olur ki buna "cemâl seyri" veya "cemâl cemâle gelmek" denilir.
Hırkayı öperek yere bırakma
Mevlevi dervişleri üzerindeki hırkayla görüşerek, sembolik olarak kabrinden kalkarak hakikate doğar ve kollarını bağlayarak bir rakkamını temsil eder. Böylece Allah'ın birliğine şehadet eder.
Yapılan 4 selamın anlamı
I.Selâm, insanın kendi kulluğunu idrâk etmesidir.
II.Selâm, Allah’ın büyüklüğü ve kudreti karşısında hayranlık duymayı ifâde eder.
III.Selâm bu hayranlık duygusunun aşka dönüşmesidir.
IV.Selâm ise insanın yaratılıştaki vazîfesine yani kulluğa dönüşüdür. Çünkü İslâm’ da en yüce makam, kulluktur.
Semazen ayakta dururken sağ ayağının başparmağı sol ayak başparmağının üzerinde durması
Bu duruma "ayakları mühürlemek" denir. Sebebi ise Hz. Mevlana'nın ahçıbaşısı Ateş Baz-ı Veli ye hürmeten yapıldığı söylenir.
Alıntıdır.