KALBİ HASTALIKLAR İBADETE MANİ OLUR.
Ulemanın ulularından Süfyan-ı Servi (k.s.) hazretleri kendi hayatından misal veriyor.
“Bir müminin ağladığını görüp onun, münafıklıktan ağladığı sui zannı bende hasıl oldu. Bu günahımın yüzünden beş ay gece namazına kalkmadım.“ buyuruyor.
Hasanı Basri Hazretleri de: “Kişi bir isyan ile gece ibadetinden mahrum olur.“ buyuruyor.
Fudayl Bin İyad Hazretleri de;
“ Gündüz orucundan, gece ibadetinden ve her türlü hayırlardan mahrum kalanlar günahlı ve hatalı insanlardır.“ Demiştir.
ÇARŞI EKMEĞİNİN MUHABBETİ KESMESİ.
Sultanımızın babası Gavs Hazretleri Siirt’ e ziyarete geldi. Bu esnada Siirt cemaatından olup devlet işlerinde çalışan müritlerin çoğu; “ Dünya fani Ahiret baki” bu dünyayı ne yapalım gibi düşüncelerle işlerine gitmez oldular. 10 - 15 gün dairelerine, işlerine gitmeyince aileleri gelip Gavs Hazretlerine durumu arz ettiler. Gavs hazretleri işe gitmeyenlere çarşı ekmeği yedirmelerini söyledi. Ve “ertesi gün işe giderler.” Buyurdu. Buyurduğu gibi oldu.
Bediüzzaman Hazretlerine sordular; Ben hafızım, kur’ anın bazı yerlerini unuttum ne yapayım? Buyurdu. Göz zinası yapmayınız, gözlerinizi haramdan sakınınız, gözlere giren, gözlerden çıkan haram bakış kalbi öldürür, kur’ an nurdur nurlu kalplerde tecelli eder. Karanlık gönüllerde itaati bulmak zordur.
DÜNYAYA DÜŞKÜN OLANLA BERABERİN ZARARI
Senusi Hazretleri (Cezayirli, Şeyhül Allame, 15. Asır Evliya)
Zamanının en çok vera sahibi olmalıydı, dünyaya düşkün olanlarla beraber bulunmayı, onlarla görüşmeyi onlara yakın olmayı hiç sevmezdi. Bir defasında talebelerinden bir kaçı ile birlikte bir yerden geçiyordu. Süslü elbiseler giyinip süslü atlara binmiş bazı kimselerin oradan geçtiklerini gördü. bunlarda kim? Dedi. “ Bunlar ahireti akıllarına getirmeyen dünyalık kimselerdir.” Dediler. Böyle hallere düşmekten Allah’ a sığındı ve yoluna başka bir yerden devam etti. Yine bir zaman aynı kimseler ile karşılaştı. Bu sefer yolunu değiştirme imkanı yoktu. Bunun için hemen bir duvarın arkasına geçti ve oraya gizlendi. Onlar geçib gidinceye kadar çıkmadı, dünyaya düşkün olanlarla görüşmediği gibi, onlardan bir hediye gelecek olursa onu da kabul etmezdi.
KENDİNDEN DAHA KÖTÜSÜ İLE ARKADAŞ OLMANIN ZARARI.
Bir insanın kötülüğü varken kendinden daha ziyade kötülükleri olan kimse ile arkadaşlık etmesi en büyük bir afettir. Daha kötülere nispetle kendi kötülüğü gözüne görünmez olur ve kendi nefsinden razı bir durumda bulunur. Her türlü şerlerin kökü; Nefsinden razı olmaktır.
Bir alim şu hikayeyi anlatıyor. Evliyadan Vehep hz. Anlatıyor.
Nefsini kötüleme
- Eskiden bir adam vardı, yetmiş sene ibadet etmişti. Daima oruç tutardı. Cumartesiden cumartesiye iftar ederdi. Bir gün Allah’ tan c.c. bir dilekte bulunda. Fakat kabul edilmedi. Bunun üzerine nefsine dedi ki;
- Senin uğursuzluğun yüzünden dileğim kabul edilmedi. Eğer sende hayır olsaydı mutlaka isteğim olurdu.
Adamın nefsi hakkındaki bu samimi sözleri üzerine Allah (c.c.) bir melek göndererek şunları söyletti;
- Ey Adem oğlu! Samimi olarak şu bir saatlik nefsini tekdir edişin, yetmiş yıllık ibadetinden daha hayırlıdır.
Aklı olan bu söze dikkat etsin. Kişi yetmiş sene ibadet ediyor, fakat bir anlık ucup bu yetmiş seneyi mahvediyor. Gene samimiyetle bir an kendi halini düşünmek yetmiş senelik ibadetten daha hayırlı oluyor.
İhlas la bir an kendi halini düşünmek yetmiş senelik ibadet sevabını kazanmak varken bunu yapmamak büyük aldanış değimlidir.?
Hadisi Şerif; “ Kişinin nefsini beğenmesi, yetmiş senelik amelinin sevabını düşürür.“(alıntıdır)