Acaba herkesin va’z-u nasihat etmeye ve hatırlatmada bulunmaya hakkı var mıdır?
Acaba öğüt ve nasihat herkesten kabul edilir mi?
Acaba bütün eleştiriler yapıcı ve olumlu mudur?
Eleştirmen ve vaizin sıfat ve şartları nelerdir?
Başkalarına öğüt verip de kendisi amel etmeyen birinin sözü etkili olamaz. Birçok rivayet bu iddianın şahididir. Öğüt verenin kendisi amel ehli olursa, onun öğütleri parlak bir lambadır, başkalarının kalplerini aydınlatır ve onun öğütleri kalplerin derinliklerine nüfuz eder. Hz. Ali (a.s)’ın şu sözüne dikkat ediniz:
“Öğüt kabul eden vâizin meşalesinden ışık alın ve uyanık nasihatçinin nasihatini kabul edin.”
Bu sözde hem öğüt kabul etmeye, hem de vaaz, nasihat ve eleştirinin etkili olan metoduna işaret edilmiştir.
Eleştiri ve hatırlatma, ne kadar içten, özel, halvette, nazik, onur ve haysiyet kırıcı olmaktan uzak olursa, o kadar etkili ve o kadar kini artırmak ve inattan uzak olur. Bazen aşikar eleştiri ve halkın yanında yapılan nasihat ve uyarılar, olumsuz etkiler bırakır, karşı tarafı aksülamele iter ve onun şahsiyetini zedeler.
Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Başkalarının yanında yaptığın nasihat, değnekle vurmaktır.”
İyilik dileme, insanları ıslah etme ve onlara yardımda bulunma kastıyla yapılan eleştiriler nere, mevcut durum ve işleri bozmak, yıkmak ve tahrip etmek maksadıyla yapılan eleştiriler nere? Şüphesiz bilinçli ve uyanık insanlar, eleştirilerin gerisindeki gizli sebepleri çok iyi anlar ve bilirler.
Eleştiri; hasetten, garazdan ve bir kötü hesaptan ötürü yapılmamalıdır. Kıskançlık ve kinden yapılan eleştiriler, durumu daha da kötüleştirir. Kıskanç birisinden; nasihat, hayır dileme ve ıslah niyetiyle tezekkür hiç mümkün mü? İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kıskançtan nasihat muhaldır (imkansızdır.)”
C.MUHADDİSİ
Yalnızlık,esaret ve sevgilinin hasreti,
Yalnızlığın ve esaretin çaresi var,
Ama sevgilinin hasreti,
Sevgilinin hasreti..