You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Yalancının Söylediği Doğru

Yalancının Söylediği Doğru

...
Yalancının Söylediği Doğru
İki Cihan Güneşi Efendimiz bir ramazan ayında ashâb-ı kirâmın sadaka-i fıtır olarak getirdiği hurmaları bir yere yığdırmış, Ebû Hüreyre hazretlerine de onları bekleme görevini vermişti. Peygamberler Sultanı'nın bu sadık bendesi, görevini lâyıkıyla yapabilmek için hurma yığınına yakın bir yere oturdu. Gece olup da el ayak çekilince, bir karaltının hurmalara doğru yaklaştığını ve onları avuç avuç çalmaya başladığını gördü. Ebû Hüreyre adamın yakasına yapıştığı gibi:

- Vallahi seni Rasûlullah'ın huzuruna götüreceğim, dedi.

Adam yalvarmaya başladı:

- Ben fakir bir adamım. Geçim sıkıntısı çekmekteyim. Üstelik çoluk çocuğum da var. Ne olur beni bırak, dedi.

Yufka yürekli bir insan olan Ebû Hüreyre, bu tanımadığı adamın sözlerine inandı, ona acıdı ve kendisini serbest bıraktı.

Ertesi sabah Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, yüzünden hiç eksik olmayan tebessümüyle Ebû Hüreyre'ye yaklaştı ve:

- "Ebû Hüreyre! Dün gece tutsağın ne yaptı?" diye sordu. Allah Resûlü'nün her şeye vâkıf olduğunu çok iyi bilen Ebû Hüreyre:

- Ya Resûlallah! İhtiyaç içinde bulunduğunu, üstelik çoluk çocuk sahibi olduğunu söyledi. Ben de kendisine acıdım ve serbest bıraktım, dedi.

Peygamberler Sultanı:

- "O sana yalan söyledi; tekrar gelecek", diye Ebû Hüreyre'yi uyardı.

Resûlullah öyle diyorsa mutlaka öyle olacaktı. Ebû Hüreyre'nin bunda şüphesi yoktu. Acaba adam ne zaman gelecekti? Ortalık kararınca Ebû Hüreyre bütün dikkatiyle beklemeye başladı. Çok geçmeden adam yine geldi ve hurmaları avuçlamaya başladı.

Ebû Hüreyre adamın ensesine yapıştı:

- Bu defa seni mutlaka Resûlullah'ın karşısına dikeceğim, dedi. Adamın mazereti hazırdı:

- Ne olur beni bırak. Gerçekten zor durumdayım. Çoluk çocuk perişan. Bu defa bırakırsan bir daha gelmem, dedi.

Ebû Hüreyre radyyallahu anh'ın yufka yüreği dayanamadı. Adamın haline acıdı ve onu yine serbest bıraktı.

Sabahleyin Ebû Hüreyre'nin yanına gelen Resûl-i Kibriya (aleyhi ekmelü't-tehâyâ) Efendimiz yine:

- "Ebu Hüreyre! Dün gece tutsağın ne yaptı?" diye sordu.

Ebû Hüreyre, adamın söylediğine göre ailesinin zor durumda olduğunu, onlara acıyıp kendisini serbest bıraktığını ve bir daha gelmeyeceğine dair söz verdiğini anlattı.

Fahr-i Kâinât Efendimiz yine tebessüm buyurdu:

- "O kesinlikle yalan söyledi; göreceksin tekrar gelecek" buyurdu.

Akşam olunca Ebû Hüreyre adamın geleceği zamanı kollamaya başladı. Bu defa onu mutlaka yakalayacak ve Resûl-i Zîşan'ın karşısına dikecekti. Bu yalancı adam hakettiği cezayı mutlaka görmeliydi.

Karanlık basınca, gece misafiri hurmaların başında bitti. Ebû Hüreyre bu defa kesin surette kararlıydı. Adamın yakasına yapıştı:

- Bu senin üçüncü ve son gelişin. Bir daha gelmeyeceğim diyorsun, tekrar geliyorsun. Lâmı cimi yok, seni mutlaka Resûlullah'ın huzuruna çıkaracağım, dedi.

Hurma hırsızı daha ciddi bir edâ ile :

- Beni bu defa da serbest bırak, sana bazı kelimeler öğreteyim. Allah seni bu kelimelerle mutlaka faydalandıracaktır, dedi.

Adamın bazı dualardan söz ettiğini anlayan Ebû Hüreyre meraklandı. Allah katında makbul ve insan için faydalı duaları öğrenmenin lüzumunu en iyi bilenlerden biriydi.

- Bazı kelimeler dediğin nedir? diye sordu. Adam şunları söyledi:

- Yatağına girdiğin zaman Âyetü'l-kürsî'yi oku! O takdirde senin yanında Allah tarafından sürekli bir koruyucu bulunur ve sabaha kadar şeytan sana yaklaşamaz, dedi.

Peygamber aleyhısselam'dan nice dualar öğrenmiş olan Ebû Hüreyre, şeytandan korunmanın yeni bir usûlünü öğreten hurma hırsızını, verdiği bu değerli bilgi karşılığında serbest bıraktı.

Ertesi sabah Resûl-i Muhterem Efendimiz Ebû Hüreyre'nin yanına gelince o değişmeyen sualini sordu:

- "Dün gece tutsağın ne yaptı?" buyurdu. Ebû Hüreyre:

- Ya Resûlallah ! Allah'ın beni faydalandıracağı bazı kelimeler öğreteceğini söyledi. Ben de bu kelimeler karşılığında onu serbest bıraktım, dedi Peygamber aleyhisselam:

- "Neymiş o kelimeler?" deyince, Ebû Hüreyre adamın Âyetü'l-kürsî ile ilgili söylediklerini anlattı. O zaman Fahr-ı Cihân Efendimiz

- "Bak hele sen! Kendisi yalancı olduğu halde bu defa doğru söylemiş" buyurdu. Sonra da bu olaydaki sırrın perdesini aralamak arzusuyla:

- Üç gecedir kiminle konuştuğunu biliyor musun, Ebü Hureyre?" diye sordu

Ebû Hüreyre Resûlullah'ın mübarek yüzüne merakla bakarak:

- Hayır, bilmiyorum, dedi. Peygamberler Sultanı onu hayretler içerisinde bırakan şu iki kelimeyi fısıldadı:

- "O şeytandı."

Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir
1996 - Agustos, Sayı: 126, Sayfa: 024

                                                                        “Hayat tiyatro gibidir, en kötü insanlar, en iyi yerlerde otururlar.”
Aristofanes
Bunu ilk beğenen sen ol.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.