You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Uzman
TRENE KOŞAN ADAM
TRENE KOŞAN ADAM

Bana mail atıp adresini yazan kişilere imzalı kitaplarımı parasını almadan gönderdiğim için telefon açıp hayretle soruyorlar: “Abi imzalı kitaplarım geldi, ben ücreti nereye yatıracağım, bir de ücretini yatırmadan niçin kitap gönderiyorsun, ben şimdi yatırmazsam ne yapacaksın?”

Ankara, Sincan’ı biliyorsunuz… Kırk veya ellili yıllara ait bir mesele anlatılır. Sincan tren istasyonu yakınlarındaki bir bakkal amcamız vefat edince veresiye defterinde alacaklıların listesinde şöyle bir not görürler: 65 Lira (Trene Koşan Adam)

Belli ki hiç tanımadığı bir adama 65 Liralık veresiye açmış, adını bile sormamış ve trene binmesi gereken adam hızla bakkaldan ayrılıp istasyona koşmuş. Bakara Suresi’nde alacak verecek şeylerimiz için not alınması bahsedilse de bahsettiğimiz adamlar ihlasla çek-senet almadan satış yapıyorlardı.

O yılların kapitalizme bulaşmamış insanlarındaki saflığı, iyi niyeti, birbirlerine olan güvenlerini görüyorsunuz değil mi?

O mübarek insanlar kul hakkına inanırlardı. Bence Trene Koşan Adam da şöyle bir not yazıp koymuştur cebine: “Sincan Tren İstasyonu yanındaki bakkala 65 Lira borcum var.”

Çek-senet almadan alış-veriş yapamamak ahir zaman belirtisidir! Kaldı ki aldığımız evraklar ya sahte çıkıyor veya karşılığı yok.
Çeklerimizin, senetlerimizin, dostluklarımızın karşılığı yoksa imanımızın da karşılığı yoktur. Karşılığı olmayan senetlerimizin bize kul hakkından dolayı cehennem ateşi olarak döneceğini bilseydik bunu yapar mıydık? Hayır! Biliyor ve devam ediyorsak, imanımızda sıkıntı vardır.

Bir Müslüman diğerine senetsiz güvenip dolandırılınca parayı veren adama “salak” diyorlar, ne acı!

Bankadan para çekince senetler, tapular veriliyor, kefiller isteniyor. Biz de aldığımız parayı eşek gibi titizlikle ödüyoruz, çünkü ikinci ay evimize icra gelir ama birbirimize karşı alacaklarımızda hassas değiliz, oysa biliyoruz ki ahretimize icra gelecek, mahşerin icra memurları bizi yerlerde sürükleyerek cehennem ateşine atacaklar, korkmuyor muyuz?

Adını, adresini bilmeden borç verdiğimiz günlerden, çekine senedine bile güvenemediğimiz kişilerin dünyasında yaşamaya başladık.

Şimdi yazının en başına geri dönüyorum. Evet kardeşlerim, kim kitap istediyse ücret almadan yolluyorum ve insanlara güvenmeye devam ediyorum.

Bir Müslüman diğerine güvenemeyecekse yaşamanın ne âlemi var! Bizler Müslümanız, hiç tanımadığımız kişilerin cenazesine katılıp “İyi bilirdik” demiyor muyuz? Öyleyse yaşarken de güveneceğiz birbirimize. Borç verip Kızılderililer gibi isimler koyacağız durmaksızın: Trene Koşan Adam, Sigara tutan Adam, Milli Gazete Okuyan Adam, Van'da Okuyan Üniversiteli Çocuk…

Oysa, takside bulduğumuz cüzdanı sahibine verdik diye akşam haberlerine çıkıp kahraman oluyoruz. Vay anasını, vay anasını…

Bülent Akyürek
Bunu ilk beğenen sen ol.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.