You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Kayıtsız
Ziyaretçi
TEVHİD NEDİR ?
TEVHİD NEDİR

Tevhid birlemek demektir.Allah tan başka ilah olmadığına inanmak demektir. Bu da Lâ ilâhe illâllah sözleriyle ispat edilmiş olur.
Bir kişi Lâ ilâhe illâllah vehdehu lâ Şerike leh Lehül mülkü ve lehül hamdu vehuve âlâ külli şeyin kadir(Allah tan başka Mabud yoktur. O bir olan Allah;tır. Ortağı yoktur. Mülk ancak onundur. Hamd ancak ona mahsustur. O her şeye Hakkıyla kadirdir) dese, diliyle Tevhid etmiş olabilir. Fakat bu ifadeyi kullandığı halde kalbi bundan gafilse, lafzı ve taklidi bir Tevhid olur.
Allah;ın bu mukayyet olan aleme (hadisata) tecellisi 3 yüzüyle olup efal, sıfat ve Zat yüzlerini idrak ederek; bütün zerreden kürreye kadar her varlıkta fiil ve işlerin failinin Allahın olduğunu, bütün sıfatların mevsufunun (sabit sıfatların) Allahın olduğunu, bütün mevcudun Allahın olduğunu, (Allah vâcibul vücuttur) bilir ve şuhut ederse Tevhid etmiş olur.


Bir salik hiçbir zaman Allah;ı kendi Tevhid edemez. Zira vela havle vela kuvvete illâ billâhilaliyyil azim. Güç ve kudret Allah;ınsa nasıl olur da onu Tevhid edebiliriz. Yalnız kendine nispet ettiği bu efalin, sıfatın ve Zatın yokluğunu, sağlayabilirse işte o zaman Allah;ın varlığı Tevhid olarak ortaya çıkar. Siz yok olursanız, sizin varlığınız aradan çekilirse kalır Yaradan. Şu halde biz, o zanlarımızdaki kendimize nispet ettiğimiz varlıktan geçmeden, onu Tevhid etmemiz mümkün değildir. Bizler Tevhid etmiyoruz.Kendi varlığımız diye bildiğimiz varlığın yok olması ile onun varlığı ortaya çıkmış oluyor. Demek ki Tevhidi kendi yapmış oluyor.

Lâ ilahe demek zanlarımızda hayalimizde öyle bir ilah yok. Bizim kendimize nispet ettiğimiz efal, sıfat ve Zatımız da yok. İllâllah demekle işte illa o görünen ve bilinen bütün varlıklarda, Zatını ilan eden, Zatını sıfatlarından tecellisi ve fiilleriyle açığa çıkan tek Allah vardır. Hâdid Suresi 3. ayetindeüvel evvelü vel ahiru vel zahiru vel bâtın buyurulduğu gibi ben zahirim denmektedir. Zahir olan da açıkta görünen demektir. Zaten Allah tan başka büyük bir varlık yoktur ki onu örtücü olsun.


Vahdehu la şerikeleh demek bütün varlıklarda tecelli eden senin tekliğindir. Bu varlıklarda tecellinin senden başkasına nispet ederek şirk eden (ortak koşan) hiçbir kimse de yoktur. Lehul mülkü demek bu mülk de senindir. Yani senin tecelli mazharlarındır (aletlerindir). Lehül hamdu, bütün hamd (övmek) sanadır.Vehuve âla külli şey in kadir demek o her şeye muktedirdir, gücü yeter. Demekle ister kendimizde isterse afakta (bizden gayri varlıklarda) bütün varlıkların Allah;la kaim olduğunu, bütün varlıklarda tecelli edenin Hak olduğu bilinciyle şuhut edersek, Tevhidi idrak etmiş oluruz.kuranı kerimin zariyet suresi ayet 56 ins ve cinleri bana ibadet etmeleri için yarattım buyurulmaktadır.sahabeler Resulullah efendimize sormuşlar.ibadetten kasıt nedir diye.oda ehli arifın ve ehli muvahhidin olmaktır ; buyurmuşlar.yani Allahı tevhid ederek bilmek demektir.

Yunus Suresi 105. ayetinde Yüzünü Tevhid dinine döndür ve sakın müşriklerden olma buyurulmuştur. Bu ne demektir? İslam dini Tevhid dinidir. Bu kesret Aleminde zerreden kürreye kadar, her şeyde Zatını ilan eden Allahtır. Bütün varlıklar onunla kaimdir. Yani her şeyin sireti Hak, sureti mahluktur. Şu halde her şey dediklerimiz Hak değil;bunların hakikatı Hak olmuş oluyor.


Cenabı Allahın zatına,hakikatı ilahiye,sıfatına hakikatı Muhammediye,esmasına hakikatı insaniye,Efaline hakikatı Ademiye,bunların kemalatıyla bir mahzardan tecellisinede,camiül esma,veya Alemi kübra olan Muhammedi diyoruz.


İşte biz de kendimize ve bütün varlıklara Allah;ın mukayyet olan bu Alemdeki bu üç tecellisini kendimize nispet etmekten, şirk etmekten kurtulabilirsek, o varlıkların yaratılma yerlerine göre fiillerini şuhut ederek ihtilaflardan kurtulmuş oluruz. Çünkü Allah alimdir, bizler ise malumuz. Allah bütün yarattıklarının malumiyeti nispetinde tecellisini gösterir. Dolayısıyla da bütün fiillerin faili (halk edicisi) Allah olduğu için hem kendimizle,hemde bütün insanlarla ve bütün hayvanatla barışık oluruz.


İşte böyle bir Tevhid inanç ve itikadı islam dininde bölünmeleri yok eder. Muamelet bölümündeki, insanlarla olan münasebetleri en üstün düzeyde iyi ve güzel olur. Sahtekarlık, yalancılık, kıskançlık, dedikodu vs. gibi Kur-an ı Kerim de yasak edilen hasletler de olmaz.
Toplumdaki insanlar Tevhid akideleriyle birbirleriyle kucaklaşarak hem dünyalarını hem de ahiretlerini mutluluk refah ve saadet haline dönüştürmüş olurlar.A.E.O
ALINTI
Bunu ilk beğenen sen ol.
Son Düzenleme: 07-11-2013, Saat:12:27 PM, Düzenleyen: Nazlıcan.
Forumcu
RE: TEVHİD NEDİR ?
''Bir salik hiçbir zaman ;ı kendi Tevhid edemez. Zira vela havle vela kuvvete illâ billâhilaliyyil azim. Güç ve kudret ;ınsa nasıl olur da onu Tevhid edebiliriz. Yalnız kendine nispet ettiği bu efalin, sıfatın ve Zatın yokluğunu, sağlayabilirse işte o zaman ;ın varlığı Tevhid olarak ortaya çıkar. Siz yok olursanız, sizin varlığınız aradan çekilirse kalır Yaradan. Şu halde biz, o zanlarımızdaki kendimize nispet ettiğimiz varlıktan geçmeden, onu Tevhid etmemiz mümkün değildir. Bizler Tevhid etmiyoruz.Kendi varlığımız diye bildiğimiz varlığın yok olması ile onun varlığı ortaya çıkmış oluyor. Demek ki Tevhidi kendi yapmış oluyor. ''


kardeş bu kısım tarafımdan anlaşılmamıştır.

benim yok olmam söz konusu değildir.imtihan salonundan çıkmam demektir.Mahşere kadar bekleme odasına geçmiş olmam demektir.


ilahın ne demek olduğunu anlamalıyız.

ilah:insanların idaresi için rejim-sistem-düzen kuran,hüküm ve kanunları yapandır.

müslümanlar için ilah Allah c.c dir.

kafirler için ilahların sayısı çoktur.

demokradik dinin ilahı=demokradistir.

kapitalizm dininin ilahları= adams simith-henkel-ford

faşizm dininin ilahları = hitler-mussolini


islam dininin ilahı =Allah c.c dir.
Degerli onuri Kullanicisi Apr 2010 Tarihinden Beri İmam Hatip
Bunu ilk beğenen sen ol.
Yeni Üye
RE: TEVHİD NEDİR ?
Tevhid iki kısımdır. Meselâ: Nasılki bir çarşıya ve bir şehre büyük bir zâtın mütenevvi malları gelse, iki çeşitle onun malı olduğu bilinir. Biri; icmalî, âmiyanedir ki: "Bu kadar azîm mal, ondan başka kimsenin haddi değil ki sahib olabilsin." Fakat böyle âmi bir adamın nezaretinde çok hırsızlık olabilir. Parçalarına çok adamlar sahib çıkabilir. İkinci çeşit odur ki; her denk üzerinde yazıyı okur, her bir top üstünde turrayı tanır, herbir ilân üstünde mührünü bilir bir surette "Herşey o zâtındır" der. İşte şu halde herbir şey o zâtı manen gösterir.
Aynen öyle de: Tevhid dahi iki çeşittir:
Biri:
Tevhid-i âmi ve zahirîdir ki, "Cenab-ı Hak birdir, şeriki naziri yoktur, bu kâinat onundur."
İkincisi:
Tevhid-i hakikîdir ki, herşey üstünde sikke-i kudretini ve hâtem-i rububiyetini ve nakş-ı kalemini görmekle doğrudan doğruya herşeyden onun nuruna karşı bir pencere açıp onun birliğine ve her şey onun dest-i kudretinden çıktığına ve uluhiyetinde ve rububiyetinde ve mülkünde hiçbir vechile, hiçbir şeriki ve muini olmadığına, şuhuda yakın bir yakîn ile tasdik edip iman getirmektir ve bir nevi huzur-u daimî elde etmektir.
Sözler
Bunu ilk beğenen sen ol.
Yeni Üye
RE: TEVHİD NEDİR ?
SUAL:
Niçin Cenab-ı Hakk'ın sıfât ve esmasının marifeti, enaniyete bağlıdır?
ELCEVAB:
Çünki mutlak ve muhit bir şeyin hududu ve nihayeti olmadığı için, ona bir şekil verilmez ve üstüne bir suret ve bir taayyün vermek için hükmedilmez, mahiyeti ne olduğu anlaşılmaz. Meselâ: Zulmetsiz daimî bir ziya, bilinmez ve hissedilmez. Ne vakit hakikî veya vehmî bir karanlık ile bir had çekilse, o vakit bilinir. İşte Cenab-ı Hakk'ın ilim ve kudret, Hakîm ve Rahîm gibi sıfât ve esması; muhit, hududsuz, şeriksiz olduğu için onlara hükmedilmez ve ne oldukları bilinmez ve hissolunmaz. Öyle ise hakikî nihayet ve hadleri olmadığından, farazî ve vehmî bir haddi çizmek lâzım geliyor. Onu da enaniyet yapar. Kendinde bir rububiyet-i mevhume, bir mâlikiyet, bir kudret, bir ilim tasavvur eder; bir had çizer. Onun ile muhit sıfatlara bir hadd-i mevhum vaz'eder. "Buraya kadar benim, ondan sonra onundur" diye bir taksimat yapar. Kendindeki ölçücükler ile, onların mahiyetini yavaş yavaş anlar. Meselâ: Daire-i mülkünde mevhum rububiyetiyle, daire-i mümkinatta Hâlıkının rububiyetini anlar ve zahir mâlikiyetiyle, Hâlıkının hakikî mâlikiyetini fehmeder ve "Bu haneye mâlik olduğum gibi, Hâlık da şu kâinatın mâlikidir." der ve cüz'î ilmiyle onun ilmini fehmeder ve kesbî san'atçığıyla o Sâni'-i Zülcelal'in ibda-i san'atını anlar. Meselâ: "Ben şu evi nasıl yaptım ve tanzim ettim. Öyle de şu dünya hanesini birisi yapmış ve tanzim etmiş." der. Ve hâkeza... Bütün sıfât ve şuunat-ı İlahiyeyi bir derece bildirecek, gösterecek binler esrarlı ahval ve sıfât ve hissiyat, ene'de münderiçtir.
Demek ene, âyine-misal ve vâhid-i kıyasî ve âlet-i inkişaf ve mana-yı harfî gibi; manası kendinde olmayan ve başkasının manasını gösteren, vücud-u insaniyetin kalın ipinden şuurlu bir tel ve mahiyet-i beşeriyenin hullesinden ince bir ip ve şahsiyet-i âdemiyetin kitabından bir eliftir ki, o elif'in "iki yüzü" var. Biri, hayra ve vücuda bakar. O yüz ile yalnız feyze kabildir. Vereni kabul eder, kendi icad edemez. O yüzde fâil değil, icaddan eli kısadır. Bir yüzü de şerre bakar ve ademe gider. Şu yüzde o fâildir, fiil sahibidir. Hem onun mahiyeti, harfiyedir; başkasının manasını gösterir. Rububiyeti hayaliyedir. Vücudu o kadar zaîf ve incedir ki; bizzât kendinde hiçbir şeye tahammül edemez ve yüklenemez. Belki eşyanın derecat ve miktarlarını bildiren mizan-ül hararet ve mizan-ül hava gibi mizanlar nev'inden bir mizandır ki; Vâcib-ül Vücud'un mutlak ve muhit ve hududsuz sıfâtını bildiren bir mizandır.
İşte mahiyetini şu tarzda bilen ve iz'an eden ve ona göre hareket eden
ﻗَﺪْ ﺍَﻓْﻠَﺢَ ﻣَﻦْ ﺯَﻛَّﻴﻬَﺎ
beşaretinde dâhil olur. Emaneti bihakkın eda eder ve o enenin dûrbîniyle, kâinat ne olduğunu ve ne vazife gördüğünü görür ve âfâkî malûmat nefse geldiği vakit, ene'de bir musaddık görür. O ulûm, nur ve hikmet olarak kalır. Zulmet ve abesiyete inkılab etmez. Vaktaki ene, vazifesini şu suretle îfa etti; vâhid-i kıyasî olan mevhum rububiyetini ve farazî mâlikiyetini terkeder.
ﻟَﻪُ ﺍﻟْﻤُﻠْﻚُ ﻭَ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﺤَﻤْﺪُ ﻭَ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﺤُﻜْﻢُ ﻭَ ﺍِﻟَﻴْﻪِ ﺗُﺮْﺟَﻌُﻮﻥَ
der. Hakikî ubudiyetini takınır. Makam-ı "ahsen-i takvim"e çıkar.

Sözler
Bunu ilk beğenen sen ol.
Uzman
RE: TEVHİD NEDİR ?
tevhid , Allah'tan başka hiçbir ilah tanımamaktır.rab ( terbiye edici,kanun koyucu,hükmedici) olarak yalnız O'na bağlanmaktır.Allah'tan başka otoriteleri reddetmek yalnızca Allah'ın otoritesini kabul etmektir.Allah'tan başkalarına kulluk yapmamak yalnızca Onun önünde eğilmektir . . .
Düşlerinden vurulurken çocuklar, hangi yaşamaktan bahseder ki masallar ...
Bunu ilk beğenen sen ol.
Uzman
RE: TEVHİD NEDİR ?
bu paylaşımdan da anlaşılacağı gibi tevhid akidesinde sadece Allaha itaat vardır . sadece Ona boyun eğme vardır . Sadece Onun koyduğu hükümlere uymak vardır .Sadece Onun istediği bir nizam oluşturmak vardır .Hayatımızı Onun istediği kriterlere göre şekillendirmek vardır .
Düşlerinden vurulurken çocuklar, hangi yaşamaktan bahseder ki masallar ...
Bunu ilk beğenen sen ol.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.