Sakalın farz yahut vacip olduğu görüşü sadece zahirilere ait bir görüş değildir. Bu âlimlerin cumhurunun görüşü olup hanefilerinde görüşüdür. Cübbeli Ahmed ve bağlı bulunduğu nakşıbendilik doktrinine görede sakal bırakmak vaciptir hatta İsmailağa resmi sitelerinden bunu yayınlamışlardır.

Bir Müslüman olarak Allah'ın ayetlerinden ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemden nakledilen sahih hadislerden sorumluyuz. Eğer ihtilaf anında Allah'ın kitabına ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sahih hadislerine yönel(t) miyor isek imanımızda problem var demektir. Bunun sebebi ise ya bir takım liderlerin görüşlerini kitap ve sünnetin önüne geçirmek yahut kitap ve sünnet dışında bir takım görüşlere nefsimizin muvafık düşmesinden kaynaklanmaktadır.

Tahrimen mekruh olan, Sakal bırakmamak değil sakalı jiletle kesmek. Yani sakalı numaralı traş makinesi ile kesmek caiz ama sünnete uyulmamış oluyor.

Sünnet olansa sakalı uzatmak, bıyığı kısaltmak. Uzatmaktaki ölçü de Müslüman olmayanlara benzemeyecek şekilde olmasıdır.

Sakalı ne tamamen kesmeye ne de kısaltmaya dair hiç bir delil bulamadım. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sakallarını hiç bir zaman kısaltmamış daha doğrusu buna dair sahih bir rivayet bulunmuyor. Daha önceleri bende selefin uygulamalarından dolayı - meşru ölçüde kısaltmaya- ruhsat var diye düşünüyordum fakat hiç bir delil bulamadım. Selefiler sahabe ve tâbiînin fiillerini delil olarak telakki ettikleri için - ki bu açık bir hatadır - kısaltmaya cevaz veriyorlar ve bazı mezhep bilginleri ha keza aynı şekilde...
Bu şekilde düşünenleri delil getirmeye davet ediyorum. Yani kitap ve sünnetten bir delil veya aklî bir burhan veya icma yahut hadîsde gelen lafızların arap dili çatısı altında buna imkan tanıyan bir beyanı...

“Yüce Allah, kendisine gizli lûtuf sahibi demeleri için zehrin içine panzehiri gizledi.

Yüce Allah siyahlığı beyazlıkta gizliyor; beyazlığa da siyahlıkta yer veriyor.” (I, 148-149)

Her şeyin Fazlası Zarardır...

Bir gün, bir berber Mevlâna’nın mübarek sakalını kesiyordu. Berber:

- Efendimiz ne buyuruyor, nasıl yapayım, dedi. Mevlâna:

-Kadınla erkeği birbirinden ayıracak kadar kes! dedi. Başka bir gün de:

-Ben hiç sakalları olmadığı için Kalenderîleri kıskanıyorum, dedi. Ve “Az sakal erkeğin saâdetindendir; çünkü sakal erkeğin süsüdür. Onun çokluğu erkeği böbürlendirir. Bu da insanı mânen öldüren şeylerdendir.” hadîsini söyledikten sonra:

-Çok sakal sûfîlerin hoşuna gider. Fakat sûfî sakalını tarayıncaya kadar, ârif Allah’a ulaşır, buyurdu. (I, 445)
.
.

Yani suret sünnet davranışının içinde bile bade gizli işte tüm mesele bu! Tabi görebilene..!

Kalemşör insanlara cevap vermeden önce Hanefi,Şâfi,Hambeli, yada Maliki olmadıgını ZAHİRİ olduğunu söyle kardeşim..Eğer buna dikkat etmessen cevapların silinecek...