Her nefis ölümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz. Ankebut-57
Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Asıl hayat ahiret yurdundaki hayattır. Keşke bilseler! Ankebut-64
Peygamber Efendimiz ve Hz.Ayse
Peygamber Efendimiz ve Hz.Ayse
Peygamberliğin gelişinden 10 yıl sonra eşi Hz. Hatice'yi kaybeden Peygamberimiz (asm.) kendisine hem ev işlerine, hem çocuklarına bakabilecek, hem de İslam'a davet konusunda ve insanları buna teşvik edecek hanımları nedeniyle, eşlere ihtiyacı olmuştur. Bunun için yaşlı ve dul olan Sevde'yi, diğer bir yandan ise yakın dostu Ebu Bekir'in kızı Ayşe'yi istedi.
Hz.Peygamberin bu isteği, vahyin başlangıcından on yıl sonradır. Hz. Ayşe, vahiy başlangıcından beş veya altı yıl önce doğduğu için Hz. Ayşe'nin Peygamberimizle on yedi veya on sekiz yaşında olduğu görülmüştür.
Bu konu detaylı olarak Mevlana Şibli'nin "Asr-ı Saadet" kitabında geçmektedir.
Hz.Ayşe'nin evlendiği zaman büyük bir yaşa sahip olduğunu, ablası Esma'nın biyografisinden anlamaktayız. Eski biyografi kitapları Esma'dan bahsederken diyorlar ki:
Alıntı:"Esma yüz yaşındayken, Hicretin 73.yılında vefat etmiştir. Hicret vaktinde yirmi yedi yaşındaydı. Hz. Ayşe ablasından on yaş küçük olduğuna göre, onun da hicrette tam on yedi yaşında olması icap eder. Ayrıca Hz. Ayşe, Hz. Peygamber'den önce Cübeyr'le nişanlanmıştı. Demek evlenecek çağda bir kızdı." (Hatemü'l-Enbiya Hz.Muhammed ve Hayatı, Ali Himmet Berki, Osman Keskioğlu, s.210)
ayrıca dinimizde hayız olmayan bir kadın evlenmesi uygun değilken . 9 yaşındaki bir çocuğun hayız olması (ALLAH istemedikten sonra) mümkün değilken ,peygamberimizin bunu çok iyi bilirken hala neden hz aişe annemizin evliik yaşında 9 diye ısrar ederler şaşarım
Ve vatansız bırakma Allah'ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah'ım!
-“Fitne çıkartmak, adam öldürmekten daha kötüdür.” (Bakara Sûresi 191. Ayet).
Hz. Muhammed (s.a.v) de;
-“Fitne uykudadır. Fitneyi uyandırana Allah lânet etsin”
-“Din, dünya menfaatine alet edilince, fitneler zuhur eder, ortaya çıkar.” buyurmuşlardır.
RABBİM sen bizi fitnecilerden muhafaza eyle amin
Yine olaya tersinden baktığımızda imanımızı zirve yaptıracak asrın geri tepmiş fitnesidir.
Olaya tersinden derken yaş muhabbetlerine takılmadan Peygamberimizin(s.a.s) vefatından sonra Hz.Ayşe’nin nasıl bir hayat sürdüğüdür.Çünkü onun efendimizden sonraki hayatına baktığımızda efendimizi görür gibiyizdir.O peygamberimizin ahlakıyla ahlaklanmış salih,mümine bir kadındı,peygamberimize çok bağlıydı,Hz.Ebubekir onu öyle bir yetiştirmişti ki daha oyun çağlarında bile gönlü ilahi muhabbetle dolu bir çocuktu…..
O peygamberimizin çocukluğunda olduğu gibi yaşıtlarından çok farklıydı.Onu farklı kılan gönlündeki yaratıcıya olan aşk idi.Aşkın O’ncasını bilmeyenler de ne anlar.Aşk sence,bence,bizce değil ki yani ben diyen O(Allah) demeyen anlamaz anlamak için ce’den geçmek lazım.Hz.Ayşe O’na(Allah’a) tutulmuştu ve kendini peygambere hibe etmişti:
33/AHZÂB-50: Ey o Peygamber! Biz bilhassa sana şunları halâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun zevcelerini ve Allahın sana ganimet kıldıklarından milki yemînin olan câriyeyi ve ammin kızlarından, dayın kızlarından, teyzen kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mü'mine bir kadın kendini Peygambere hibe ederse Peygamber nikâh etmek istediği takdirde onu, sâde sana, sair mü'minlere değil, onlara zevceleri ve milki yemînleri hakkında ne farz kıldığımız ma'lûmunuz, bunlar sana hiç bir darlık olmamak içindir, Allah gafûr rahîm bulunuyor.
İdrak edemeyenler ce(ene,ben)’den geçemeyenler de anlatma ne bilsin…….
Hz.Ayşe’nin yaşını araştıracağınıza,yaşa takılıp kalacağınıza yaptıklarına bakınız.Onun nasıl seçilmiş biri olduğunu görürsünüz kaç yaşında evlendiğini ve diğer karı koca ilişkisini ise ancak Allah bilir…….doğrusunu Allah bilir…………..
4/NİSÂ-6: ve yetimleri nikâh çağına ermelerine kadar gözedib deneyin, o vakit kendilerinden bir rüşd hissettiniz mi hemen mallarını kendilerine teslim edin, büyüyecekler de ellerine alacaklar diye o malları israfla yemeğe kalkmayın ihtiyacı olmıyan tenezzül etmesin, muhtac olan da meşru' surette bir şey yesin, mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman da karşılarında şahid bulundurun, hisabınızı doğru tutmak için Allahın harekâtınızı hisaba çekmekte olması yeter
Peygamberimiz hayatta iken
Onun kulağı vahiyde, gözü ise istikbaldeydi.Müthiş bir zekası ve anlayış kabiliyeti vardı. Hayatı boyunca Efendimizin gözlerinin içine bakmış ve ona sadık bir eş ve talebe olmaya çalışmıştı.Tahkiki bir imana sahipti,öğrendiklerini test eder öyle kabullenirdi…..
Peygamberimizin vefatından sonra
O saadet asrı ile geleceği birbirine bağlayan muhteşem bir köprü gibiydi.Faziletliydi,izzetliydi,şerefliydi,hürmetliydi,erdemliydi,manevi ilimlerin merkezi konumunda idi,tesettür konusunda kılı kırk yararcasına hassas yaşayan bir kul idi. Onun bariz bir özelliği de hayatını sade yaşamasıydı. Hiçbir zaman israf etmez, kendisine yetecek miktarla iktifa eder kalanı hemen elinden çıkarırdı. Lüks ve şatafat onun dünyasında hiçbir zaman yaşama hakkı bulamamıştı. Ölmeyecek miktarla geçinerek hayatını idame ettirdi. Olur da eline imkân geçerse hemen infak ederdi. Köle azat etmek ve fakirleri sevindirmek en hoşlandığı davranışların başında geliyordu.
Hayatı boyunca bilgisini hiçbir zaman insanlardan esirgemedi. Öğrendiğini başkalarıyla paylaşmasını bildi ve çok büyük insanlar yetiştirdi. Allah Resûlü’nden öğrendiklerini diğer insanlara aktarma konusunda gayet titiz ve gayretliydi. Onun bu aşk ve şevki neticesinde kadınlarla ilgili pek çok husus Allah Resûlü’ne sorulmuş ve cevabı alınmıştı. Bu anlamda kadınların Hz. Âişe annemize özel bir teşekkür borçları vardı.
Hz. Âişe’nin özellikle tesettür konusundaki hassasiyeti bir başkaydı. Bu hususta hayatı boyunca en ufak bir taviz vermemişti. Bu hassasiyeti o kadar ileri derecede idi ki Hz. Ömer vefat edip kendi odasına defnedildikten sonra kabirle arasına bir perde çektirmişti. Yeğeni Hafsa kendisini ziyarete geldiğinde takmış olduğu başörtüsünü ince bulmuş onu ikiye katlayarak nasıl örtünmesi gerektiğini göstermişti. Tesettür konusunda kadınları her zaman ikaz eder ve Nur Suresi’nde emredildiği gibi örtünmelerini hatırlatırdı.
Hülâsâ, onun hayatında öne çıkan başlıklar şöyle idi:
1. Sadelik
2. Cömertlik
3. İlim sevgisi
4. Dini yaşamada hassasiyet
5. Fedakârlık
6. İffet ve nezahet
7. Sadakat
33/AHZÂB-28: Ey o Peygamber! Zevcelerine şöyle söyle: eğer dünya hayat ve ziynetini istiyorsanız haydi geliniz sizi donatayım ve güzellikle bırakıp salıvereyim
Ayeti gereği isteseydi peygamberimiz hayatta iken ya da vefatından sonra kendi yoluna gidebilirdi……..vs.
Ama:
Hz.Ayşe Ahiret Hayatını seçti vesselam…….
dİP:N O T
Peygamberimiz evinde büyüttüğü Ali ile Fatımayı evlendirmek için 15-16 yaşına kadar beklemiş bekletmiştir.............
''Allâhu lâ ilâhe illâ huvel Hayyul Kayyûm''
Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur (Sadece O vardır),Hayy’dır Kayyum’dur.
kalp aynamız daha bi temizlenir parlar ışıldar manasında yazmak istemiştim,bilmiyorum yanlış bir söz ettim isem ZEYNEP ABLA SİLEBİLİRMİSİN YA DA NAZLICAN ABLA BENİM KAFAM KARIŞTI SİZE BIRAKIYORUM
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
İman kalbin tasdiki ve yakîni olduğundan, azalması, çoğalması olmaz. Azalıp çoğalan bir inanış, iman olmaz. Buna zan denir. İbadetleri, Allahü teâlânın sevdiği şeyleri yapmakla iman cilalanır, nurlanır, parlar. Haram işleyince, bulanır, lekelenir. O halde, çoğalmak ve azalmak, amellerden, işlerden dolayı, imanın cilasının, parlaklığının değişmesidir. Kendisinde azalıp çoğalmak olmaz. Cilası, parlaklığı çok olan imana çok dediler. Bunlar, sanki, cilalı olmayan imanı, iman bilmedi. Cilalılardan bazısını da, iman bilip, fakat az dedi. İman, parlaklıkları başka başka olan, karşılıklı iki ayna gibi oluyor. Cilası çok olup, cisimleri parlak gösteren ayna, az parlak gösteren aynadan daha çoktur demeye benzer. Başka biri de, iki ayna müsavidir. Yalnız, cilaları ve cisimleri göstermeleri, yani sıfatları başkadır demesi gibidir. Bu iki adamdan birincisi, görünüşe bakmış, öze, içe girmemiştir. (Ebu Bekir’in imanı, ümmetimin imanları toplamından daha ağırdır) hadis-i şerifi, imanın cilası, parlaklığı bakımındandır. (Mektubat, m.266)
İmam Azam’a göre, İman, artma ve eksilme kabul etmez. İman ne artar ne de eksilir. (bk. el-Vasiyye s, 72)
''Allâhu lâ ilâhe illâ huvel Hayyul Kayyûm''
Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur (Sadece O vardır),Hayy’dır Kayyum’dur.
Hz. Aişe annemizin evlenme yaşı çok çeşitli yerlerde vs çok kez gündeme gelmiştir...Maalesef efendimize söz getirmek...bir yerden olsun vurmak isteyen çarpık zihniyet kullanıyor bu konuyu...tabiki böyle sorular SAF ZİHİNLERi...EL DEĞMEMİŞ BERRAK DURU ZİHİNLERİ haliyle bulandırabiliyor...dediğim gibi yukarıda arkadaşlar güzel şekilde ifade etmişler...gerçek yaşı ile ilgili verileri paylaşmışlardır...bende işin başka bir boyutuna değinmek istiyorum...
1) Öncelikle iklim konusuna değinmek istiyorum...iklim şartları gelişimsel olarak insanları etkilemektedir...vücut tiplerini...hatta yaşam sürelerini etkilemektedir...iskandinav ülkelerine bakarsak...ortadoğu vs afrika ülkelerine bakarsak bunları göreceğiz...arabistanda iklim kuşağı olarak sıcak iklimde yer almaktadır...ve insanların akıl baliğ olma yaşı...buluğ çağına erme yaşı düşmektedir...bu işin açıkcası tıbbi boyutu...
2) Efendimiz çağı itibari ile cahiliye devrinde gelmiştir...insanların yaşantıları...örf ve adetleri olsun...putperestlik olsun...kadına değer vermeme vs olsun...tam bir cahiliye devrinde gelmişti...ve dinimizin peygamberi olmuştur...inasnları toptan bir yenilenmeye...toptan bir Allah'a yönelmeye çağırmıştır...ve insanlar hatta ve hatta kendi akrabalarından amcası vs çok tepki göstermiş...tepki vermiştir...bunların hepsini biliyoruz...art niyetli insanların dediği gibi olsa...efendimiz erken yani çocuk denecek bir yaşta...akıl baliğ olmamış bir şekilde evlilik yapsa idi...tüm imkanları ile efendimize sahabe efendilerimize saldıran o insanlar...varını yoğunu ortaya koyan insanlar...bunu bir koz olarak kullanmaz mıydı??? efendimizin afedersiniz haşa...bir açığı olarak sonuna kadar suistimal etmezler miydi???efendimize buradan laf etmezler miydi??? ama bakın bunca kaynakta hiçbir şekilde bunlar geçmiyor di mi...hiçbir kaynakta bu şekilde kulalnıldığına sözler sarfedildiğine dair yazılı vsya sözlü bir şey yok...velhasılı kelam maalesef gerçeği çarpıyıyor çarpık zihniyette olan insanlar...Allah hepimize hidayet versin inşAllah...
Nitekim ben çok iyi hatırlıyorum ortaokula giderken nineme yaşını sorduğumda kafa kağıdındaki yaşını deil reglden sonraki yaşını söylemişticüzdana bakmıştım yaşı başka çıkıyordu ben ordan şahidimyine anneme sorduğumda normal cüzdandaki yaşını söylemişti ozaman kafam bayağı bir karışmıstı gayet iyi hatırlıyorum sonradan anladım
Ama dediğim gibi yaş muhabbetlerine takılmamak lazım sen Hz.Ayşe'nin hayatına bak o yaşantısıyla,aşkı,muhabbeti,peygamberimize olan bağlılığı sevgisi....vs ile zaten baş tacımız tekrardan yaşa gelince rivayet o şekilde gelmiş olabilir
söyleyebileceklerim bu kadar
Elbette doğrusunu Allah bilir
vesselam
''Allâhu lâ ilâhe illâ huvel Hayyul Kayyûm''
Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur (Sadece O vardır),Hayy’dır Kayyum’dur.
Denklem
İN=i(x)[(a+b) : (n+v)]
İN=İman Nuru,kuvveti
i=iman (ya vardır 1(bir)dir,tamdır, ya da yoktur (0) sıfırdır.)
a=OKU'mak,ilim,tefekkür,atomu yarmak,Ayşe anamızın ya da bir Allah dostunun hayatı hakkında bilgi sahibi olmak,kainat ve yaratılış hakkında derin derin düşünmek...vs.
b=ibadetler,taatler,sevaplar,gözlemler,fiiller...vs
n=Nefs,ene,ben,günahlar(kendine pay almak ister bölen)
v=şeytan(vesvese verip ameli zayi etmek ister bölen)
n+v=hiç bir zaman sıfır(0)olmaz taki can bedenden uça gide bu yüzden tanımsız değildir ama sıfıra yaklaşır.Nefsin terbiyesi ile)
einstein formulü gibi oldu ha
yani demek ki:
İman artıp eksilmez,iman aynen duruyor ama artıp eksilen:
Zaten var olan İMANIN NURU
Böylelikle iman artmış ya da azalmış oluyor.
İmamı Azamın dediği doğru çıkıyor formüle göre yani
Şayet iman yoksa imanın şartlarından birini kabul etmiyorsa insan (i)iman yerine sıfır koyduğumuzda ortada iman ve imanın nuru kalmıyor sonuç 0(sıfır)
''Allâhu lâ ilâhe illâ huvel Hayyul Kayyûm''
Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur (Sadece O vardır),Hayy’dır Kayyum’dur.
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi