Her nefis ölümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz. Ankebut-57
Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Asıl hayat ahiret yurdundaki hayattır. Keşke bilseler! Ankebut-64
Kütüphanemizdeki Kitaplar
Kütüphanemizdeki Kitaplar
Selametle
eski yaşanmış ları özlüyor, hatırladıkçada SÜKUT ediyorum. .
Cahillik rolünü üstlendim... VESSELAM
EBUZER, . İslam'ın sınıfsal yapısını, sermayeye bakış açısını, emek sermaye çelişkisi noktasında durduğu yeri, bizim bildiğimiz ve şahit olduğumuz yada bize öğretilenin dışında oldukça farklı bir yerde durduğunu anlatan ve "muhafazakar" İslamı'ın yerine "devrimci" İslam'ı koyan , gerçek İslam'ın devrimci olduğunu anlatan kitaplardan bir tanesi bu eser.
__________________________________
kitaptan bir kesit..
- Selamun aleykum!
- Ve aleyke selam ve rahmetullah.
Ve bu İslam’da verilen ilk selamdı.
Bu görüşmenin ne kadar sürdüğünü bilmiyoruz. Tarih söyleseydi bile bilemezdik. Böyle durumlarda zaman işlemez. Bildiğimiz şey, Cünade’nin oğlu Erkam’ın evine girdi ve orada kayboldu. O andan sonra asla izine rastlanmadı. Erkam’ın evinden çıkmadı. Cündeb b. Cünade gitti ve ansızın Kabe’nin kenarında, Safa tepesinde vahiy sığınağından doğan İslam ufku, parlak bir çehre doğdu. Bir an duraksadı. Yangınını çölün ateşinden aldığı iki gözünü aceleyle Mekke vadisini kuşatan dağlarda gezdirip Kabe’deki putlara dikti. Şeytani tekelcilerin “hizmetçi yontucular” için düzenledikleri budala heykeller! Ebuzer ilk kez böyle görüyor ve hayret ve öfkeyle kendi kendine soruyor: Bu üç yüz otuz bilmem kaç şirk putu İbrahim’in tevhid evinde ne arıyor?
Aceleyle Safa’dan aşağı indi. Tek, erimiş, kararlı ve muhacir. Sanki ilk gece vahyin aleviyle yanmış, mağaradan çıkıp Hira’dan inen Muhammed (a.s) gibiydi. Adeta dağdan yuvarlanıp Mekke vadisine şirk, nifak, zillet ve uykunun üstüne düşen kaya gibiydi.
__________________________________
[b]Çöl ıssız ve sessizdi. Rebeze’de yer gök sanki bu karagünlü iki kahramanı izliyordu. Ölüm yaklaşmıştı. Ebuzer karısına dönüp: "Kalk, şu tepeye çıkalım. Belki yiyecek bir ot buluruz da açlığımızı gideririz." dedi. Karı koca bir müddet aradılarsa da yiyecek bir şey bulamadılar. Ebuzer zayıf ve baygın düştü. Alnında ölüm terleri birikmişti. Geri döndüler. Fırtına uğuldayarak esiyor, çölün ortasında hurma ağacıyla ayakta tuttukları parça parça olmuş çadırlarını o yandan bu yana sallıyordu. Ebuzer’in dizleri tutmuyordu. Başı göğsünün üzerine düşmüştü. İki kanadı kırılmış bir şahin gibiydi. Karısı, Ebuzer’in yüzünde ölümün izlerini gördü. Ebuzer, vefakârlığından duyduğu memnuniyeti gösteren yorgun ve hasret dolu bakışlarla karısının çehresini süzdü:
[/b]
Bırak ey biçare feryadı belâdan kıl tevekkül
Zira feryat belâ ender hatâ ender belâdır bil
Eğer belâ vereni buldunsa, safâ ender atâ ender belâdır bil
Eğer bulmazsan bütün dünya cefâ ender fenâ ender belâdır bil
Din nakil dinidir. Bu kitap nakli esas aldığı için baş tacıdır.
Ehli sünnet alimlerinin asırlardır yazmış olduğu güvenilir kitaplardan (yaklaşık 1000 küsur) kitaptan faydalanılarak hazırlanmıştır.
Kitabı hazırlayan zat kendi görüşlerini kitaba ilave etmemiş, kendinden tek cümle dahi yazmamıştır.
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi