You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

General
RE: Ayetler ve sureler
Kaynak islam ansiklopedisi android programı

Hz. ADEM İLE HAVVA

Allahü Teala, varlığını bilsin, ibadette bulunsun yer yüzünü imar etsin diye insanı yaratmayı mürad etti Meleklerine: Ben yer yüzünde muhakkak halife tayin edeceğim kendi irademden kudret ve sıfatımdan selahiyetler vereceğim ki, o mahlukatım üzerinde bir takım tasarruflara sahip olacak, benim namıma hükümler icra edecek, vekilim olarak emirlerimi, kanunlarımı tatbike memur bulunacak. onun arkasından gelenler ona halef olacak vazifeyi icra edecekler buyurdu. 

Melekler bundaki şerefi takdir ettiler, yeryüzündeki bir mahluka böyle yüksek bir irade bahşedilmesinde ki şer ihtimalinden korktular. Allahü Tealanın ghikmetlerini de bildirmedikleri için: Ey Rabbimiz! Yer yüzünde onu fesada Verecek, onda fesadlar çıkaracak kanlar dökecek bir mahluk mu yaratacaksın? biz hep sana hamdederek, daima seni tesbih ve takdis edip dururken,» dediler. Ve maksatları —haşa itiraz olmayıp hikmetini sormak olduğunu bildirdiler, Allahü Teala cevaben: ben sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim,» buyurdu. Melekler sustular ve birbirlerine: Elbette rabbımız her şeyi bilir, faydası olmayan bir mahluk yaratmaz,» dediler. 

Allahü Teala, Meleklere: .  ben, kuru çamurdan, şekillenmiş bbalçıktan bir beşer yaratacağım, ben, onu insan kıvamına koyup içine ilahi emrim ruhtan feyiz verdiğim vakit, onun için secdeye kapanın,» dedi. Melekler, secde ettiler, iblis, kibrine yediremedi ve secdeden kaçındı. Çünkü o- kendisini en üstün mahluk kabul ediyordu. 
Allahü Teala: Ya iblis! Sen niçin secde edenlerle beraber olmadın?» dedi. iblis Benim kuru çamurdan, bir suretlenmiş balçıktan yarattığın beşere secde etmem mümkün değildir. ben ateşten yaratıldım, Ateş topraktan üstündür,» dedi ve itaat dairesinden çıkarak kafir oldu. Allahü Teala: çık oradan, çünkü sen tard olundun. lanet ceza gününe kadar üzerindedir.»

Şeytan: Rabbim! öyle ise bana onların tekrar dirilecekleri güne kadar mühlet ver,» dedi. 
Allahü Teala da ecel günü yani birinci sürün üfürülmesine kadar mühlet verdi Şeytan: 
Ya rabbi! benim azgın ve asiliğime yemin ederim ki, ben, insanlar için yer yüzünde ziynetler yapıp onları kandırarak hepsini yoldan çıkaracağım, ancak içlerinden ihlaslı Kulların müstesna.
Allahü Teala, Şeytana buyurdu ki: İşte bu dediğin, sahiplerini azıtamayacağını itiraf ettiğin ihlas ve tevhid, bana kavuşturan dosdoğru bir yol, hak kanundur. kullarım üzerine musallat olacak kudretin yoktur. Ancak sana uyan azgınlar müstesna. onları sürükleyebilirsin. o da senin hükmün ile değil, onların iradeleri sana uymaları ve arkana düşmeleri sebebiyledir.

Şüphesiz Cehennem de sana uyan azgınların vaad olunan yerleridir.» Allahü Teala, insanın şerefli, itibarlı ve halife olmaya layık bir mahluk olduğunu göstermek üzere Hz. Ademi ilim ve kelam sıfatlarına mazhar kıldı, i Meleklere işaret ederek: 
Haydin, siz iman ile hilafete layık olma davanızda isabetli iseniz; isimleri güzelce haber veriniz, buyurarak onları, acziyetlerini isbat için imtihan etti. imtihana karşı Melekler: Subhansın ya Rab! Senin bize bildirdiğinden başka bizim hiç bir ilmimiz yoktur, her şeyi bilen daima bilen alim, hakim, hakikat Sensin diyerek acziyetlerini tesbih eylediler. 

Melekler acziyetlerini izhar edince, Allahü Teala: . 
Ya Adem! Meleklere şunların isimlerini haber ver, dedi, hitabı ile halifenin kim olacağına işaret buyurdu vMeleklerden sonra Hz. Adem'i imtihan etti. Hz. Adem o arz olunanı haber verince, Allahü Teala, Meleklere: Ben size arz ve semanın gaybını bilirim, demedim mi? siz ne açıklıyorsunuz ne gizliyorsunuz, biliyorum, buyurdu. Allahü Teala Hz. Adem'e eş olarak kendi kaburga kemiğinden Havva validemizi yarattı ve: Ya Adem, sen ve zevcen Cennette rahat yaşayınız. Nimetlerimden bol bol yiyiniz. Ancak şu bur ağaca yaklaşmayınız, meyvesinden yemeye kalkışmayınız haddi aşanlardan olursunuz, buyurdu.Şeytanın kendilerine düşman olduğunu bildirerek onun sözüne kanmamalarını istedi. 

Allahü Teala onlara yalnız bir meyveyi yasaklamıştı ki insana, iradesini kullanmayı ve nefsine hakim olmayı öğretiyordu. Onlara verilen nimetler üzerine insanoğluna düşmanlığını ilan eden Şeytan, ilk olarak örtülü yerlerini meydana çıkarmak; avretlerini açmak için vesvese verdi Hz. Adem ve Havvayı Hakk Teala örtmüş ve gizlemişti. Şeytan yaklaştı Ey Adem! seni devleti haber vereyim mi? Diyerek, Allahü Tealanın yasak ağacını gösterdi. Hz. Adem, Şeytana aldırış etmedi, yılgınlık göstermedi Rabbimiz sizi ağaçtan iki Melek olacağınız veya Cennette ebedi kalacağınızdan dolayı nehyetti. bundan yerseniz ya Melekler gibi yemek, içmek ihtiyacından müstağni olursunuz, ölüm yüzü görmez burada ebedi kalırsınız, dedi. Kendisine inanmaları için yemin ederek, «ben sizin nasihatçınız ve hayrınızı isteyicinizim» diye emin olmalarını istedi. 

Hz. Adem ve Havva hiç kimsenin yalan yere Allaha yemin etmeyeceğini düşünerek yanıldı ağaca meyletti Hz. Adem ağacın meyvesinden yemekte mahzur görmedi Allahü Teala'nın yasak ağacının meyvesinden tattıkları vakit örtülü ve gizli avret mahalleri açıldı. hayalarından üzerlerine Cennetin incir yaprağından yamalar yamadılar. Allahü Teala şöyle nida etti: Ben sizi o ağaçtan nehyetmedim mi idi? Şeytan düşmandır demedim mi Hz. Adem ile Havva cevaben: Ey rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer sen bize rahmet ve mağfiret etmezsen, en büyük zarar ve felaketin içinde kalanlardan olacağız, diye tevbe ve niyazda bulundular. 

Allahü Teala, Hz. Adem, Havva ve Şeytan'a hitap etti:  Haydi, bazınız bazınıza düşman yer yüzüne inin. Size orada bir müddet i nasiplenmek ve geçinmek vardır. Orada yaşayıp ölecek ve yine ondan çıkarılacaksınız. Hz. Adem ve zevcesi, insan gibi yer yüzünde mekan tuttu ve Şeytanla mücadele eddi Rabbından tevbe ve istiğfarda bulundu. Allahü Teala'nın emirleri ile amel etti ve tevbeleri kabul olundu. Çünkü Allahü Teala esirgeyici ve bağışlayıcıdır. Hz. Adem beş şeyi ile bahtiyar olmuştur: Hatasını itiraf, pişmanlık, nefsini kötülemek, tevbeye devam ve rahmetten ümidi kesmemek. iblis beş şey ile bedbaht olmuştur Günahını ikrar etmemek, pişmanlık duymamak, kendini kötülemeyip azgınlığını Allahü Teala'yı suçlamak etmek ve rahmetten ümidini kesmek. 

— Adem aleyhisselama vefat emri geldiği zaman; «Ya Rab, düşmanım iblis, beni görünce kıyamet gününe kadar mühlete kavuşmakla sevinecek, bana şamata edecek,» dedi. Cevap verildi «Ya Adem, sen Cennete iade olunacaksın, o mel'un ise evvelkilerin ve sonrakilerin adedi kadar ölüm acısını tatacak.» Hz. Adem, Azraile: «— Ona ölümü nasıl tattıracaksın? anlat,» dedi. Onun ölümü anlatıldığı zaman, Hz. Adem: «— Ya Rabbi! Kafi» dedi Allahü Teala, birinci sur'un ufürülmesinde Azrail'e diyecek ki: Sana yedi Sema ve yedi Arz ahalisinin kuvvetini verdim ve bugün sana bütün gadap kisvelerini giydirdim. Şiddetli gadabımla in, o tard olunmuş İblis'e ölüm acısını tattır,

İblise evvel ve ahirlerin acılarını illet ve hastalıkları yüklet. gayz ve gadapla dolu yetmiş bin zebani, her biriyle de Cehennem zincirlerinden zincirler, bulunsun. Cehennem kancalarından yetmiş bin kanca ile o mel'unun kokmuş canını çıkarın. Malik'i çağırın Cehennem kapılarını açsın.» Azrail öyle bir suret ile inecek ki ona Sema'ların ve Arz'ların ahalisi baksa korku ve dehşetlerinden ölürlerdi, ya habis! sana ölümü tattıracağım, çok ömür sürdün. Nice nesilleri azdırdın, yoldan çıkardın. vakit geldi.» diyecek. Mel'un Şeytan Doğuya kaçacak, bakacak Melekül'mevt gözleri önünde, Batıya kaçacak bakacak denizlere dalacak denizler kabul etmeyecek, yer yüzüne kaçacak, sığınacak kurtulacak hiç bir yer bulamayacak, sonra Dünyanın ortasında, Hz. Adem'in kabri yanında duracak

Şeytan Doğudan Batıya Batıdan Doğuya topraklarda sürünecek, Adem aleyhisselam'ın yer yüzüne indiği mevziye varınca Arz, kor gibi olacak Zebaniler kancaları takıp didikleyecekler Allahü Teala'nın dilediği zamana kadar can çekişip azap içinde kalacak. O can çekişirken Hz. Adem ve Havva'ya'da: Kalkınız düşmanınız ölümü nasıl tadıyor, bakınız» denecek. Kalkacaklar, onun çektiği azabın şiddetine bakacaklar da: 
Ya Rab, bize nimetini tamamladın» diyecekler. 
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Ayetler ve sureler
Kaynak ülkücü dünya .com

 
 
 ANKEBUT SURESİ

deyin ki: "Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik.

Bizim ilâhımız da, sizin ilâhınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur." 

(Resulüm!) sana (önceki kitapları tasdik eden) bu kitabı indirdik kitap verdiklerimiz ona iman ediyorlar.

ona iman eden nice kimseler vardır.

Ayetlerimizi ancak kâfirler bile bile inkâr eder. 

Sen bundan önce, ne bir yazı okur, ne de elinle yazardın. Öyle olsaydı, batıla uyanlar kuşku duyarlardı. 

Kur'ân kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde yer eden apaçık âyetlerdir.

Ayetlerimizi ancak ve ancak zalimler bile bile inkâr eder. 

de ki: "Mucizeler ancak Allah'ın katındadır. Ben ise bir uyarıcıyım." 

Sana indirdiğimiz ve okunmakta olan kitapta iman edecek bir kavim için elbette bir rahmet ve öğüt vardır. 

De ki: Benimle şahit olarak Allah yeter.

Allah göklerde ve yerde ne varsa bilir.

Batıla inanıp inkâr edenler ziyana uğrayacaktır

Senden azabı çabuk getirmeni istiyorlar.önceden tayin edilmiş bir vade olmasaydı, azab onlara çatmıştı.

azab hiç farkına varmadıkları bir sırada kendilerine mutlaka gelecektir. 

cehennem, hiç şüpheleri olmasın, kâfirleri kuşatacaktır.

O gün azap, onları hem üstden, hem ayaklarının altından saracak ve Allah Yaptıklarınızın cezası diyecektir. 

Ey iman eden kullarım! Şüphesiz benim yarattığım yeryüzü geniştir. O halde yalnız bana kulluk edin. 

Her can ölümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz. 

İman edip güzel işler yapanları muhakkak ırmaklar akan cennet köşklerine yerleştireceğiz.

iyi işler yapanların mükafatı ne güzeldir! 

onlar, sabretmiş olup yalnız Rablerine güvenip dayanmaktadırlar. 

Nice hayvanlar var onların ve sizin rızkınızı Allah veriyor.

O, her şeyi işitir ve bilir. 

Andolsun ki onlara, nasıl haktan çevrilip döndürülüyorlar? 

Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı buyruğu altında tutan kimdir?" diye sorsan "Allah" derler.

Allah, kullarından dilediğine rızkı bol bol verir, dilediğine de kısar.

Şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla bilendir. 

Andolsun ki onlar Allah " derler.

Gökten su indirip, onunla ölümünün ardından yeryüzünü canlandıran kimdir?"

hamd Allah'a mahsustur. Fakat çokları akıllarını kullanmazlar. 

Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir.

Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı. 

gemiye bindiklerinde, dini yalnız Allah'a yalvarırlar. Fakat onları salimen karaya çıkarınca, Allah'a ortak koşarlar

Kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler ve safâ sürsünler bakalım! Ama yakında bilecekler. 

Çevrelerinde insanlar götürülür öldürülür ve esir edilirken bizim Mekke'yi güven içinde kudsî bir yer yaptığımızı görmediler mi?

Hâlâ batıla inanıp Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar? 


Allah'a karşı yalan uyduran, yahut hak gelmişken onu yalan sayandan daha zalim kimdir?

Cehennemde kâfirlere yer mi yok? 

yolumuzda cihad edenleri, elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz.

Hiç şüphe yok ki Allah iyi davrananlarla beraberdir. 


Rum Suresi

Elif, Lâm, Mim. 

Rumlar yenildi. yenilgilerinin ardından mutlaka galib geleceklerdir. 

önce de sonra da emir Allah'ındır

o gün müminler, sevineceklerdir. 

Allah'ın yardımıyla Allah dilediğine yardım eder, galip kılar.

O çok güçlüdür, çok merhamet edicidir. 

Allah, vaadinden caymaz. Fakat insanların çoğu bilmezler. 

Onlar, sadece dünya hayatının dış yüzünü bilirler. Ahiretten gafildirler. 

hiç düşünmediler mi Allah göklerde, yerde ve ikisi arasındaki her şeyi ancak hak ile belirli bir süre için yaratmıştır?

Gerçekten insanların çoğu, Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler. 

Onlar, yeryüzünde gezmediler mi , kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuş baksınlar?

Onlar, güçlüydüler. Toprağı sürüp imar etmişlerdi. Onlara peygamberleri delillerle gelmişdi. Allah onlara zulmetmiyor onlar, kendilerine zulmediyorlardı. 

o kötülük edenlerin sonu çok kötü oldu. Onlar, Allah'ın âyetlerini yalan sayıp alay ediyorlardı. 

Allah yaratmayı yapar, sonra da çevirir, yeniden yapar. Sonra döndürülüp O'na götürüleceksiniz. 

Kıyamet saatinin gelip çattığı gün suçlular, her ümidi keserler. 

Allah'a ortak koştuklarından, kendilerine şefaat edecekler bulunmaz. Onlar, Allah'a koştukları ortakları inkâr ederler. 

Kıyamet saatinin çattığı gün inananlarla inanmayanlar ayrılırlar. 

iman edip salih amel yapanlar gelince, bir bahçe içinde neşelenirler. 

Âyetlerimizi ve âhireti yalan sayıp küfredenler azab içinde hazır bulundurulurlar. 

akşama ve sabaha girdiğiniz zaman tesbih Allah'ındır. daima O tesbih edilir

Göklerde ve yerde, ikindi erdiğiniz zaman hamd O'na mahsustur. 

O, ölüden diri çıkarır, diriden ölü çıkarır toprağa ölümünden sonra hayat verir. Sizler de işte öyle çıkarılacaksınız. 

O'nun âyetlerinden ve kudretinin delillerindendir ki, sizi bir topraktan yarattı. Sonra yeryüzünde yayılan insanlar oluverdiniz. 

O'nun âyetlerindendir ki, sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratmış,

aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur. Şüphesiz düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır. 

göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve renklerinizin farklı oluşu O'nun âyetlerindendir. Şüphesiz bilenler için nice ibretler vardır. 

gecede ve gündüzde uyumanız ve lütfundan nasib aramanız O'nun âyetlerindendir.

Şüphesiz dinleyecek bir kavim için nice ibretler vardır. 

O'nun âyetlerindendir ki, size hem korku ve hem de umut vermek için şimşeği gösteriyor.

Ve gökten bir su indiriyor da onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat veriyor.

Şüphesiz ki bunda aklını kullanacak bir kavim için nice ibretler vardır. 


göğün ve yerin, emriyle durması O'nun âyetlerindendir.

sizi bir tek çağırışla çağırdığı zaman bir de bakarsınız ki yerden diriltilip çıkarılıyorsunuz

Göklerde ve yerde kim varsa hepsi O'nundur. Hepsi de O'na itaat etmektedirler. 

yaratmayı ilkin yapan O'dur. Sonra onu çevirip yeniden yapacak olan da O'dur

Göklerde ve yerde en 
yüksek şan ve şeref O'nundur.

O çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. 

zulmedenler, bilgisizce hevalarına uydular. Artık Allah'ın şaşırddığını kim yola getirebilir? Onların yardımcıları yoktur. 

yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult.

Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur


Başkasından geçerek hep O'na gönül verin ve O'ndan sakının.

Namaza devam edin ve müşriklerden olmayın. 

O müşrikler dinlerini ayırıp öbek öbek olmuşlardır. Her grup kendilerininkine güvenmektedir. 

insanlara bir keder dokunduğu zaman her şeyden geçerek Rablerine yalvarır, dua ederler

sonra bir rahmet tattırıverdiği zaman Rablerine ortak koşarlar. 

insanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona güveniyorlar da; ellerinin yaptığı şeyler sebebiyle başlarına fenalık gelirse, hemen ümid kesiyorlar
 
Onlar görmediler mi Allah dilediği kimseye rızkı serer ve daraltır. Şüphesiz iman edecek bir kavim için ibret vardır.
 
O halde akrabaya da hakkını ver, yoksula da, yolcuya da... Bu, Allah'ın rızasını dileyenler için daha hayırlıdır.

Kurtuluşa erecek olanlar işte onlardır. 

İnsanların malları içinde artsın diye verdiğiniz faiz, Allah yanında artmaz.

Allah'ın rızasıyla verdiğiniz zekat işte onlar, malları kat kat artmış olanlardır. 

Allah, O'dur ki, sizi yarattı, sonra da size rızık verdi, sonra sizi öldürür, sonra sizi diriltir.

Allah, onların ortak koştuklarından münezzeh ve yücedir. 

Yaptıklarının bir kısmını tatsınlar diye insanların kazandığı şeyler yüzünden karada ve denizde fesat çıktı. Umulur ki onlar hakka dönerler. 

De ki, yeryüzünde bir gezin de bakın, bundan öncekilerin sonu nasıl olmuş! Onlar müşrik idiler. 

Allah'tan geri çevrilmesine çare olmayan bir gün gelmeden yüzünü dosdoğru, sabit dine çevir.

kim inkâr ederse, inkârı aleyhinedir Kim salih amel işlerse, onlar kendilerine rahat bir yer hazırlarlar. 

O, iman edip salih amel işleyenlere lütf ve mükafat verecektir. O,kâfirleri sevmez. 

Rüzgarları müjdeciler olarak gönderip size rahmetinden tattırması, emriyle gemilerin gitmesi ve lütfundan rızık kazanmanız O'nun âyetlerindendir.
gerek ki şükredesiniz. 

Andolsun senden önce birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik onlara delillerle vardılar.

günah işleyenlerden intikam aldık. Müminlere yardım ise, bizim nezdimizde bir hak oldu. 

Allah O'dur ki, rüzgarları gönderir de bir bulut savururlar.onu gökyüzünde nasıl dilerse öyle serer,

Allah dilerse parça parça eder.

Allah yağmuru kullarından kimlere diliyorsa dökü verdi mi derhal yüzleri güler. 

onlar, daha önce üzerlerine yağmur indirilmeden evvel ümidi kesmişlerdi. 

Şimdi bak Allah'ın rahmetinin eserlerine

Allah yeryüzünü ölümden sonra nasıl diriltiyor? Şüphe yok ki O, mutlaka ölüleri diriltir. O her şeye kâdirdir. 

Andolsun ki biz, bir rüzgâr göndersek de onu rahmetin eseri olan ekini sararmış görseler, mutlaka nankörlüğe başlarlar. 

sen ölülere işittiremezsin. O daveti, arkalarını dönmüş giderlerken sağırlara da duyuramazsın. 

Sen ancak âyetlerimizi iman edeceklere duyurursun da onlar müslüman olur, selâmeti bulurlar. 

Allah sizi güçsüz yaratır, sonra kuvvet verir kuvvetin arkasından güçsüzlüğe ve ihtiyarlığa getirir.

Allah dilediğini yaratır. Ve O, her şeyi bilir, her şeye gücü yeter. 


Kıyamet günü günahkarlar dünyada bir saatten fazla durmadıklarına yemin ederler. Onlar önceden de haktan çevriliyorlardı. 

Andolsun ki, Allah'ın kitabında takdir edilen dirilme gününe kaldınız. bu, dirilme günüdür siz bilmiyordunuz

o gün zulmedenlere mazeretleri fayda vermeyecektir. dertlerinin çaresine bakılmayacaktır. 

Andolsun ki, biz insanlar için bu Kur'ân'da her türlü meselden örnekler getirdik.

İşte bilmeyenlerin kalblerini Allah böyle mühürler. 

Şimdi sen sabret. Çünkü Allah'ın vaadi mutlaka haktır.

Sakın imanı sağlam olmayanlar seni hafifliğe sevketmesinler. 

LOKMAN SURESİ


Elif, Lâm, Mîm. Bunlar, o hikmetli kitabın âyetleridir. 


O, güzellik ve iyilik yapanlar için bir hidayet ve rahmettir. 

Onlar, namazı kılarlar, zekatı verirler, âhirete de kesin olarak inanırlar. 

bunlar, Rableri tarafından bir hidayet üzeredirler.

Kurtuluşa erecek olanlar da işte onlardır. 


onlar için aşağılayıcı bir azab vardır. 

Ona âyetlerimiz okunduğunda sanki işitmemiş, sanki kulakda ağırlık varmış gibi büyüklük taslayarak yüz çevirir.

onu, acı verecek bir azab ile müjdele. 

iman edip de salih amel işleyenlere nimet cennetleri vardır. 

Allah'ın vaadi çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir

Allah gökleri direksiz yarattı, Yeryüzüne de sizi çalkalar diye ağır ve sabit büyük dağlar bıraktı

biz gökten bir su indirdik de her güzel çiftten hoş çeşit bitkiler yetiştirdik. 

İşte bu, Allah'ın yarattığıdır

Haydi gösterin bana O'ndan başkaları ne yaratmıştır? o zalimler, apaçık bir sapıklık içindedirler. 

Andolsun ki biz, Lokman'a "Allah'a şükret!" diye hikmet verdik.

Kim şükrederse kendi iyiliğine eder.

Allah muhtaç değildir daima övülmeye layıktır. 

bir zaman Lokman, oğluna öğüt vererek demişti ki: "Yavrucuğum! Allah'a ortak koşma, Allah'a ortak koşmak şirk ve büyük bir zulümdür.

biz insana, anasına ve babasına itaati tavsiye ettik.

Anası onu zayıflık üstüne zayıflıkla taşıdı. Onun sütten ayrılması iki yıl içindedir.

Biz insana "Bana, anana ve babana şükret" diye de tavsiye ettik. Dönüş, ancak banadır. 

bir şeyi, bana ortak koşman hususunda seni zorlarlarsa, onlara itaat etme.

dünyada onlarla iyi geçin ve bana yönelenlerin yolunu tut.

dönüşünüz ancak banadır. ben size yaptıklarınızı haber vereceğim. 

Yavrucuğum! Haberin olsun ki, yaptığın hardal tanesi ağırlığınca olsa da, bir kaya veya göklerde gizlense de Allah onu getirir, mizanına kor.

Allah en ince şeyleri bilir, her şeyden haberdardır." 

Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır.

Başına gelenlere sabret, çünkü bunlar, azmi gerektiren işlerdendir." 

insanlara karşı kibirlenme ve çalımla yürüme.

Allah övünen ve kuruntu edenlerin hiçbirini sevmez. 

sesini alçalt, çünkü seslerin en çirkini elbette eşeklerin sesidir. 


Görmediniz mi Allah göklerde ve yerde ne varsa hepsini sizin hizmetinize vermiş,

Allah gizli ve açık olarak nimetlerini üzerinize yaymıştır.


insanlar içinde kimi de var ki, ne bir ilme, ne bir mürşide dayanmaksızın Allah hakkında mücadele ediyor. 

Allah'ın indirdiğine tabi olun dendiğinde Hayır, biz atalarımızı neyin üzerinde bulduksa, onuna gideriz." diyorlardı Ya şeytan onları cehennnem azabına çağırıyor idiyse ona mı uyacaklar

kim iyilik yaparak yüzünü tertemiz Allah'a tutarsa, o gerçekten en sağlam kulpa yapışmıştır.

bütün işlerin sonu Allah'a dayanır. 

Kim inkâr ederse, onun inkârı seni üzmesin. Onlar dönüp bize gelecekler.

biz onlara bütün yaptıklarını haber vereceğiz. Allah, kalblerin özünü bilir. 

Biz onlara biraz zevk ettiririz de sonra kendilerini ağır bir azaba zorlarız. 

Andolsun ki onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, elbette "Allah" diyecekler.

"Allah'a hamd olsun." de.

Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır.

Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, daima övülmeye lâyıktır. 

yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa, deniz de arkasından mürekkep olsa, yine de Allah'ın kelimeleri yazmakla tükenmez.

Şüphesiz ki Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. 

Sizin yaratılmanız da tekrar diriltilmeniz de ancak bir tek nefsin yaratılması ve tekrar diriltilmesi gibidir.

Allah her şeyi işitir ve görür. 

Görmedin mi ki, Allah geceyi gündüze sokuyor, gündüzü geceye sokuyor. Güneş ile ayı emrine boyun eğdirmiştir.

Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. 

Allah hakkın ta kendisidir.

İnsanların taptıkları mutlaka batıldır. Şüphesiz ki Allah, çok yücedir,

Görmedin mi Allah, âyetlerini size göstersin diye gemiler, Allah'ın nimetiyle denizde akıp gidiyor.

Şüphesiz çok sabredenler ve çok şükredenler için nice ibretler vardır. 

Onları kara bulutlar sardığı zaman, Allah'a yalvarırlar. Onları kurtardığı zaman ise giden de bulunur.

Bizim âyetlerimizi nankör ve gaddarlardan başkası inkâr etmez. 

Ey insanlar! Rabbinizden sakının ve o günden korkun ki, baba çocuğuna hiçbir fayda veremez. Çocuk da babasına fayda sağlayacak değildir

Şüphesiz Allah'ın vaadi gerçektir.

dünya hayatı sizi aldatmasın,

sakın o çok aldatıcı şeytan sizi Allah'ın affına güvendirerek aldatmasın. 

Şüphesiz ki, kıyamet saatinin bilgisi Allah yanındadır.

Yağmuru O yağdırır, rahimlerde ne varsa O bilir.

Hiçbir kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Hiçbir kimse hangi yerde öleceğini de bilemez.

Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla bilir, her şeyden haberdardır. 


SECDE SURESİ

Elif, Lâm, mim. Kendisinde şüphe olmayan bu kitabın indirilişi, âlemlerin Rabbi olan Allah tarafındandır. 

onu (Muhammed) uydurdu mu diyorlar? Hayır, uyarıcı gelmemiş olan kavmi korkutman için, Rabbin tarafından gelen bir haktır. Gerek ki, hidayeti kabul ederler. 

Allah O'dur ki, gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yaratmış, sonra Arş üzerine istivâ buyurmuştur

Sizin için O'ndan başka ne bir dost vardır, ne de bir şefaatçi! Artık düşünmeyecek misiniz? 

Allah gökten yere, kadar tüm işleri düzenler, o işler, O'na yükselir. 

Allah görüleni ve görülmeyeni bilir, her şeye gücü yeter, çok merhametlidir

Yarattığı her şeyi güzel yaratan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayan O'dur. 

onun soyunu süzülmüş bir özden, değersiz bir sudan yaratmıştır. 

sizin için kulaklar, gözler ve gönüller var etti. Siz pek az şükrediyorsunuz! 

Onlar: "Biz yerde kaybolup gittikten sonra, gerçekten yeni bir yaratılışta bulunacağız?" dediler.

onlar Rablerine kavuşmayı huzura varacaklarını inkâr eden kâfirlerdir. 

De ki: "Size vekil kılınan ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize götürüleceksiniz." 

Ey Muhammed! Günahkârlar Rableri huzurunda başları öne eğik olarak: "Ey Rabbimiz! Gördük ve dinledik, bizi geri çevir de salih bir amel işleyelim, biz artık inanıyoruz." derlerken bir görsen! 

biz dilemiş olsaydık her nefse hidâyetini verirdik.

Bütün insanlar ve cinlerden cehennemi elbette dolduracağım." sözü hak olmuştur. 

unuttuğunuzdan dolayı tadın azabı! İşte biz de sizi unuttuk.

Yapmakta olduğunuz işler yüzünden tadın ebedî azabı!" 

âyetlerimize öyle kimseler iman eder ki, kendilerine öğüt verildiği zaman secdelere kapanırlar

Rablerine hamd ile tesbih ederler büyüklük taslamazlar. 


Onların korku ve ümid içinde Rablerine dua ederler ve rızıklardan hayıra sarfederler. 

Öyle ya iman eden kimse, fâsık olan gibi olur mu? Onlar eşit olamazlar. 

iman edip de salih amelleri işleyenlere bir konukluk yeri olarak cennet vardır. 

fâsıklık etmiş olanların barınakları ateştir. her çıkmak istediklerinde oraya çevrilirler

Haydi tadın o ateşin yalanlayıp durduğunuz azabını!"
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Ayetler ve sureler
Kaynak ülkücü dünya. Com

 
Ülkücülük; Müslüman ve Dokuz Işıkçı Milliyetçiliktir...

"...Şehitlere ölüler demeyin. Bilakis Onlar diridirler..." Bakara-154

SECDE SURESİ


kim Allah'a ve Resulü'ne boyun eğer, salih amel işlerse, ona mükâfatını iki kat veririz.

onun için bol bir rızık hazırlamışızdır. 

Ey peygamberin hanımları! Siz herhangi biri gibi değilsiniz takva ile korunacaksanız, konuşurken kırıtmayın kalbinde hastalık bulunan tamaha düşmesin. Güzel ve doğru söz söyleyin

Ey peygamberin hanımları evlerinizde durun da cahiliyet devrinde ki gibi süslenip çıkmayın.

Namazı kılın, zekatı verin. Allah ve Resulü'ne itaat edin.

Ey ehli beyt! Allah sizden kiri gidermek ve sizi tertemiz, yapmak istiyor

Oturun da evlerinizde okunan Allah'ın âyetlerini ve hikmeti anın.

Şüphe yok ki Allah lütuf sahibidir ve her şeyden haberdardır. 

Şüphe yok ki müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mümin erkeklerle mümin kadınlara Allah mükâfat hazırlamıştır.

itaat eden erkeklerle itaat eden kadınlar, sadık erkeklerle sadık kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlara Allah mağfiret hazırlamıştır.

mütevazi erkeklerle mütevazi kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlara Allah büyük bir mükâfat hazırlamıştır.


oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkeklerle ırzlarını koruyan kadınlara Allah bir mağfiret ve büyük mükâfat hazırlanmıştır.

Allah'ı çok zikreden erkeklerle Allah-'ı çok zikreden kadınlar var ya onlar için Allah mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.

Allah ve Resulü hükmettiği zaman, mümin için, tercih hakkı yoktur.

Her kim de Allah ve Resulüne âşi olursa açık bir sapıklık etmiş olur. 

Peygambere Allah'ın takdir ettiği, mübah kıldığı şeyde bir darlık yoktur.

Allah'ın emri ise biçilmiş bir kaderdir. 

Onlar, Allah'ın gönderdiklerini tebliğ ederler ve O'ndan korkarlar,

Allah'tan başka kimseden korkmazlardı.

Hesap görücü olarak da Allah yeter. 

Muhammed, adamlarınızdan hiçbirinin babası değildir. Ama Allah'ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur.

Allah her şeyi hakkiyle bilendir. 

ey iman edenler! Allah'ı çokça anın. 

O'nu sabah akşam tesbih edin. 


Sizleri karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için melekleri ile üzerinize rahmet ve bereket indiren O'dur

O, müminlere çok merhametlidir. 

O'na kavuşacakları gün müminlere Allah cömertçe mükafat hazırlamıştır. 

Ey peygamber! Biz seni hem bir şahit, hem bir müjdeci, hem bir uyarıcı olarak gönderdik. 

Allah'a bir davetçi ve nurlar saçan bir kandil gönderdik

Müminlere müjdele! Onlara Allah'tan bir mükafat vardır... 

Kâfirlere ve münafıklara itaat etme, onların ezalarını bırak aldırma

Allah'a tevekkül et. Allah vekil olarak hepsine yeter.

Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâh edip de onlara dokunmadan boşadığınızda, Derhal müt'alarını verip onları güzelce salıverin. 

Allah kalblerinizdekini bilir. Allah her şeyi bilir ve yumuşak davranır. 

Allah her şeye gözcü bulunuyor. 

Ey iman edenler! Peygamberin evlerine vaktine bakmaksızın ve yemeğe izin verilmedikçe girmeyin.

çağırıldığınız vakit girin. Yemeği yediğinizde de hemen dağılın.

Sohbet etmek için de izinsiz girmeyin. Çünkü bu peygambere eziyet veriyor, o sizden utanıyor. Fakat Allah gerçeği söylemekten utanmaz.

Peygamber hanımlarına soru soracağınızda perde arkasından sorun. Bu hem sizin kalbleriniz hem de onların kalbleri için daha temizdir

sizin Resulullah'a eziyet hakkınız yoktur. Ondan sonra hanımlarını da ebediyyen nikâh edemezsiniz. bu Allah katında çok büyük bir günahtır. 

Siz bir şeyi açıklasanız da gizleseniz de şüphe yok ki Allah her şeyi bilmektedir.
 
ey Peygamberin hanımları Allah'tan korkun.Allah her şeye şahit bulunuyor. 

Allah ve melekleri Peygambere salât ederler. Ey iman edenler! siz de ona teslimiyetle salât ve selâm edin. 

Şüphesiz ki Allah'a ve Resulü'ne eziyet verenlere Allah hem dünyada, hem ahirette lânet etmiştir.

Onlara aşağılayıcı bir azab hazırlamıştır. 

Mümin erkeklere ve mümin kadınlara eziyet edenler bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir. 

peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle de cilbablarından üzerlerini sımsıkı örtsünler.

Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. 

münafıklar ve kalblerinde hastalık olanlar ve Medine'de dedikodu yapanlar, vaz geçmezlerse, mutlaka seni musallat ederiz. seninle orada az bir zamandan fazla komşu kalamazlar.
 
Melun nerede bulunursa yakalanırlar ve öldürülürler. Allah'ın kanunu budur.

sen Allah'ın kanununu değiştirmeye asla çare bulamazsın. 

İnsanlar sana kıyamet saaatini soruyorlar. De ki: "Onun ilmi ancak Allah'ın nezdindedir.

Ne bilirsin belki kıyamet yakında olur." 

muhakkak ki, Allah kâfirleri lânetlemiş ve çılgın bir ateş hazırlamıştır


O gün yüzleri ateş içinde çevirilirken: keşke Allah'a itaat etseydik, peygambere itaat etseydik!" derler. 

Derler ki: "Ey Rabbimiz! Biz beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler." 

Ey Rabbimiz! Onlara azabın iki katını ver ve büyük bir lânet ile lânetle.

Ey iman edenler: Sizler Musa'ya eziyet edenler gibi olmayın. O, Allah yanında mevki sahibi idi. 

Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve sağlam söz söyleyin, 

Allah işlerinizi yoluna koysun ve günahlarınızı bağışlasın.

kim Allah'a ve Resulü'ne itaat ederse, o gerçekten büyük murada ermiştir. 

Biz emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik, onlar, yanaşmadılar korktular da onu insan yüklendi. O çok zalim ve çok cahildir. 

Allah münafık erkeklerle münafık kadınlara, müşrik erkeklerle müşrik kadınlara azab edecek,

mümin erkeklerle mümin kadınların
tevbelerini kabul edecektir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. 


SEBE SÜRESİ


Hamd, o Allah'ındır ki göklerde ne var, yerde ne varsa hep O'nundur.

Ahirette de hamd O'nundur. O hüküm ve himet sahibidir, herşeyden haberdardır.
 
Yere ne giriyor ve ondan ne çıkıyor, gökten ne iniyor ve ne çıkıyorsa Allah bilir. O merhamet edici ve bağışlayıcıdır

İnkâr edenler: "Bize kıyamet saati gelmez." dediler.

De ki gaybı bilen Rabbim hakkı için kıyamet size mutlaka gelecektir.

O'nun ilminden göklerde ve yerde zerre kadar bir şey kaçmaz.

küçük ve daha büyük ne varsa, hepsi muhakkak açık bir kitaptadır."

Allah iman edip iyi amel işleyenlere mükafat verecektir.

onlar için bir mağfiret ve cömertçe verilmiş bol rızık vardır. 

Âyetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışanlara kötü ve elem verici azab vardır. 

Rabbinden sana indirilen Kur'ân, hakkın kendisidir.

O, gücüne nihayet olmayan, her hamde lâyık bulunan Allah'ın yolunu gösteriyor

âhirete inanmayanlar, derin bir sapıklıkla azab içindedirler. 

Dilesek kendilerini yere geçiriveririz. Yahut gökten üzerlerine parçalar düşürüveririz.

Şüphesiz bunda Allah'a yönelen hakka gönül veren her kul için bir ibret vardır. 

Andolsun biz Davud'a bir fazilet verdik. Ey dağlar! Onunla beraber tesbih edin." dedik ve kuşlara da emrettik

Andolsun biz Davud'a demiri yumuşattık.  Bol bol zırhlar yap ve biçimlemede ölçüyü gözet dedik.

Siz de iyi işler yapın, çünkü ben her yapacağınızı gözetiyorum. 


Süleyman'ın emrine rüzgarı verdik.
Erimiş bakır menbaını ona sel gibi akıttık. Rabbi'nin izniyle elinin altında cinlerden de çalışan vardı.

kim emrimizden dışarı çıkarsa ona ateş azabından tattırırdık. 


Çalışın ey Davud hanedanı, şükür için çalışın.

kullarım içinde şükreden azdır. 

Ne zaman ki Süleyman'a ölümü hükmettik, cinlere onun ölümünü sezdiren olmadı. Yalnız bir güve böceği yere dayandığı asâsını yiyordu.

cinler eğer gaybı bilir olsalar 
o zilletli azab içinde bekleyip durmazlardı. 

Andolsun ki Sebe' kavmi için oturdukları yerde bir ibret vardı:

Sağ ve soldan iki bahçe "Rabbinizin rızkından yiyin O'na şükredin, ne güzel bir belde ve çok bağışlayıcı bir Rab

onlar şükürden yüz çevirdiler Biz de üzerlerine Arim selini salıverdik

o güzelim bahçelerini buruk yemişli, ılgınlık ve içinde sidir ağacı bulunan iki harap bahçeye çevirdik. Bu nankörlerin cezası

biz nankör olanları cezalandırırız. 

Biz bereket verdiğimiz memleketler arasında, sırt sırta şehirler meydana getirmiştik.

Onlara Buralarda gecelerce ve gündüzlerce emniyet içinde gezip yürüyün dedik onlar: "Ey Rabbimiz! Seferlerimizin arasını uzaklaştır" dediler ve nefislerine zulmettiler.

Biz de onları efsanelere çevirdik didik didik dağıttık.

Şüphesiz çok şükredecek her sabırlı için elbette ibretler vardır. 

müminlerden başkası iblise uydular. 
Halbuki İblis'in onlar üzerinde hiçbir saltanat kudreti yoktu.

biz ahirete imanı olanı belli edecek, ondan şüphe içinde bulunandan ayırt edecektik.

Rabb'in her şeyi gözetleyendir. 


De ki: "Allah'ı bırakıp da tanrı saydığınız putlarınıza istediğiniz kadar yalvarın. Onların ne göklerde, ne yerde zerre kadar güçleri yetmez.

Allah'ın huzurunda şefaat da fayda vermez. Ancak izin verdiği kimseninki müstesna.

Nihayet kalblerinden dehşet giderildiği zaman "Rabbiniz ne buyurdu?" derler. Şefaat sahipleri "Hakkı söyledi" derler.

O, her şeyden yüksek ve büyüktür. 


De ki: "Size göklerden ve yerden rızık veren kimdir?" Yine de ki: "Allah'tır,

biz, ya da siz mutlak bir hidayet üzerindeyiz veya açık bir sapıklık içindeyiz."

De ki: "Siz bizim yaptığımız günahdan . Biz de sizin yaptıklarınızdan sorumlu olmayız." 

De ki: "Rabbimiz hepimizi bir araya toplayacak, sonra da hak hükmü ile aramızı ayıracaktır.

Asıl hüküm veren ve her şeyi bilen O'dur." 

De ki: "O'na ortak diye takıştırdıklarınızı gösterin Hayır, öyle şey yoktur,

doğrusu güçlü ve hikmet sahibi olan ancak Allah'tır." 

Biz seni ancak bütün insanlara müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bilmezler. 

Ve gerçekçiyseniz vaad ne zaman diyorlar. De ki: "Size vaad edilen öyle bir gündür ki ne geri kalabilir ne de ileri geçebilirsiniz." 

Kâfirler: "Biz ne bu Kur'ân'a inanırız, ne de ondan öncekilere." dediler

o zalimleri yakalanıp Rablerinin huzuruna durduruldukları zaman, birbirlerine söz atarken bir görsen zayıf düşürülenler büyüklük taslayanlara: "Siz olmasaydınız bmutlaka mümin olurduk" derler. 

büyüklük taslayanlar, zayıf düşürülenlere: "Size hidayet geldikten sonra, sizi ondan biz mi çevirdik? Hayır, siz kendiniz suçluydunuz." derler. 

zayıf düşürülenler büyüklük taslayanlara: "Hayır, işiniz gece, gündüz hilekârlıktı. Allah'ı inkâr etmemizi ve eş koşmamızı emrediyordunuz." derler

azabı gördükleri zaman içlerinden pişmanlık getirmektedirler. Onlar sadece yaptıklarının cezasını çekiyorlar

Biz kâfirlerin boyunlarına demir halkalar geçirmişizdir.

Onlar sadece yaptıklarının cezasını çekiyorlar

Biz bir memlekete tehlikeyi haber veren uyarıcı gönderdikse oranın refah ile şımartılanları: gönderildiğinizi tanımayız." dediler. 

dediler ki: "Biz malca da çoğuz, evlatça da, bize azab edilmez." 

De ki: "Rabbim rızkı dilediğine genişletir, dilediğine sıkar. insanların çoğu bilmezler." 

sizi huzurumuza yaklaştıracak olan, mallarınız ve evlatlarınız değildir

iman edip de salih amel işleyenlere amellerine karşı kat kat mükafat vardır.

Onlar cennet köşklerinde emniyet içindedirler. 

Âyetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışanlara gelince, onlar Hakk'ın huzuruna azab içinde getirileceklerdir. 

De ki: Rabbim kullarından dilediği kimseye rızkı hem genişletir, hem daraltır.

Her neyi hayra harcarsanız O, onun yerine başkasını verir.

O, rızık verenlerin en hayırlısıdır." 

O gün Allah, onları hep birlikte mahşere toplayacak, sonra meleklere: "Şunlar size mi tapıyorlardı?" diyecektir

Onlar Seni tenzih ederiz. Bizim onlara karşı sığınacak velimiz sensin.

onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmışlardı.

o gün birbirinize ne bir menfaate, ne de bir zarara sahip olabilirsiniz.

biz zulmedenlere: Tadın bakalım yalan deyip durduğunuz ateşin azabını deriz. 


âyetlerimiz okunduğu zaman o zalimler: "Bu, sırf sizi atalarınızın taptığı tanrılardan men etmek isteyen bir adam." dediler.

Bu (Kur'ân), sırf uydurulmuş bir iftira" dediler. kâfirler, hak geldiği zaman: "Bu sihirden başka bir şey değil." dediler. 

biz onlara ders alacakları kitaplar göndermedik. senden önce bir uyarıcı da göndermedik. Onlar yalanlamışlardı.

Peygamberlerimi yalanladılar, ama beni inkâr edişin sonu nasıl oldu? 

O, yalnız şiddetli bir azabın önünde, sizi sakındıracak bir peygamberdir.

De ki: "Ben sizden ücret istemem, ecrim ancak Allah'a aittir. O, şahittir." 

Rabbim, hakkı yerine koyar. O, gaybları hakkıyla bilendir."

De ki: "Hak geldi, batılın önü de kalmaz, sonu da."

De ki: yanılırsam, yalnız kendi adıma yanılırım. Ve eğer hidayeti bulmuşsam, Rabbimin bana vahiy vermesiyledir. Çünkü O, yakındır, işitir, işittirir." 

telaşa düştükleri zaman kaçamak yoktur. Yakın yerden yakalanmışlardır. 

O'na iman ettik" demektedirler. Fakat onlar dünyada inkâr etmişlerdi. Uzak yerden gayba taş atıyorlardı. 

kendileriyle arzularının arasına set çekilmiştir. Çünkü hepsi işkilli bir şüphe içinde bulunuyorlardı. 

FATIR SÜRESİ

Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler kılan Allah'a mahsustur.

O, yaratmada dilediği kadar artırır. Gerçekten Allah her şeye kâdirdir. 

Allah, insanlara rahmetinden neyi açarsa artık onu tutacak, kısacak olan yoktur.

Allah, neyi tutar kısarsa, onu da, ondan sonra salacak yoktur. O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. 

Ey insanlar! Allah'ın üzerinizdeki nimetini anın.

Allah'tan başka bir yaratıcı mı var? O size gökten ve yerden rızık verir.

O'ndan başka ilâh yoktur. O halde haktan nasıl çevrilirsiniz? 

onlar seni yalanlıyorlarsa, senden önce birçok peygamberi yalanladılar. Bütün işler Allah'a döndürülür. 

Ey insanlar! Haberiniz olsun ki, Allah'ın vaadi muhakkak haktır.

Sakın bu dünya hayatı sizi aldatmasın,

sakın o aldatıcı şeytan sizi, Allah hakkında aldatmasın. 

şeytan size düşmandır. Siz de onu düşman tutun.

Şeytan etrafına toplanan taraftarlarını ancak cehennemlik olsun diye davet eder.

İnkâr edenler için şiddetli bir azab vardır.

İman edip salih amel işleyenler için bir bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır. 

Ya kötü ameli allanmış pullanmış onu güzel görmüş olan kimse de mi iman edip salih amel işleyenler gibi olacak

Şüphe yok ki Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de doğru yola çıkarır.

canın onlara (üzüntülerle) sıkılıp gitmesin. Allah, onların bütün yaptıklarını bilir. 

Rüzgârları gönderip bir bulut kaldıran da Allah'tır.

o bulutu ölmüş bir beldeye sevketmişizdir. yeryüzüne ölmünden sonra hayat veririz. o dirilme böyledir. 

Her kim izzet istiyorsa bilsin ki izzet tamamıyla Allah'ındır.

onu salih amel yükseltir.

Kötülükler kuranlara gelince, onlara şiddetli bir azab vardır.

Onların tuzakları hep darmadağın olur. 

Allah sizi bir topraktan, sonra bir damla sudan yarattı. Sonra sizi çiftler kıldı.

O'nun bilgisi olmadan ne bir dişi hamile olur, ne doğurur.

Kendisine ömür verilenin ömrünün uzatılıp kısaltılması mutlaka kitapta yazılıdır. Şüphe yok ki bu, Allah'a göre kolaydır. 

iki deniz eşit olmuyor. Şu tatlı, hararet keser, içerken boğazdanbkayar; şu da tuzlu, yakar kavurur.

Allah'ın lütfundan nasib arayasınız diye suyu yara yara giden gemileri görürsün Gerek ki şükredeceksiniz. 

O, geceyi gündüze sokuyor, gündüzü de geceye sokuyor.

Güneşi ve ayı emrine âmâde kılmıştır.

Her biri mukadder bir gayeye akıp gidiyor. İşte bu gördüklerinizi yapan Allah sizin Rabbinizdir.

Mülk ve hükümranlık O'nundur. O'ndan başka taptıklarınız bir çekirdek zarını bile idare edemezler.

dua ederseniz duanızı işitmezler. İşitseler bile size cevabını veremezler.
Sana her Allah gibi haber veren olmaz. 


Ey insanlar! Siz Allah'a muhtaçsınız.

Allah ise zengin ve her hamde lâyıktır. 


O dilerse sizi yok eder ve yerinize yeni bir halk getirir. Ve bu, Allah'a zor değildir

günah çeken bir kimse, başkasının günahını çekmeyecek;

yükü ağır basan, onun yüklenilmesine çağırsa da ondan bir şey yüklenilmeyecek,

sen ancak o kimseleri sakındırırsın ki, gaybda Rablerinin korkusunu duyarlar, namazı dürüst kılarlar. Temizlenen de sırf kendisi için temizlenir.

Nihayet dönüş Allah'adır. 

Ne kör ile gören eşit olur, 
Ne de karanlıklar ile aydınlık, 
Ve ne de gölge ile sıcaklık. 
Ölülerle diriler eşit olmaz.

Allah, her dilediğine işittirirse de sen, kabirlerdekine işittirecek değilsin. 
Sen sadece bir uyarıcısın. 

Muhakkak ki biz seni hak ile hem bir müjdeci, hem bir uyarıcı olarak gönderdik

Seni yalanlıyorlarsa, öncekiler i de yalanlamışlardı. Onlara peygamberleri mucizelerle, sahifelerle ve aydınlatıcı kitaplarla gelmişlerdi. 


ben o inkâr edenleri tutup yakaladım. O zaman beni inkâr etmek nasıl oldu? 
Görmedin mi

Allah gökten bir su indirdi. Biz onunla renkleri başka başka meyveler çıkardık.

Dağlarda da yollar, beyazlı kırmızılı çeşitli renklerde ve kapkara topraklar var. 

Yine insanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da türlü renklileri vardır.

Kulları içinde Allah'tan ancak âlimler korkar.

Şüphe yok ki Allah çok güçlüdür. Hüküm ve hikmet sahibidir. 

Allah'ın kitabını okuyan, namazı kılan ve verdiğimiz rızıktan gizli ve açık olarak verenler, batma ihtimali olmayan bir ticaret umarlar. 

Allah mükafatlarını kendilerine l ödedikten başka, lütfundan fazlasını verecektir.

O çok bağışlayıcı ve şükrün karşılığını vericidir. 

Kitaplar içinde sana vahyettiğimiz kitap da kendinden öncekileri tasdik edici olmak üzere bir haktır.

Şüphe yok ki, Allah, kullarının bütün hallerinden haberdardır ve her şeyi görendir. 

biz o kitabı kullarımızdan süzüp seçtiklerimize miras bıraktık.

Onlardan da nefislerine zulmeden, orta yolu tutan var, Allah'ın izniyle hayırda ileri geçenler var. bu büyük lütuftur. 

Onlara Adn cennetleri vardır. Orada altın bilezikler ve incilerle süsleneceklerdir. elbiseleri de ipektir.
 
Onlar orada şöyle derler: "Hamd olsun Allah'a, bizden üzüntüyü giderdi.

Gerçekten Rabbimiz çok bağışlayıcı ve şükrün karşılığını vericidir." 


Lütfundan bizi durulacak bir yurda kondurdu. Burada bize yorgunluk ve usanç gelmeyecektir." 

İnkâr edenlere cehennem ateşi vardır.

Hüküm verilmez ki ölsünler, kendilerinden azab da hafifletilmez. İşte biz nankörü böyle cezalandırırız. 


Onlar, orada feryad ederler: "Ey Rabbimiz! Bizleri çıkar,salih bir amel yapalım." Onlara düşünecek bir ömür vermedik mi?

O halde azabı tadın. Çünkü zalimleri kurtaracak yoktur."


Şüphe yok ki Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. o, sinelerin içini de bilir

Sizi yeryüzünde halifeler yapan O'dur.

kim küfrederse, küfrü kendi aleyhinedir.

Kâfirlerin küfürleri, Rablerinin katında buğzdan başka bir şey artırmaz,

kâfirlerin küfürleri zarardan başka bir şey artırmaz. 

Gördünüz ya, Allah'ı bırakıp da tapmakta olduğunuz ortaklarınızı! Gösterin bana, yer yüzünden neyi yaratmışlardır

onların gök yüzünde bir ortaklığı mı var? Yoksa biz kendilerine kitap vermişiz de ondan bir delil bulunuyorlar? Hayır

o zalimler, birbirlerine aldatmadan başka bir vaadde bulunmuyorlar. 

Doğrusu gökleri ve yeri yok oluvermekten, Allah tutuyor.

onları O'ndan başka kimse tutamaz. Gerçekten O, çok yumuşak davranır, çok bağışlayıcıdır. 

Olanca güçleriyle Allah'a yemin etmişlerdi ki, bir peygamber gelirse, mutlaka en doğru yolda olacaklardı.

Fakat kendilerine uyarıcı bir peygamber geldiği zaman bu, onların sırf ürküntülerini artırdı. 

Halbuki fena düzen ancak sahibinin başına geçer.

Sen Allah'ın sünnetinde asla bir değişme bulamazsın. Sen Allah'ın sünnetinde asla bir başkalaşma da bulamazsın. 

Yeryüzünde gezip bakmadılar mı, kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuş?

Ne göklerde ve ne de yerde hiçbir şey Allah'ı aciz bırakamaz. o her şeyi bilen ve her şeye kâdir olandır

Allah, insanları kazandıkları günah yüzünden hemen yakalayıverseydi, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı.

onları belli bir süreye kadar erteliyor. Nihayet ecelleri gelince gereğini yapar.

Şüphe yok ki Allah, kullarını görmektedir. 

YASİN SÜRESİ

Ey Muhammed! Hikmetli Kur'ân'a andolsun ki, sen risâlet görevi 
Dosdoğru bir yol üzerindesin. 

Babaları korkutulmamış kendileri de gafil olan bir kavmi, çok güçlü ve çok merhametli Allah'ın indirdiği (Kur'ân) ile korkutasın. 

Andolsun ki onların üzerine azab sözü hak olmuştur. Onlar imana gelmezler. 

biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz. O kelepçeler çenelerine dayanmıştır

önlerinden bir sed, arkalarından bir sed çekmişiz, kendilerini sarmışızdır. Baksalar da görmezler. 

Onları korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir, inanmazlar. 


Sen ancak Kur'ân'a tabi olan ve görünmediği halde Rahman olan Allah'tan korkan kimseyi sakındırırsın.

onu bir bağışlanma ve çok şerefli bir mükafatla müjdele. 

biz ölüleri diriltiriz,

biz her şeyi açık bir kütükte, imam-ı mübin"de ana kitap yani Levh-i mahfuzda sayıp tesbit etmişizdir. 


Sen onlara, o şehir halkını örnek ver. Hani oraya peygamberler gelmişti. 
Hani biz onlara iki peygamber göndermiştik, fakat onlar ikisini de yalanlamışlardı.

onları üçüncü bir peygamberle destekledik. Onlara: "Şüphesiz biz size gönderilmiş elçileriz." dediler. 

Onlar Siz bizim gibi insandan başka birşey değilsiniz, Rahman olan Allah, hiçbir şey indirmedi. Siz sadece yalan söylüyorsunuz." dediler. 

Peygamberler dediler ki: "Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz." 

Bize düşen de sadece apaçık tebliğdir." 

Onlar dediler ki: biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık vazgeçmezseniz, andolsun ki, sizi hiç tınmadan taşlarız ve mutlaka bizden size azab dokunur." 

Peygamberler de şöyle cevap verdi "Sizin uğursuzluğunuz beraberinizdedir. Siz uğursuzluğa uğradınız

Doğrusu siz israfı âdet etmiş bir kavimsiniz." 

Ey kavmim! Uyun o elçilere!" 
Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o zatlara ki, onlar hidayete ermişlerdir." 

Bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmişim beni yaratana? Hep 
döndürülüp O'na götürüleceksiniz." 

Hiç ben O'ndan başka ilâhlar edinir miyim?

O Rahman, bana zarar dileyecek olsa, onların şefaati benden yana hiçbir şeye yaramaz ve onlar beni kurtaramazlar."
 
ona haydi gir cennete!" denildi. O da dedi ki: "Ne olurdu kavmim bilseydi

Rabbimin beni bağışladı beni ikram edilen kullarından kıldı
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Ayetler ve sureler
Kaynak ülkücü dünya. Com

Yasin suresi

Sadece bir gürültü oldu, onlar da hemen sönüverdiler. 

Yazıklar olsun o kullara ki, her peygamberle mutlaka alay ediyorlardı. 

Görmediler mi kendilerinden önce nice kuşakları helak etmişiz.

Onlar kendilerine dönüp gelmiyorlar. 
Onların hepsi toplanıp huzurumuza getirilmişlerdir. 

ölü toprağa hayat verdik ve ondan taneler çıkardık ondan yiyip duruyorlar. 

Biz hurmalıklardan, üzüm bağlarından bahçeler yaptık pınarlardan sular fışkırttık. 

Hâlâ şükretmeyecekler mi? 

Yerin bitkilerinden, kendi nefislerinden bilemeyecekleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah'ın şanı ne yücedir. 

bir de bakarlar ki karanlığa dalmışlar. 

Güneş bir delildir kendi yolunda akıp gidiyor. bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir. 

Ay'a gelince, ona menziller tayin ettik. o eski hurma salkımının çöpü gibi yay haline dönmüştür. 

Ne güneşin aya çatması yaraşır, ne de gece gündüzü geçebilir; onların her biri kendi yörüngesinde yüzerler. 

Eğer dilesek onları boğarız

o zaman ne onların feryadına yetişen bulunur, ne de onlar kurtarılır. 

Önünüzdekinden ve arkanızdakinden korkun ki size rahmet edilsin"

Rablerinin âyetlerinden bir âyet geldiği zaman mutlaka yüz çevirirler

Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden hayra harcayın"

kâfirler, müminler için: "Allah'ın doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız? Siz sapıklık içinde değil de nesiniz?" dediler. 

onlar: doğru söylüyorsanız kıyamet vaadi ne zaman?" diyorlar. 

Onlar sadece bir tek çığlığa bakıyorlar,

bir çığlık ki, onları yakalayıverir. 


Çığlık vakti bir vasiyette bile bulunamazlar. Ailelerine dönemezler. 

Sûr'a üfürülmüştür, kabirlerinden Rablerine doğru akın ediyorlar. 

Onlar: "Eyvah başımıza gelenlere Mezarımızdan bizi kim kaldırdı? O Rahmân'ın vaad buyurduğu işte bu Gönderilen peygamberler de doğru söylemişler" derler. 

sadece bir tek çığlık olmuş, derhal toplanmış huzurumuza getirilmişlerdir. 

bugün hiç kimseye zerre zulmedilmez. 

yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz. 

cennetlik olanlar bugün bir meşguliyet içinde zevk etmektedirler. 

Kendileri ve eşleri gölgelerde koltuklar üzerine kurulmuşlardır. 

Onlara orada bir meyve vardır. İsteyecekleri her şey onlarındır. 

Onlara Rahîm olan Rab'den "selâm" sözü vardır. 

Ey Âdemoğulları! Şeytana tapmayın, o size apaçık bir düşmandır

ve bana kulluk edin, doğru yol budur,

birçok nesilleri yoldan çıkardı o zaman düşünmüyor muydunuz? 

İşte bu size vaad edilen cehennemdir. 

biz onların ağızlarını mühürleriz

neler kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şahitlik eder. 

dileseydik gözlerini üzerinden silme kör ediverirdik de yola dökülürlerdi.

dileseydik oldukları yerde kılıklarını değiştirirdik de ne ileri gidebilirlerdi, ne de geri dönebilirlerdi. 

kimin ömrünü uzatıyorsak, yaratılışta onu güç ve kuvvetini alarak tersine çeviriyoruz. Hakıllanmayacaklar mı? 

Biz ona şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz O bir öğüt ve Kur'ân'dır. 

Bu diri olanları uyarmak ve kâfirlere de azab sözünün hak olması içindir. 

Biz onlar için kudretimizlen birtakım hayvanlar yaratmışız onlara sahip bulunuyorlar. 

Onları, kendilerinin hizmetine vermişiz de, hem onlardan binekleri var, hem de onlardan yiyorlar. 

Onlarda birçok menfaatleri ve türlü içecekleri var. şükretmeyecekler mi? 


Onlar, Allah'tan başka ilâhlar edindiler.

onların sözleri seni üzmesin. Biz onların içlerini de biliriz, dışlarını da. 

İnsan, kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmedi mi de

Yaratılışını unutarak bmesel fırlattı: "Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri?" dedi. De ki: "Onları ilk defa yaratan diriltecek o her yaratmayı bilir." 

Size yeşil ağaçtan ateş yapan O'dur. Şimdi siz ondan tutuşturmaktasınız. 

Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmaya kâdir değil midir? Elbette kâdirdir.

o her şeyi yaratandır, her şeyi bilendir. 

O'nun emri, bir şeyi dileyince ona sadece "Ol!" demektir. O hemen olur

her şeyin mülkü ve hükümranlığı elinde bulunan Allah'ın şanı ne yücedir.

Siz yalnız O'na döndürüleceksiniz. 


SAFFAT SÜRESİ

Andolsun saf bağlayıp duranlara yolda zikir okuyanlara sizin ilâhınız birdir

O, göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir, bütün doğuların da Rabbidir. 

biz dünya göğünü yıldızlarla süsledik. 

Onu her inatçı şeytandan koruduk

Onlar yüksek (melekler) topluluğunu dinleyemezler. Her taraftan kovulurlar

Onlara ardı arkası kesilmez azab vardır

Onu yakıcı bir alev takip eder. 

onlara sor: "Yaradılışça kendileri mi çetin, yoksa bizim yarattıklarımız mı

biz onları cıvık bir çamurdan yarattık. 

sen onlara şaşıyorsun, ama onlar seninle eğleniyorlar. Kendilerine hatırlatıldığında düşünmüyorlar

Bir mucize gördükleri zaman eğlenceye alıyorlar. diyorlar ki: "Bu apaçık büyüden başka bir şey değildir." 

Öldüğümüz ve toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman tekrar mı dirilecekmişiz De ki, hem de aşağılanmış olarak dirileceksiniz


Eyvah bizlere! İşte bu hesap günüdür

İşte bu, sizin yalanlamakta olduğunuz iyi ve kötüyü ayırt etme günüdür"

Toplayın mahşere o zulmedenleri,

Allah'tan başka taptıkları şeyleri. Toplayın götürün onları sırata doğru. 

durdurun onları, sorguya çekilecekler. 


Ne oldu sizlere yardımlaşmıyorsunuz

bugün onlar teslim olmuşlardır. siz inanmamıştınız." 

Bizim size karşı bgücümüz yoktu. Fakat siz azmış bir kavimdiniz." 

üzerimize Rabbimizin azab sözü hak oldu. Şüphesiz azabımızı tadacağız." 

biz, kışkırttık. Çünkü biz azgındık

hepsi o gün azabda ortaktırlar. 

biz günahkarlara böyle yaparız. Elbette siz o acı azabı tadacaksınız. 


onlar, kendilerine: "Allah'tan başka ilâh yoktur" denildiği zaman kafa tutuyorlardı

Biz, hiçbir mecnun şair için ilâhlarımızı bırakır mıyız?" diyorlardı. amellerinizle cezalandırılacaksınız. 


o, hak ile geldi ve bütün peygamberleri tasdik etti. 

yaptığınız amellerinizle cezalandırılacaksınız. 

Sadece Allah'ın ihlaslı kulları müstesnadır. onlar için rızık vardır. 

Meyveler vardır Naîm cennetlerinde onlara hep ikram edilir. 

Onlar tahtlar üzerindedirler. 

İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş bembeyaz kadehle onların etrafında dolaşılır. O ne zarar ne de sarhoşluk verir. 


Yanlarında iri gözlü, bakışlarını kocalarından başkalarına çevirmeyen hanımlar vardır. onlar örtülüp saklanmış yumurta gibidirler. 

Sen gerçekten inananlardan mısın?" 

Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman biz hakikaten cezalanacak mıyız?" 

bakınır ve onu cehennemin ta ortasında görür. 

Allah'a yemin ederim ki sen az daha beni helak edecektin." 

Rabbimin nimeti olmasaydı, ben tutuklananlardan olacaktım." 

Nasılmış bak. Biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek miymişiz?

Biz azaba uğratılmayacak mıymışız? 

İşte bu büyük kurtuluştur Çalışanlar kurtuluş için çalışsınlar. 

bu mu daha hayırlı konukluk için, yoksa zakkum ağacı mı? 

zakkum ağacı nı biz zalimler için bir fitne ve imtihan yaptık. 


Zakkum bir ağaçtır cehennem dibinde çıkar. Tomurcukları şeytanların başları gibidir Mutlaka onlar, ondan yiyecekler karınlarını bundan dolduracakdır. 


onlar için kaynar bir içecek vardır. 

dönecekleri yer, şüphesiz cehennemdir

onlar, atalarını sapıklıkta buldular. 
kendileri onların izlerinde koşturuyorlar. 

Andolsun ki, onlardan öncekilerin çoğu sapıklıkta idiler. 

biz onlara içlerinden uyarıcı peygamberler de gönderdik. 

bak o uyarılanların sonu nasıl oldu? 
Ancak Allah'ın ihlaslı kulları başka. 

Andolsun ki Nuh bize seslenip dua etmişti de biz de ne güzel kabul etmiştik. 

Biz hem onu, hem ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık. 

onun neslini bâki kalanlar kıldık. 
sonradan gelenler içinde güzel bir namını bıraktık. 

Bütün âlemler içinde Nuh'a selam olsun. 

biz iyilik yapanları mükafatlandırırız. 

o bizim mümin kullarımızdandı. 
diğerlerini suda boğduk. 

o, Rabbine tertemiz bir kalb ile gelmişti. 

O babasına ve kavmine şöyle demişti: Siz nelere tapıyorsunuz?" Yalancılık etmek için mi Allah'tan başka ilâhlar istiyorsunuz?" Siz âlemlerin Rabbini ne zannediyorsunuz?" 

Hz ibrahim onların ilâhlarına kuvvetli bir darbe indirdi. ve putperestler birbirlerine yürüdüler. İbrahim dedi ki: siz yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?" Halbuki sizi de yaptıklarınızı da Allah yaratmıştır.


Onlar: bir tuzak kurmak istediler. Biz de kendilerini daha alçak düşürdük. 


Ben Rabbime gidiyorum, o bana yolunu gösterir." 


Ey Rabbim! Bana salihlerden bir oğul ihsan et!" 


Hz ibrahim Rabbine dua edince Rabbi
Ona yumuşak huylu bir oğul müjdeledi

Hz ibrahim in oğlu koşacak çağa gelince: "Ey oğlum! Ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum ne düşünürsün?" dedi. Çocuk: "Babacığım emri yap, inşaallah beni sabreden bulacaksın" dedi. 

Hz ibrahim ve oğlu bu Allah'a teslim oldular

Hz ibrahim oğlunu şakağı üzerine yatırdı. ve ona seslenildi Ey İbrahim! " 
Rüyana sadakat gösterdin, şüphesiz biz iyiliği mükafatlandırırız. Şüphesiz bu imtihandı Ve ona büyük bir kurbanlık fidye verildi

Kendisine sonradan gelenler içinde iyi bir nâm bıraktık. 

Selam olsun İbrahim'e... 

biz iyilik yapanları mükafatlandırırız. 

o bizim mümin kullarımızdandı.

Ona salihlerden bir peygamber olmak üzere İshak'ı müjdeledik. 

ona bereketler verdik.

Her ikisinin neslinden de hem iyilik yapanlar var, hem de açıkça kendi nefsine zulmedenler var. 

Andolsun ki biz Musa ile Harun'a da nimetler verdik. 

kendilerini ve kavimlerini büyük sıkıntıdan kurtardık

yardım ettik onlara da, galip gelenler onlar oldular. 

kendilerine o belli kitabı Tevrat'ı verdik.
 
Kendilerini doğru yola çıkardık. 

Sonrakiler içinde onlara iyi bir nam bıraktık: 

Selam olsun, Musa ile Harun'a. 

İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız. 

onların ibizim mümin kullarımızdandı. 

Şüphesiz İlyas da gönderilen peygamberlerdendir. 


Siz Allah'tan korkmaz mısınız? Yaratanların en güzeli olan, sizin de Rabbiniz, daha önceki atalarınızın da Rabbi bulunan Allah'ı bırakıp da "Ba'l ismindeki puta mı yalvarıyorsunuz?

onlar, onu yalanladılar. Bu yüzden mutlaka cehennemde hazır bulundurulacaklardır. 

Ancak Allah'ın ihlaslı kulları müstesna. 
biz iyilik yapanları mükafatlandırırız. 

o bizim mümin kullarımızdandı. Şüphesiz Lût da gönderilen peygamberlerdendi

biz onu ve ailesinin tamamını kurtarmıştık. geride kalıp batanlar içinde diğerlerini helak etmiştik. 

siz elbette sabahleyin ve geceleyin onlara uğrar ve üzerlerinden geçersiniz.

Hâlâ akıl edip düşünmez misiniz? 

Şüphesiz Yunus da gönderilen peygamberlerdendir. 

Hani o bir gemiye kaçmıştı.  Oradakilerle kur'a çekmiş de yenilenlerden olmuştu. 

Derken denize atılmış ve kendisini balık yutmuştu.

çok tesbih edenlerden olmasaydı, dirilecekleri güne kadar karnında kalırdı

Biz Yunus'u yüz bin veya daha çok insana peygamber olarak gönderdik. 

ona iman ettiler de biz onları bir zamana kadar yaşattık. 

Onlar, şüphesiz uydurdukları iftiralarından dolayı: "Allah doğurdu" derler. Hiç şüphesiz onlar, yalancıdırlar.
 
Allah kızları oğullara tercih mi etmiş? 
Size ne oldu? Nasıl hükmediyorsunuz? 
Hiç düşünmüyor musunuz? 

sizin için bir delil mi var doğru söylüyorsanız getirin kitabınızı. 
Onlar, Allah ile cinler arasında bir neseb hısımlık bağı uydurdular.

o yalancılar mutlaka cehenneme götürüleceklerdir. 

Allah, onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzeh ve yücedir. 

Allah'ın ihlas ile seçilen kulları Allah'ı şirk ile vasıflamazlar

siz ve taptıklarınız, kendiliğinden cehenneme saldıran kimseden başkasını, Allah'a karşı kandırıp, saptıramazsınız. 

"Bizden her birimizin belli bir makamı vardır. Biziz o saf saf dizilenler, biziz o tesbih edenler, biziz!"

Müşrikler diyorlardı ki yanımızda bir kitap olsaydı, elbette biz de Allah'ın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk." 

şimdi onu inkâr ettiler. Ama ilerde bileceklerdir. 


Onlar var ya, elbette onlar muzaffer olacaklardır

elbette bizim ordularımız mutlaka galip geleceklerdir." 


Sen,onlardan yüz çevir Onlara inecek azabı gözetle Yakında onlar görecekler

onlar, bizim azabımıza uğramakta acele mi ediyorlar? 

azabımız onların sahasına indiği zaman, o acı sonuçla uyarılanların sabahı ne kötüdür! 

sen, onlardan yüz çevir. azabı gözetle!

Senin güç ve kuvvet sahibi Rabbin, onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzeh ve yücedir. 

Gönderilen bütün peygamberlere selam olsun. 

Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. 
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Ayetler ve sureler
Kaynak ülkücü dünya. Com

SÂD SÜRESİ

Bu öğütle dolu Kur'an'a bak!

o küfredenler bir onur ve ayrılık içindeler.

Kendilerinden önce nicelerini helak ettik.

Çığrıştılar; fakat kurtulma zamanı değildi

kendilerine bir peygamber geldiğine şaştılar kafirler: "Bu bir sihirbaz, yaman bir yalancı" dediler.

onlar Kur'an'ımdan şüphe içindeler; doğrusu henüz azabımı tatmadılar.

Kur'an'ı veren çok güçlü ve ihsan sahibi Rabbinin hazineleri onların yanında mı?

Onlar hiziplerin döküntülerinden, kalma bozuk bozguna uğramış bir ordudur.

Onlardan önce Nuh kavmi, Ad kavmi ve o kazıkların sahibi Firavun da peygamberleri yalanladılar.

Semud, Lut ve Eykeliler de gönderilen peygamberleri yalanladılar da azabım böyle hak oldu.

Ey Rabbimiz, hesap gününden önce bizim payımızı acele ver!" dediler.

sen onların dediklerine sabret de güçlü kulumuz Davud'u an!

o içli, zikir ve tesbih ile Bize çok yönelen biri idi.

Biz dağları onun emrine vermiştik, akşam ve işrak vakti onunla birlikte tesbih ederlerdi.

Kuşları toplu olarak onun emrine vermiştik hepsi onun için ahenkle içli zikir ve tesbih ederlerdi

mülkünü güçlendirmiş, hem de kendisine hikmet ve hakkı batıldan ayırt etme kabiliyeti vermiştik.

sen aramıza doğrulukla hükmet ve aşırı gitme

bizi doğru yolun ortasına çıkar.

(Davut) dedi ki: "Doğrusu senin bir koyununu kendi koyunlarına katmak istemesiyle sana zulmetmiştir.

Ancak iman edip de salih amel işleyenler başka. Ama onlar da pek az.

Davut Hemen Rabbinden mağfiret diledi , rüku ile yere kapandı , tevbe ederek Allah'a yöneldi.

Biz hatasını bağışladık. ona, yanımızda yakınlık ve akibet güzelliği vardır.

Ey Davut , gerçekten biz seni yeryüzünde bir halife yaptık.

insanlar arasında doğrulukla hükmet, keyfe uyma ki, seni Allah yolundan sapıtmasın

Allah yolundan sapanlar hesap gününü unuttular

kendilerine pek şiddetli bir azap vardır.

o göğü, yeri ve aralarındakileri Biz boşuna yaratmadık.

küfredenlere ateşten bir veyl var.

iman edip de salih amel işleyenleri
yeryüzündeki bozguncular gibi yapar mıyız o takva sahiplerini, arsız çapkınlar gibi yapar mıyız?

Bu mübarek, kitabı, sana, özü temizler ayetlerini düşünsünler ve ibret alsınlar diye indirdik.

Davud'a Süleyman'ı ihsan ettik; ne güzel kuldu. O tesbih edip Allah'a yönelirdi.

Kendisine safkan atlar gösterildiğinde:
Ben, at sevgisine, Rabbimi anmaktan ötürü tutuldum." Nihayet

Andolsun ki Süleyman'ı fitneye düşürdük ve tahtının üzerine ceset bıraktık. tevbe ile önceki haline döndü

"Ya Rab, beni bağışla ve öyle bir mülk ihsan et ki hiç kimseye yaraşmasın.

Şüphesiz bütün dilekleri veren Sensin,

Biz rüzgarı onun emrine verdik. Emriyle istediği yere yumuşacık akardı.


İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık dilersen başkasına ver, dilersen verme. Hesabı yok." dedik.

Şüphesiz ki ona huzurumuzda bir yakınlık ve bir akibet güzelliği vardır.

Kulumuz Eyyub'u da an o Rabbine şöyle nida etmişti: "Bak bana, Meşekkat ve acı ile şeytan dokundu

Ayağınla depren! işte sana yıkanılacak ve içilecek soğuk bir su." dedik.

Ve ona, bütün ailesini tarafımızdan bir rahmet olarak bahşettik ki, temiz akıllılar için bir ibret olsun.

Biz onu sabırlı bulduk; ne güzel kul

Hakikaten o bir evvabtır daima Allah'a yönelmektedir

güçlü ve basiretli kullarımız İbrahim'i, İshak'ı ve Yakub'u da an.

Biz onları temiz ve halis ahiret yurduna ermiş has kullarımızdan kılmışızdır.

onlar, gerecekten nezdimizde süzülüp seçilmiş en hayırlı kimselerdendir.

İsmail'i, Elyesa'ı ve Zülkifl'i de an! Hepsi de en hayırlı kimselerdendir.

bu bir öğüttür. Şüphesiz korunan müttakiler için güzel bir istikbal vardır

Bütün kapıları kendilerine açılmış olan Adn cennetleri vardır.

Adn cennetlerine kurularak bir çok yemişle bambaşka bir içki isteyeceklerdir.

Adn cennetlerinde gamzeleri kasan bakışları yalnız kocalarına dönük aynı yaşta dilberler vardır.

bu hesap günü size va'dedilenlerdir.

bu bizim hiç tükenmeyecek rızkımızdır.

Şüphesiz azgınlar için kötü bir gelecek vardır.

Cehennem! Ona yaslanacaklar, fakat o ne çirkin döşektir!

İşte kaynar su ve irin; tatsınlar onu.

Ve o şekilden çifter çifter azaplar. onlar cehenneme salınıyorlar.

Şu maiyyetiniz, göğüs germiş bir alay!

Onlara merhaba ve rahatlık yok

onlar cehenneme salınıyorlar.

size rahatlık yok, bunu siz hazırladınız; bakın ne kötü yatak!" derler.


Ey Rabbimiz ateşteki azabım kat kat artır." derler.

Şüphesiz şu gerçektir ki, ateş ehlinin birbiriyle tartışması muhakkak olacaktır.

De ki: "Ben ancak korkuyu haber veren bir peygamberim.

O tek ve kahredici Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur."

O göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin çok güçlü, çok bağışlayan Rabbi.

De ki: "Bu (Kur'an) bir büyük haberdir;

ben açık bir uyarıcı olduğum için o bilgi bana vahyolunuyor."

Bir vakit Rabbin meleklere demişti ki: "Haberiniz olsun çamurdan bir insan yaratmaktayım


Onu şekillendirip ruhumdan üfledim mi, derhal secdeye kapanın

meleklerin hepsi toptan secde ettiler.


iblis kibirlendi ve kafirlerden oldu.


Allah : "Ey iblis, yarattığıma secde etmene ne engel oldu? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa yücelerden mi bulunuyorsun?" dedi.

İblis dedi ki: "Ben ondan hayırlıyım; beni ateşten onu ise çamurdan yarattın. Deyince Allahu çık oradan, çünkü artık sen kovuldun. Buyurdu

lanetim ceza gününe kadar senin üzerindedir.


İblis de "Yarab, insanların diriltilecekleri güne kadar beni geri bırak." dedi. Allah "Haydi belirli bir vakte kadar bırakılanlardansın." buyurdu.

Allah: "Haydi belirli bir vakte kadar mühlet verilenlerdensin" buyurunca
İblis yüceliğine yemin ederim ki, ben onları mutlaka aldatıp saptırırım.
Ancak ihlas ile seçilmiş has kulların müstesna." dedi.

Allah buyurdu ki Ben hep doğruyu söylerim.

Andolsun cehennemi mutlaka senden ve sana uyanların, topunuzdan tıkabasa dolduracağım."

O (Kur'an) bütün alemler için sırf bir zikir, bir öğüttür.


ZÜMER SURESİ

Bu kitabın indirilişi, Azîz ve Hakîm olan Allah tarafındandır. 

Emin ol, biz sana kitabı hakkıyla indirdik.

Onun için dini yalnız kendisine halis kılarak Allah'a ibadet ve kulluk et. 

İyi bil ki, halis din ancak Allah'ındır.

O'ndan başka dostlar tutanlar da şöyle demektedir "Biz onlara sadece bizi Allah'a yaklaştırsın diye ibadet ediyoruz

Şüphe yok ki Allah, onların aralarında ihtilaf edip durdukları şeyde hükmünü verecektir.

yalancı ve nankör olan kimseyi Allah doğru yola çıkarmaz. 

Allah çocuk edinmek isteseydi, elbette yaratacağından, dileyeceğini seçecekti. Ama o bundan münezzehtir.

O, tek ve kahredici olan Allah'tır. 

O, gökleri ve yeri hak ile yarattı,

geceyi gündüzün üstüne sarıyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıyor.

Güneşi ve ay'ı emrine âmade kılmış, 
her biri belli bir süreye kadar akıp gitmektedir.

İyi bil ki, çok güçlü ve çok bağışlayıcı olan ancak O'dur. 

O, sizi bir nefisten yarattı. onun eşini de ondan var etti.

Sizin için yumuşak başlı hayvanlardan sekiz çift indirdi.

Sizi analarınızın karınlarında üç karanlık içinde yaratılıştan yaratılışa yaratıp duruyor. İşte Rabbiniz Allah O'dur.

Mülk O'nundur, O'ndan başka tanrı yoktur. O halde nasıl haktan çevrilirsiniz? 


Eğer inkâr ederseniz, şüphe yok ki Allah'ın size ihtiyacı yoktur.

kulları hesabına küfre razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizin hesabınıza ona razı olur.

Hiçbir günahkar diğerinin günahını çekecek değildir.

dönüşünüz, Rabbinizedir.

O vakit, O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir.

O, bütün kalplerin özünü bilir. 


İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman bütün gönlünü vererek Rabbine dua eder.

kendisine bir nimet lütfettiği zaman O'na dua ettiği hali unutur yolundan sapıtmak için Allah'a ortaklar koşar

"Küfrünle biraz zevk et, çünkü sen, o ateşliklerdensin." 

o, gece secdeye kapanıp, kıyama durarak vazifesini yapan, ahireti hesaba katan ve Rabbinin rahmetini uman kimse gibi

Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak temiz akıl sahibi olanlar anlar. 

Ey Muhammed! "Ey iman eden kullarım! Rabbinizden korkun.

Bu dünyada güzellik yapanlara bir güzellik vardır.

Allah'ın yeryüzü geniştir.

sabredenlere mükafatları ödenecektir

Bana Allah'a ibadet etmem emredildi

O'nun birliğine teslim olan müslümanların ilki olmam emredildi." 


De ki Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabından korkarım." 

yalnız Allah'a kulluk ederim." 

Asıl hüsrana düşenler, kıyamet günü kendilerine ve mensuplarına ziyan edenlerdir. asıl hüsran budur

Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında yine ateşten tabakalar vardır.

Allah, "Ey kullarım! benden korkun diyor

Tağuttan, ona kulluk etmekten kaçınıp da tam gönülle Allah'a yönelenlere gelince, müjde onlaradır. Haydi müjdele

O kullarım ki, söz dinlerler, en güzeline uyarlar. İşte temiz akıllılar da onlardır. 

onlar, Allah'ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir.


Ya üzerine azab kelimesi hak olmuş kimse o ateşteki kimseyi sen mi çıkaracaksın? 

Rablerine sığınarak korunanlar için altlarından ırmaklar akan, üzerlerinden şehnişinler yapılmış, köşkler vardır.

Bu, Allah'ın vaadidir. Allah vaadinden caymaz. 

Allah'ın gökten su indirip de onu yol
yeryüzündeki menbalara koyduğunu görmedin mi?

onunla türlü renklerde bir ekin çıkarır, onun olgunlaşıp sarardığını görürsün.

onu bir çöpe çevirir. Elbette temiz akıllılar için bir ihtar vardır. 

Allah, kimin bağrını İslâm'a açmış ise işte o, Rabbinden bir nur üzerinde

Allah'ın zikri hususunda kalpleri katılaşmış olanların vay haline!

bunlar, apaçık bir sapıklık içindedirler. 

Allah, kelamın en güzelini ikizli, ahenkli bir kitap olarak indirdi.

Rablerine saygısı olanların derileri ürperir

derileri de, kalpleri de Allah'ın zikrine karşı yumuşar.

İşte bu Allah'ın rehberidir. Allah, onunla dilediğini doğru yola çıkarır.

kimi Allah şaşırtırsa ona doğru yolu gösterecek yoktur. 

O halde kıyamet günü zalimlere: "Tadın bakalım kazanıp durduklarınızı!" denilir

Onlardan öncekiler de yalanladılar da kendilerine, azab geliverdi. 

Allah, onlara dünya hayatında zilleti tattırdı.

Ahiret azabı ise elbette büyüktür. Keşke bilselerdi! 

Yemin ederim ki Kur'ân'da insanlar için her türlü temsil getirdik iyi düşünsünler.

Pürüzsüz Arapça bir Kur'ân indirdik ki Allah'ın azabından korunsunlar. 

Allah misal vermiştir Bir adam ve ortakları vhırçın hırçın çekişiyorlar Bir de yalnız bir kişiye bağlı selamet içinde bir adam var. Bu ikisi hiç bir olur mu

Hamd Allah'ındır, fakat pek çokları bilmezler. 

Sen elbette öleceksin, onlar da elbette öleceklerdir. 

siz muhakkak kıyamet gününde Rabbinizin huzurunda birbirinizden davacı olacaksınız. 


Allah'a karşı yalan söyleyen ve doğru geldiği zaman onu yalan sayandan daha zalim kim olabilir?

Kâfirlerin yeri cehennemde değil midir? 

Doğruyu getiren ve onu tasdik eden onlar kötülükten korunan müttakilerdir. 

Onlara, Rablerinin yanında ne dilerlerse vardır. bu, iyilik yapanların mükafatıdır. 


Allah, onların önceden yaptıkları amelin en kötüsünü bile keffaretle örter

işlemekte oldukları güzel amellerin en güzeline göre mükafat verecektir. 

Allah, kuluna kâfi değil midir?

Her kimi Allah şaşırtırsa, ona hidayet edecek yoktur. 

kime Allah hidayet verirse onu şaşırtacak yoktur.

Allah aziz çok güçlü ve intikam sahibi değil midir? 

Andolsun ki onlara: gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan: "Elbette Allah!" diyeceklerdir.


Allah'tan başka çağırdıklarınızı Allah bana zarar vermek isterse, zararı giderebilirler mi bana bir rahmet dilerse O'nun rahmetini tutabilirler mi?

De ki: "Allah, bana yeter."

Tevekkül edenler, hep O'na dayanırlar. 

Ey kavmim! Haliniz üzere çalışın. Ben de kendi halime göre çalışıyorum.

"Kendisini rezil edecek azabın kime geleceğini yakında bilecekler

ve sürekli bir azabın kimin üzerine konacağını yakında bilecekler

Biz kitabı sana, insanlar için hak ile indirdik.

kim doğru yola gelirse kendi lehinedir.
Kim saparsa, kendi aleyhine sapar.


Allah, o canları öldükleri zaman, ölmeyenleri de uyuduklarında alır.

Allah haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkor, diğerlerini takdir edilmiş bir süreye kadar salıverir.

Şüphesiz düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır.

Yoksa Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: "Onlar hiçbir şeye güç yetiremez ve akıl erdiremezler

De ki: "Bütün şefaat Allah'ındır.

Göklerin ve yerin mülkü O'nundur.

hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz." 

Allah bir olarak anıldığı zaman ahirete inanmayanların yürekleri burkulur

De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'ım

Allah'ım Kulların arasında, sen hüküm vereceksin." 


yeryüzündekiler zulmedenlerin olsaydı, kıyamette azabın kötülüğünden kurtulmak için mutlaka feda ederlerdi.

hiç hesaba katmadıkları şeyler, Allah tarafından karşılarına çıkarılır. 

yaptıkları amellerin kötülükleri karşılarına çıkmış ve alay edip durdukları şeyler, kendilerini sarmıştır

insana sıkıntı dokunuverince yalvarır, kendisine nimet bahşettiğimizde:"O bana bir bilgi üzerine verildi." der bu imtihandır, fakat bilmezler. 


o kazandıkları, kendilerini kurtarmadı. 

kazandıklarının kötülükleri, başlarına geçti.

o zulmedenlerin de kazandıkları kötülüklerbbaşlarına geçecektir.

Allah, rızkı dilediğine açar ve kısar.

iman edecek bir kavim için nice ibretler vardır. 

De ki: "Ey haddi aşarak nefislerine karşı israf etmiş olan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümid kesmeyin.

Allah, bütün günahları bağışlar.
çok bağışlayıcı çok merhamet edicidir

ümidi kesmeyin de başınıza azab gelmeden tevbe ile Rabbinize yönelin ve teslim olun. Sonra kurtulamazsınız

ansızın başınıza azab gelmeden önce halis müslüman olun

Rabbinizden size indirilenin en güzelini takib ve tatbik edin. 


O günden sakının günahkar nefis diyecektir ki Allah'ın yanında yaptığım kusurlardan dolayı yazık bana

Doğrusu ben alay edenlerdendim." 
Yahut diyecektir ki Allah bana doğruyu gösterseydi ben müttaki olurdum.


azabı gördüğü zaman diyecektir ki Bana geri dönüş olsaydı da ben o iyilik yapanlardan olsaydım." 

âyetlerim geldi onlara yalan dedin, kibirlenmek istedin ve kâfir oldun.

kıyamet günü görürsün ki, Allah'a karşı yalan söyleyenlerin yüzleri kararmıştır.


Kibirlenenlerin yeri cehennem değil mi

Kötülükten sakınan müttakileri Allah başarılarından dolayı kurtuluşa çıkarır.

Onlara fenalık dokunmaz ve onlar üzülecek de değillerdir. 

Allah, her şeyin yaratıcısıdır

Her şey üzerine vekil de O'dur. 

Bütün göklerin ve yerin kilitleri Allah'ın

Allah'ın âyetlerini inkâr edenler işte onlar, kendilerine yazık edenlerdir. 

De ki: "Ey cahiller! bana Allah'tan başkasına mı kulluk etmemi emrediyorsunuz?" 

sana da, senden öncekilere de şu vahyedildi: "Yemin ederim ki şirk koşarsan çalışmaların boşa gider kendine yazık edenlerden olursun." 

yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol

Allah'ı hakkıyla takdir edemediler
bütün yer kıyamet günü O'nun avucundadır

Gökler kudretiyle dürülmüştür. O ortak koştuklarından münezzeh ve çok yüksektir. 

Ve sûra üflenmiştir. Göklerde kim var, yerde kim varsa çarpılıp yıkılmıştır.

Sonra sûra bir daha üflenmiştir. Bu defa da hep onlar kalkmışlar bakıyorlardır. 

Yer, Rabbinin nuru ile parlamıştır.

peygamberler ve şahitler getirilmiş hak ile hüküm verilmektedir. hiç haksızlık yapılmaz. 

Herkese ne amel yaptıysa karşılığı tam olarak ödenmiştir.

Allah yaptıklarını en iyi şekilde bilmektedir. 

İnkâr edenler bölük bölük cehenneme sevkedilmektedir.

İçinizden size Rabbinizin âyetlerini okuyan, sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?"

kâfirler üzerine azab kelimesi hak oldu

Ebedî olarak içinde kalmak üzere girin cehennemin kapılarından" denir.

büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür! 

Rablerinden korkanlar da bölük bölük cennete sevk edilmektedir.

Cennete vardıkları zaman kapılar açılır ve bekçileri Selâm sizlere, ne hoşsunuz! derler. 

Hamdolsun o Allah'a ki, vaadini doğru çıkardı ve bizi cennet arzına varis kıldı.

Cennette istediğimiz yerde oturuyoruz"

ne güzeldir mükafatı iyi amel işleyenlerin! 

Meleklerin de arşın etrafını kuşatarak, Rablerine hamd ile tesbih ettiklerini görürsün.

âlemlerin Rabbi Allah'a hamdolsun"


MÜ'MİN Süresi

Hâ Mîm. Bu kitabın indirilişi, çok güçlü ve her şeyi bilen Allah tarafındandır. 

O, günah bağışlayıcı, tevbe kabul edici, azabı şiddetli, kerem sahibi Allahdır

O'ndan başka ilâh yoktur dönüş O'nadır. 

Allah'ın âyetleri hakkında ancak kâfirler mücadele ederler.

Şimdi onların beldeler içinde dönüp dolaşmaları seni aldatmasın. 


Onlardan önce Nuh kavmi ve çeşitli topluluklar Her ümmet peygamberlerini yakalamak kastında bulundu. Hakkı batılla gidermek için boşuna mücadele ettiler. onları tuttum Bak o zaman azabım nasıl oldu? 

nankörlük eden kâfirlere Rabbinin azab sözü hak oldu.

Onlar, mutlaka cehennemliktirler. 

Arşı taşıyanlar ve onun etrafındakiler, Rablerinin hamdiyle tesbih ederler

inanananlar. İman etmişler için bağışlanma dilerler:

Ey Rabbimiz! Rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. tevbe edip yoluna uyanları bağışla, cehennemden koru.

Ey Rabbimiz! iyi olanları vaad buyurduğun Adn cennetlerine koy

Şüphesiz çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan sensin." 


Onları fenalıklardan koru. Sen kimi fenalıklardan korursan, onu rahmetinle yargılamışsındır. büyük kurtuluş budur

kâfirlere şöyle bağırılacaktır: "Elbette Allah'ın buğzu, sizin nefislerinize buğzunuzdan daha büyüktür

siz imana davet ediliyordunuz da inkâr ediyordunuz." 

Kâfirler diyecekler ki: "Ey Rabbimiz! Sen bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. günahlarımızı anladık çıkmaya bir yol var mı?" 

azab size şu sebeptendir: Siz Allah'a davet edildiğiniz zaman inkâr ettiniz.

O'na ortak koşulunca inandınız. Artık hüküm, o yüce ve büyük Allah'ındır." 

Size âyetlerini gösteren, sizin için gökten bir rızık indiren O'dur.

onları ancak gönül verip düşünen anlar


siz, dini Allah için halis kılarak hep O'na yalvarın. İsterse kâfirler hoşlanmasın

O dereceleri yükselten Arş'ın sahibi Allah,


O gün onlar kabirlerinden meydana fırlarlar. Kendilerinin hiçbir şeyi Allah'a karşı gizli kalmaz.

Bugün mülk kimindir?" diye sorulur. Tek ve kahhar olan Allah'ındır." denir

her nefis kazandığı ile cezalanacaktır. Bugün zulüm yoktur.

Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir. 

Yaklaşmakta olan o felaket ve kıyamet gününü onlara haber ver.

O dem ki yürekler gırtlaklara dayanmıştır, yutkunup dururlar.

Zalimler için ne ısınacak bir dost vardır, ne de sözü dinlenecek bir şefaatçi. 

Allah, gözlerin hain bakışını da bilir, gönüllerin gizlediğini de. 

Allah hakkı yerine getirir.

Onların O'ndan başka yalvardıkları ise hiçbir şeyi yerine getiremezler.

hakkıyla işiten ve gören ancak Allah'tır.
 
Yeryüzünde gezmediler mi? Baksalar ya öncekilerin sonları nasıl olmuş?

Onlar yeryüzünde kuvvetçe kendilerinden daha üstündü Öyle iken Allah günahları sebebiyle tutup alıverdi.

Kendilerini Allah'ın azabından koruyacak biri bulunmadı. 

peygamberleri inkâr ettiler. Allah da kendilerini alıverdi O'nun kuvveti ve azabı şiddetlidir. 

Andolsun Musa'yı âyetlerimizle ve açık bir delil ile gönderdik. 

Musa, hakkı getirince iman etmiş olanların oğullarını öldürün, kadınlarını diri tutun." dediler.

kâfirlerin tuzağı hep boşa çıkmaktadır. 

Firavun: "Bırakın öldüreyim Musa'yı da Rabbine dua etsin onun, dininizi değistirip bozgunculuk çıkarmasından korkuyorum" dedi. 

Ben hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de sizin de Rabbiniz olan Allah'a sığınırım"



Bir adamı, Rabbim Allah dediği için öldürecek misiniz? Halbuki o size Rabbinizden delillerle gelmiştir.

o bir yalancı ise çok sürmez, yalanı boynuna geçer.

Şüphe yok ki Allah aşırı giden bir yalancıyı doğru yola çıkarmaz." 

Ey kavmim! Bugün mülk sizindir. Dünyada yüze çıkmış bulunuyorsunuz.

Eğer gelecek olursa Allah'ın hışmından bizi kim kurtarır?"

Ey kavmim! ben sizin hakkınızda Ahzab günleri gibi bir günden korkuyorum." 
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Ayetler ve sureler
Kaynak ülkücü dünya. Com

MÜ'MİN Süresi

Nuh Kavmi'nin, Âd'ın, Semud'un ve sonrakilerin maceraları gibi bir günün geleceğinden korkuyorum

Allah, kulları için bir zulüm istemez." 

Ey kavmim! Ben size gelecek o çağrışma gününden gününden korkuyorum

O gün arkanıza dönüp kaçacaksınız.

sizi Allah'tan koruyacak olan yoktur

kimi Allah şaşırtırsa ona yol gösterici bulunmaz.

size delillerle Yusuf gelmişti. O zaman da şüphe edip durmuştunuz.

Allah asla peygamber göndermez" dediniz. İşte Allah böyle şaşırtır. 

Onlar, Allah'ın âyetleri hakkında mücadele ederler. Bu Allah katında ve iman edenler yanında buğzu gerektirir.

Allah, her böbürlenen zorbanın kalbini mühürler.

Firavun dedi ki: "Ey Hâmân! Bana kule yap, belki ben Göklerin yollarına ulaşabilirim de, Musa'nın ilâhının ne olduğunu anlarım.

Ben onu mutlaka yalancı sanıyorum."

Firavun'a kötü ameli süslü gösterildi de yoldan çıkarıldı

Firavun düzeni hep boşa çıkar. 

iman etmiş olan kimse dedi ki kavmim! Bana uyun ki size doğruyu göstereyim

Ey kavmim! Bu dünya hayatı ancak geçici bir menfaatten ibarettir.

Ahiret ise durulacak karar yurdudur." 

Her kim kötülük yaparsa, ona ancak yaptığının bir misli ile ceza verilir.

Erkek veya kadın, her kim mümin olarak iyi bir amel işlerse onlar cennete girerler.


Orada kendilerine hesapsız rızık verilir." 

ey kavmim! Niçin ben sizi kurtuluşa davet ederken, siz beni ateşe davet ediyorsunuz?" 

Siz beni Allah'ı inkâr etmeye ve bence hiç ilimde yeri olmayan şeyleri O'na ortak koşmaya davet ediyorsunuz.

Ben sizi o çok güçlü ve çok bağışlayıcı olan Allah'a davet ediyorum." 

Hepimizin dönüşü Allah'adır.

Şüphesiz haddi aşanların hepsi cehennemliktir." 

Ben işimi Allah'a havale ediyorum.

Şüphesiz Allah, kullarını görür, gözetir." 

Allah o mümini, onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu.

Firavun'un adamlarını kötü azab kuşattı

Onlar, sabah akşam ateşe arzolunurlar.

Kıyamet kopacağı gün Firavun hanedanını azabın en şiddetlisine tıkın

ateş içinde birbirlerine bizden ateş nöbetini savabiliyor musunuz?" derler. 

Allah kulları arasında hükmünü vermiştir


Ateştekiler, cehennem bekçilerine derler ki: "Rabbinize dua edin bir gün olsun bizden azabı biraz hafifletsin." 

Kâfirlerin duası ise hep çıkmazdadır.
 
Biz peygamberimize ve inananlara dünya hayatı ve şahitlik gününde elbette yardım ederiz. 

O gün zalimlere özür dilemeleri fayda vermez.

Onlara lanet vardır

onlara yurdun kötüsü cehennem vardır. 


Andolsun biz Musa'ya hidayeti verdik ve İsrailoğullarına o kitabı miras kıldık
 
Aklı başında olanlara bir yol gösterici ve bir hatırlatma

sabret. Çünkü Allah'ın vaadi haktır.

günahından dolayı istiğfar et

Rabbini hamd ile tesbih et


Allah'ın âyetleri hakkında mücadele edenlerin göğüslerinde ancak kibir vardır.

Sen hemen Allah'a sığın her şeyi işiten ve gören O'dur. 

Elbette göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyüktür. insanların çoğu bilmezler. 

Kör ile gören bir olmaz,

iman edip salih ameller işleyen kimseler ile kötülük yapan bir değildir.

Ne kadar da az düşünüyorsunuz! 

o saat (kıyamet) muhakkak gelecektir.


Rabbiniz: "Bana yalvarın, dua edin ki size karşılık vereyim. Buyurdu

ibadet etmekten kibirlenip yüz çevirenler yarın horlanmış olarak cehenneme gireceklerdir.

İçinde dinlenesiniz diye geceyi, göz açıcı bir aydınlık olarak da gündüzü sizin için yaratan Allah'tır.

Allah insanlara karşı lütuf sahibidir.

insanların çoğu şükretmezler. 

İşte Rabbiniz, her şeyin yaratıcısı olan o Allah'tır.

O'ndan başka ilâh yoktur. O halde haktan nasıl çevrilirsiniz? 

âyetleri inkâr edenler çevriliyorlar

Allah, O'dur ki sizin için yeri bir karargâh, göğü de bir bina yapmıştır.

Size şekil vermiş ve güzelleştirmiştir. Hoş nimetlerden size rızık vermiştir. İşte Rabbiniz o Allah'tır.

Âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir! 

Daimî bir hayat sahibi ancak O'dur. O'ndan başka ilâh yoktur. O'na, hep O'na yalvarın.

Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur. 

ben o sizin Allah'ı bırakıp taptıklarınıza ibadet etmekten kesinlikle men edildim

bana âlemlerin Rabbine teslim olmam emredildi." 

O, hem yaşatır, hem öldürür.

O, bir şey isteyince sadece "ol!" der

Bakmaz mısın şimdi Allah'ın âyetleri hakkında mücadeleye kalkanlara! Haktan nasıl döndürülüyorlar? 

Kitaba ve Resullerimize yalan diyenler, artık ilerde bilecekler. 

boyunlarında halkalar ve zincirler olduğu halde sürükleneceklerdir. 

Kaynar suda, sonra da ateşte kaynatılacaklardır. 

İşte Allah, kâfirleri böyle şaşırtır.

siz yeryüzünde haksız yere seviniyor ve güveniyordunuz. 

İçlerinde ebedî olarak kalmak üzere cehennemin kapılarından girin.

ne kötü o kibirlenenlerin yeri? 

Ey Muhammed! Sen sabret, şüphesiz Allah'ın vaadi haktır gerçekleşecektir

onlar mutlaka bize getirileceklerdir. 

Andolsun ki biz nice peygamberler göndermişizdir. Onlardan kimini sana anlatmışız, kimini de anlatmamışızdır.

Hiçbir peygamber, Allah'ın izni olmaksızın bir mucize getiremez.

Allah'ın emri gelince hak yerine getirilir.

Batıl dava peşinde koşanlar hüsrana uğrarlar. 

Kimine binesiniz, kimini de yiyesiniz diye sizin için o yumuşak başlı hayvanları yaratan Allah'tır. 

Sizin için onlarda nice menfaatler var

Hem onlar üzerinde, hem de gemiler üzerinde taşınırsınız. 

Allah size âyetlerini gösteriyor. Şimdi Allah'ın âyetlerinin hangisini inkâr edersiniz? 

yeryüzünde gezip de bakmazlar mı? Köncekilerin sonu nasıl olmuş?

Onlar hem çok, hem kuvvetçe yeryüzünde eserlerinin sağlamlığı bakımından çetindiler.

kazandıkları kendilerini kurtaramadı

onlara peygamberleri, delillerle geldikleri zaman ilme güvendiler

o alay ettikleri şey onları kuşatıverdi. 

hışmımızı gördüklerinde: "Allah'ın birliğine inandık ve şirk koştuğumuz şeyleri inkâr ettik" dediler. 

hışmımızı gördükleri zamanki imanları kendilerine fayda verecek değildi.

Allah'ın kulları hakkındaki kanunu budur

kâfirler hüsrana düştüler. 



FUSSİLET SURESİ

Hâ Mîm. Bu Kur'ân Rahmân ve Rahîm olan Allah tarafından indirilmiştir. 


Bu, Arapça Kur'an âyetleri bilen kavim için ayırt edilip açıklanmış bir kitaptır. 

O, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilmiştir.

insanların çoğu yüz çevirmişlerdir. Artık gerçeği işitmezler

Onlar: "Ey Muhammed! Senin bizi davet ettiğin şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Kulaklarımızda da ağırlık vardır dediler

Onlar aramızda anlaşmamıza engel bir perde vardır. Sen istediğini yap, çünkü biz yapıyoruz" dediler

Ey Muhammed! De ki: "Ben sizin gibi bir insanım, ancak bana ilâhınızın bir tek ilâh olduğu vahyediliyor.

hep O'na yönelin bağışlanma dileyin.

Vay O'na ortak koşanların haline! 

Onlar, zekatı vermezler,
ahireti de inkâr ederler. 

iman edip, salih amel işleyenler için de bitmez tükenmez bir mükafat vardır. 

De ki: "Siz yeri iki günde yaratanı gerçekten inkâr edip duracak mısınız?

O'na eşler koşuyorsunuz ha? O bütün âlemlerin Rabbidir." 


O, yerin üstünde sabit dağlar yarattı. Orada bereketler meydana getirdi.

Orada rızıkları tam dört günde belli bir seviyede takdir edip, düzene koydu. 

yerküreye: "İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin." dedi. Her ikisi de: "İsteyerek geldik" dediler. 

Allah Her göğe kendi işini bildirdi.

en yakın göğü kandillerle süsledik ve koruduk. bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir. 

de ki: "Ben sizi Âd ve Semud'un başına gelen yıldırıma karşı uyardım." 

Allah'tan başkasına kulluk etmeyin

peygamberler geldiği zaman Rabbimiz
melekler indirirdi. Biz tebliğinize inanmayız dediler

Âd kavmi yeryüzünde büyüklük tasladılar Bizden kuvvetli kim var dediler. Onlar Allah'ı görmediler mi?

âyetlerimizi bile bile inkâr ediyorlardı. 
dünyada rezillik tattırmak için o uğursuz günde kasırga gönderdik.

Ahiret azabı elbette çok rezil edicidir.

Onlara yardım edilmeyecektir. 

Semûd kavmine doğru yolu gösterdik. onlar körlüğü doğru yola tercih ettiler.

kazandıkları kötülük yüzünden alçaltıcı azabın yıldırımı onları çarpıverdi. 

Biz iman edenleri ve kötülükten sakınanları ise kurtardık. 

O gün Allah'ın düşmanları cehenneme sürülmek üzere bir araya toplanırlar. 

kulakları, gözleri ve derileri yaptıkları
aleyhinde şahitlik ederler.

Onlar derilerine: "Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz?" derler. Derileri de: "Bizi her şeyi konuşturan Allah konuşturdu,

sizi ilk defa yaratan O'dur ve siz yine O'na döndürülüyorsunuz"

Siz kulak göz ve derilerinizin aleyhinizde şahitlik edeceğinden korkarak kötülükten sakınmıyordunuz.

yaptıklarınızı Allah'ın bilmeyeceğini zannediyordunuz. 

Rabbiniz hakkında beslediğiniz zannınız sizi helak etti

zarara uğrayanlardan oldunuz. 

dayanabilirlerse onların yeri ateştir.

onlar hoşnut edileceklerden değildirler. 

onlara birtakım arkadaşlar musallat ettik de onlar kendilerine ne varsa hepsini güzel gösterdiler. B

azab sözü onlar için hak oldu.

onların hepsi kendilerine yazık etmişdir


İnkâr edenler: "Bu Kur'ân-ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın, belki üstün gelirsiniz" dediler. 


inkâr edenlere şiddetli bir azab tattıracağız.

onlara yaptıkları amellerin en kötüsünün cezasını vereceğiz. 

Allah'ın düşmanlarının cezası ateştir.

Âyetlerimizi inkâr etmelerinin cezası onlara cehennem yurdu vardır. 

İnkâr edenler: "Ey Rabbimiz! Cin ve insanlardan bizi saptıranları göster ayaklarımızın altına alalım cehennemin en altında kalanlardan olsunlar diyeceklerdir. 

Ey Rabbimiz bizi saptıranları göster ayaklar altına alalım

cehennemin en altında kalanlardan olsunlar

Rabbimiz Allah'tır"

doğrulukta devam edenlere melekler iner Korkmayın, üzülmeyin, size vaad edilen cennetle sevinin derler

Biz dünya hayatında da, ahirette de sizin dostlarınızız.

Cennette sizin için canınızın çektiği ve istediğiniz her şey vardır." 

Bunlar çok bağışlayıcı ve çok merhametli olan Allah tarafından bir ağırlamadır. 

3Allah'a davet eden, salih amel işleyen müslümanlardanım" diyenden daha güzel sözlü kim olabilir? 

iyilik de bir değildir, kötülük de.

Kötülüğü en güzel bir şekilde sav.

olgunluğa ancak sabredenler kavuşturulur,

şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa hemen Allah'a sığın.

O her şeyi işitir ve bilir. 


Gece ile gündüz ve güneş ile ay Allah'ın kudretinin delillerindendir.

Güneşe ve aya secde etmeyin sadece Allah'a kulluk yapmak istiyorsan onları yaratan Allah'a secde edin. 


Rabbinin yanındaki melekler gece gündüz O'nu tesbih ederler ve hiç usanmazlar. 

Senin yeryüzünü boynu bükük, kupkuru görmen Allah'ın kudret delillerindendir.

suyu indirdiğimiz zaman titreşir ve kabarır ona hayat veren Allah mutlaka ölüleri de diriltir her şeye gücü yeter

Âyetlerimiz hakkında doğruluktan ayrılıp inkâra sapanlar gizli kalmazlar

ateşe atılacak olan mı daha hayırlıdır, yoksa kıyamet günü güven içinde gelecek olan mı?

İstediğinizi yapın. Şüphesiz ki Allah, yaptığınız şeyleri hakkıyla görür. 


Kur'ân kendilerine geldiğinde inkâr edenler, mutlaka ceza çekceklerdir.

O gerçekten çok değerli bir kitaptır. 

O hüküm ve hikmet sahibi, öğülmeye layık olan Allah tarafından indirilmiştir.
 
Ey Muhammed! Sana önceki peygamberlere söylenenden başkası söylenmiyor.

senin Rabbin hem mağfiret sahibidir hem de acı verecek bir azap sahibidir. 

Sen de ki: "O, iman edenler için bir hidayet ve şifadır."

İman etmeyenlerin kulaklarında ise bir ağırlık vardır.

Andolsun ki biz Musa'ya Tevrat'ı vermiştik onda ihtilafa düşmüşlerdi.

Rabbin tarafından azabın ertelenmesine dair bir söz geçmeseydi mutlaka hüküm verilirdi

onlar Kur'ân hakkında bir şüphe ve tereddüt içindedirler. 

Her kim iyi iş yaparsa, kendi lehine yapmış olur.

Kim de kötülük yaparsa, kendi aleyhine yapmış olur.

Rabbin kullara zulmedecek değildir.

Kıyamet zamanını bilmek ancak Allah'a havale edilir.

Onun bilgisi dışında hiçbir meyve kabuğundan çıkmaz, hiçbir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz.

Onlar kendileri için kaçacak bir yer olmadığını anlamışlardır. 

İnsan hayır istemekten usanmaz, fakat kendisine kötülük dokununca üzülür ve ümitsizliğe düşer. 

Andolsun zarardan sonra, ona rahmet tattırsak, Bu hakkımdır kıyametin kopacağını sanmıyorum der

Rabbime döndürülmüş olsam bile mutlaka O'nun yanında benim için güzel şeyler vardır" der.

Biz inkâr edenlere yaptıkları şeyleri mutlaka haber vereceğiz

onlara ağır bir azap tattıracağız. 

Biz insana nimet verdiğimiz zaman o yüz çevirir, yan çizer.

Ona kötülük dokunduğu zaman uzun uzun yalvarır. 

Ey Muhammed! De ki: "Ne dersiniz? O Kur'ân Allah tarafından gelmiş olup
siz onu inkâr etmişseniz

Hak'tan uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim olabilir?" 

Biz onlara hem ufuklarda hem kendi nefislerinde delillerimizi göstereceğiz

Kur'ân'ın hak olduğu belli olsun.

Rabbinin her şeye şahit olması kafi değil mi


onlar Rablerine kavuşmaktan şüphe içindedirler,

Allah her şeyi ilmiyle kuşatmıştır. 

ŞÛRA SURESİ

Hâ-mîm. Ayn-sîn-qaf. İşte hakikat

Allah; o azîz-hakîm hakikat O'nundur

O öyle ulu, öyle azîm ve büyük ki: Gökler çatlayacak gibi titreşiyorlar,

melekler hamd ile Rab'lerine teşbih ediyorlar

melekler yerdeki kimseler için mağfiret diliyorlar. 

Allah'tır öyle gafur öyle rahîm

Allah gözcü, sen değilsin vekîl. 

işte sana Arabî dil ve kültür itibariyle Arab'a has bir kur'ân hitabe
vahyetmekteyiz

Ummu'l-Kurâ'yı Mekke ve çevresindekileri uyarıp sakındırasın

o toplanma gününün dehşetini haber veresin,

o günün geleceğinde şüphe yok o gün bir fırka cennette, bir fırka çılgın ateşte

Dileseydi Allah hepsini bir ümmet yapardı, velakin dilediğini rahmetine koyuyor

zalimlere gelince, ne bir dost var onlara, ne de bir nyardımcı

O'ndan beride velî dost ve hâmiller mi edindiler? Allah'tır ancak velî, ölüleri

O diriltir ve her şeye kadir O'dur.


İhtilaf ettiğiniz herhangi birşey hakkında hüküm Allah'a aittir.

İşte" o Allah benim rabbim,

ben Allaha güvenip dayanmaktayım

hep Allaha sığınırım". 


O gökleri ve yeri yaratan, size kendi cinslerinizden çift eşler yapmış,

deve, koyun, keçi ve sığırdan çiftler yaratmıştır sizi o suretle üretip duruyor.

O'nun misli gibi birşey yoktur O öyle semî işiten öyle ba-sîr görendir. 

Göklerin, yerin kilitleri O'nun;


rızkı dilediğine açar ve kısar O her şeyi bilir. 

Sizin için, dinden Nuh'a İbrahim Musa
ve sana vahyeylediğimizi buyurdu;

Dîni doğru tutun tefrikaya düşmeyin

Müşriklere, bu davet ettiğin emir Allah'ı birleyip O'na teslim olma işi ağır geldi

Allah dilediklerini seçecek ve kendisine yöneleni hidayetle erdirecektir. 

Tefrikaya düşmeleri haset ve kıskançlıktan dolayıdır

eğer Rabbinden bir ecel olmasaydı, aralarında hükm-i kaza mutlak icra edilir, işleri bitirilirdi.

kitaba vâris kılınanlar da ondan işkilli bir şek ve şüphe içindedirler. 

durma davet et ve emrolunduğun gibi doğru git,

onların hevalarına tâbi olma de ki: "Ben Allah'ın indirdiği kitaba iman getirdim

Allah bizim rabbimiz olduğu gibi sizin de rabbiniz.

Bize kendi amellerimizin size de kendi amellerinizin sorumluluğu vardır,

hak açık tartışmaya hacet yok.

Allah hepimizi bir-araya getirecek ve O'na gidilecektir . 


delileri sakıttır geçersizdir üzerlerine gazap ve şedit bir azap vardır;

Allah'tır ki, hakka dair kitap ve mîzan indirdi


ne bilirsin belki kıyamet saati yakındır. 


Onu, inanmayan imansızlar acele ister iman edenler onun hak olduğunu ve mutlaka kopacağını bilirler

kıyamet) saati hakkında mücadele edenler dalalet içindedirler. 

Allah (kıyamet gününden korkup vazifesini yapan kullarına lütufkârdır

her dilediğini rızıklandırır O öyle kavî güçlü öyle azîz. 

kim âhiret ekimi isterse ona, ekini artırırız;

kim dünya ekimi isterse ona veririz, amma âhirette nasip yoktur. 

onların Allah'a ortak olmak için küfür şerikleri ortakları var Allah'ın izin vermediği şeyleri meşru kıldılar


Eğer o kelime olmasaydı, hüküm icra edilir, işleri bitirilirdi

zalimler için elîm acı ve azap vardır. 

Göreceksin zalimleri kazandıkları günahlarından ötürü titrerlerken,

İman edip salih amel işleyerek güzel güzel işler yapanlar cennetlerin hoş hoş ravzalarında,

onlara Rab'lerinin indinde ne dilerlerse var; işte bu, o büyük fazl lütuf


bu müjdedir ki: Allah iman edip iyi işler yapan kullarına müjdeliyor

Ey Muhammed De ki sizden yakınlıkta sevgiden başka bir ecir ücret istemem

kim çalışır bir güzellik kazanırsa ona, mükâfat olarak güzellik veririz,

Allah gafurdur bağışlayıcıdır şekûrdur. 


Allah dilerse senin kalbini mühürleyiverir

Allah bâtılı mahveder

O, kullarından tevbeyi kabul eder

salih ameller yapanlara icabet buyurur, fazlı lütfundan onlara ziyade de verir,

küfredenlere şiddetli bir azap var. 

Allah kullarına rızkı bol bol seriverse arzda azar ve taşkınlık ederlerdi,

şüphesiz O, kullarının durumuna habîrdir vâkıftır basîr ve görendir. 


O ümidi kesmişlerken feyz indirir rahmet yayıp neşreder.

O velî koruyucu ve hamd edilendir. 

O göklerin ve yerin yaratılışı ve onlarda ürettiği hercanlının üretilişi O'nun
âyetlerindendir

O dileyeceği zaman onları toplamaya da kadirdir. 

Başınıza her ne musibet geldi ise, kendi kazancınız günahlar sebebiyiledir,

günahlarınızın bir çoğundan sizi affediyor siz arzda Allah'ı aciz bırakacak değilsiniz

size, Allah'tan başka kurtaracak ne bir hâmi, ne de bir yardımcı yoktur. 


Yine O'nun âyetlerindendir; denizde, o dağlar gibi batmadan akanlar

Dilerse gemileri hareket ettiren o rüzgârı durduruverir

şüphesiz nice âyet işaret ve delililer var

çok sabırlı, çok şükredici her kimse için ka-zanç ve af buyurulur

bilsinler âyetlerimizle mücadele edenler ki: kaçacak yer yoktur. 

size verilmiş olan şeyler dünya hayatın geçicikazancıdır

Allah yanındaki daha hayırlı ve daha kalıcıdır.

mükâfat o kimseler için

İman etmişlerdir Rab'lerine itimat edip tevekkül ederler

onlar ki günahın büyüklerine ve açık çirkinliklere uzak bulunurlar

her gazaplandıkları vakit kusur örterler onlar ki Rab'leri için davete icabet etmekte ve namazı kılmaktadırlar


Kötülüğün cezası misli kadar kötülüktür kim affedip ıslah ederse ecri Allah'adır.

şüphesiz O zalimleri sevmez. 

kim zulm olunduktan uğradıktan sonra öcünü alırsa, onlara ceza yoktur

Ceza ancak haksızlıkla yeryüzünde taşkınlık ederek insanlara zulmeyleyenler üzerinedir.

onlara elîm acı bir azap vardır. 

kim de sabreder suç örterse, o azm olunacak işlerdendir

kimi Allah şaşırtırsa ona hiçbir velî hami ve yardımcı yoktur

o zalimleri; azabı gördükleri vakit diyecek ki Var mı geri dönmeye bir yol

göreceksin onlarıateşe arz olunurken; zilletten boyunlarını bükerek göz altından bakarlarken;

iman etmiş olanlar şöyle demekte Gerçek hüsrana düşenler, kıyamet günü kendilerine ve ailelerine yazık edenlermiş

zalimler hakikaten azap içindedirler

onları Allah'ın önünden kurtaracak velî
Ve hâmiler yoktur.

kimi Allah saptırırsa onun için yol yoktur


Allah'tan, reddedilip geri çeviril-mesine çare olmayan gün gelmezden evvel Rabbinizin davetine icabet ediniz;

o gün sizin için ne sığınacak yer vardır, ne de inkâra çare. 

biz seni üzerlerine gözcü göndermedik sana düşen ancak tebliğdir.

biz insana rahmet tattırdığımız vakit onunla ferahlanır

kendi elleriyle başlarına bir fenalık gelirse o vakit insan hepsini unutan bir nankördür;

(isyan insanın tabiatında vardır, süratle nankörlüğe gider, sanki hiç rahmet ve nimet görmemiş gibi davranır). 

Allah'ındır göklerin ve yerin mülkü


dilediğini yaratır, dilediği kimseye dişiler bahşeder, dilediği kimseye de erkekler bahşeder


O'nun ilmi çok. kudretine nihayet yok

O çok yüksek, çok hakimdir. 

Ve işte sana emrimizden biz ruh vahyettirdik. 

sen kitap nedir, iman nedir bilmiyordun, biz onu bir nur kıldık,

onunla kullarımızdan dilediğimize hidayet vereceğiz

emin ol sen hakikate doğru yola çağırıyorsun; o Allah'ın yoluna

Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. 

Bütün işler, döner dolaşır Allah'a varır. 
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Ayetler ve sureler
Kaynak ülkücü dünya. Com

ZUHRUF SÜRESİ

Hâ, mîm. kitaba andolsun ki biz onu anlayasınız diye Arapça Kur'an yaptık. 

o bizim nezdimizde bulunan yüce ve hikmet dolu bir kitaptır

Siz haddi aşan bir kavim oldunuz

Biz nice peygamberler göndermiştik. 
Onlar her peygamberle  alay ediyordu

Biz daha kuvvetli olanları da helâk ettik

onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan elbette çok güçlü ve herşeyi bilen Allah yarattı." derler. 

O, yeryüzünü size beşik yaptı doğru gidesiniz diye orada sizin için yollar meydana getirdi. 

Allah gökten belli bir ölçüye göre su indirdi.

Biz onunla ölü bir memlekete yeniden hayat verdik.

siz kabirlerinizden diriltilip çıkarılacaksınız

Allah Sizin için bineceğiniz gemiler ve hayvanlar var etmiştir. 

Siz onların sırtına binip üzerlerine yerleştiğinizde, Rabbinizin nimetini anın

Bunları bizim hizmetimize veren Allah'ı tenzih ve tesbih ederiz. Yoksa bizim bunlara gücümüz yetmezdi.

biz Rabbimize döneceğiz

insan apaçık bir nankördür. 

Onların yüzü simsiyah kesilir de öfkesinden yutkunur durur. 

Onlar meleklerin yaratılışını gördüler mi? Onların şahitlikleri yazılacak

onlar sorguya çekileceklerdir. 

Onlar: "Eğer Rahman olan, Allah dileseydi, biz meleklere tapmazdık dediler.

Onların hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece yalan söylüyorlar. 

kendilerine bir kitap verdik onlar, ona sarılıyorlar? 

Biz babalarımızı bu din üzerinde bulduk, onların izinde gidiyoruz." dediler

Ey Muhammed! senden önce hangi memlekete uyarıcı göndermişsek, oranın şımarık kimseleri: "Biz babalarımızın izlerine uyarız." dediler. 

size babalarınızın bulunduğu dinden daha doğrusunu getirmişsem de mi bana uymazsınız?"

Biz onlardan intikam aldık.

Bak peygamberleri yalanlayanların sonu nasıl oldu

ben sizin taptığınız şeylerden uzağım. 
Ben ancak beni yaratana taparım.

Şüphesiz O, beni doğru yola iletecektir."

İbrahim, bu sözü, ardından geleceklere miras  bıraktı ki doğru yola dönsünler. 

Kendilerine hak geldiği zaman onlar: "Bu bir büyüdür doğrusu biz onu tanımıyoruz." dediler. 

Onlar: Kur'an, şu iki şehirden bir büyük adama indirilmeli değil miydi?" dediler. 

Ey Muhammed! Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyorlar? Dünya hayatını  biz taksim ettik.

Birbirlerine işlerini gördürsünler diye biz onların bir kısmını diğerlerinden derecelerle üstün kıldık.

Rabbinin rahmeti onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır. 

küfre sapan bir ümmet olmasalardı
Rahman olan Allah inkâr edenlerin  evlerine gümüşten tavanlar yapardı

küfre sapmasalardı evleri için gümüşten kapılar, üzerine yaslanacak koltuklar ve nice ziynetler verirdik.

Bütün dünya hayatı geçici menfaatden başka bir şey değildir.

Ahiret Rabbin katında takva sahipleri içindir

kim Rahman olan Allah'ın zikrinden yüz çevirirse biz şeytanı musallat ederiz.

şeytan onun yakın dostudur. 

şeytanlar onları yoldan çıkarır da Onlar   doğru yolda olduklarını sanırlar. 

kıyamet günü gelince, arkadaşına Keşke seninle aramda doğu ile batı arasındaki kadar bir uzaklık olsaydı  Sen ne kötü arkadaşmışsın!" der. 

Bugün pişmanlık duymanız size fayda sağlamayacaktır.

siz zulmettiniz. Şimdi  hepiniz azapta ortaksınız." denir. 

Ey Muhammed! sağırlara sen mi işittirecek körlere ve sapıklık içinde olanlara sen mi doğruyu göstereceksin

biz onlardan intikam alırız. 

onlara vaad ettiğimiz azabı gösteririz

onlara azap etmeye gücümüz yeter

sen vahyedilen Kur'an'a sarıl. Şüphesiz ki sen doğru bir yol üzerindesin. 

Kur'an, senin için de, kavmin için de bir öğüttür ve sorguya çekileceksiniz. 

Ey Muhammed peygamberlerimize de sor, Rahman olan Allah'tan başka  ibadet edilecek ilâhlar yapmış mıyız

Andolsun biz Musa'yı mucizelerimizle Firavun'a ve adamlarına gönderdik.

Musa: "Ben gerçekten âlemlerin Rabbi olan Allah'ın peygamberiyim." dedi. 

Musa mucizelerimizi getirince onlar hemen bu mucizelere gülüverdiler. 

Bizim gösterdiğimiz her bir mucize diğerinden daha büyüktü.

doğruya dönerler diye biz onları azapla yakaladık. 

azâbı görünce: "Ey sihirbaz! bizim için Rabbine dua et. Biz doğru yola gireceğiz." dediler. 

azabı  kaldırdığımız zaman hemen sözlerinden dönüverdiler. 

Firavun kavmine dedi ki Mısır ve akıp giden şu ırmaklar benim değil mi?

Firavun kavmini küçümsedi. Onlar  O'na itaat ettiler. onlar fâsık bir kavimdi. 

Nihayet gazaplandırdıkları zaman intikam aldık. Hepsini suda boğduk

Onları sonradan gelecekler için ibret ve örnek kıldık. 

Meryem oğlu İsâ anlatılınca, kavmin bağrışmaya başladılar. dediler ki: "Bizim ilâhlarımız mı  hayırlıdır İsâ mı?"

onlar çok kavgacı bir topluluktur. 

İsâ nimet verdiğimiz  İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur. 

biz dileseydik, sizden yeryüzünde yerinize geçecek melekler yaratırdık. 

kıyâmet hakkında şüpheye düşmeyip, bana uyun, bu doğru yoldur. 

Sakın şeytan sizi doğru yoldan alıkoymasın.

o sizin için apaçık bir düşmandır. 

İsâ mucizelerle indiği zaman dedi ki: Ben hikmeti getirdim  ihtilâfa düştüklerinizi açıklamaya geldim.

Allah'tan korkun, ve itaat edin. 

benim de Rabbim sizin de Rabbiniz Allah'tır O'na kulluk edin. Bu doğru yol

Acı bir günün azâbından dolayı vay zulmedenlerin hâline!

Onlar ansızın kıyâmetin başlarına gelmesini mi bekliyorlar? 

O gün Allah'tan korkanlar hariç dost olanlar birbirlerine düşmandırlar. 

Allah, takva sahiplerine şöyle nida eder: Ey âyetlerimize imân edip müslüman olan kullarım

Bugün size hiçbir korku yoktur ve siz üzülmeyeceksiniz. 

Siz ve eşleriniz cennete girin. Orada ağırlanıp sevindirileceksiniz." 

Onların etrafında yiyecek ve içecekler altın tepsiler ve kadehlerle dolaştırılır.

cennette canların çektiği ve gözlerin hoşlandığı herşey vardır.

Siz cennette ebedi olarak kalacaksınız. 

İşte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur. 

cennette sizin için bol bol meyveler vardır. Onlardan yersiniz. 

Şüphesiz ki suçlular, cehennem azâbında ebedi olarak kalacaklardır. 

Onların azâbı hafifletilmez ve onlar azab içersinde ümitsizdirler. 

Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zâlimler oldular. 

Onlar cehennem bekçisine: "Ey Mâlik! Rabbin bizi öldürsün." diye seslenir Mâlik Siz böylece kalacaksınız." der. 

Andolsun size hakkı getirdik. Fakat çoğunuz haktan hoşlanmıyorsunuz. 

onlar hakka karşı gelmek için bir iş  kararlaştırdılar? Biz de onları cezalandırmak için kararlıyız. 

onlar bizim sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar?

işitiriz ve elçi meleklerimiz her yaptıklarını yazıyorlar. 

Göklerin ve yerin Rabbi, arşın Rabbi onların nitelendirdikleri şeyden münezzehtir, yücedir. 

Şimdi sen bırak onları, tehdit edildikleri güne kadar batıla dalsınlar oynasınlar. 

Gökteki ilâh da yerdeki ilâh da O'dur.

O hüküm ve hikmet sahibidir

Göklerin, yerin ve her ikisinin hükümranlığı kendisine ait olan Allah'ın şanı yücedir.

Kıyâmet saatinin bilgisi yalnız onun yanındadır

Siz sadece O'na döndürüleceksiniz. 

Onların Allah'ı bırakıp da tapdıkları putlar şefaat hakkına sahip değillerdir.

Ancak bilerek hakka şahitlik edenler şefâat edebilir. 

sen onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan elbette: "Allah" derler.

Peygamberin sözü şudur Ey Rabbim Bunlar  imân etmeyen bir kavimdir." 

Ey Muhammed sen onlara Size selâm olsun." de.

O Kitab'a andolsun onu  mübarek bir gecede indirdik.

biz onunla insanları uyarmaktayız. 

O gecede her hikmetli iş tarafımızdan bir emirle ayrılır.

biz Rabbin tarafından bir rahmet olarak peygamberler göndeririz.

Şüphesiz O, herşeyi işitir ve bilir. 

inanıyorsanız, iyi bilin ki Allah göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. 

Ondan başka hiçbir ilâh yoktur.

O hem yaşatır, hem öldürür.

O sizin de Rabbiniz, sizden önceki babalarınızın da Rabbidir. 

kâfirler bir şüphe içinde  eğleniyorlar. 

Ey Muhammed! sen göğün, insanları bürüyecek açık bir duman getireceği günü gözetle. Bu acı bir azabdır

O gün insanlar: "Ey Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. biz inanıyoruz" derler. 

Onlar için düşünüp öğüt almak nerede? Oysa kendilerine gerçeği açıklayan bir de peygamber gelmişti. 

peygamberden yüz çevirdiler ve: "Bu öğretilmiş bir delidir." dediler. 

Biz azabı sizden birazcık kaldırırız. Ama siz mutlaka eski halinize dönersiniz. 

Biz o büyük şiddetle çarptığımız gün mutlaka intikamımızı alırız. 

Andolsun ki, biz Firavun kavmini denemiştik Onlara çok kıymetli bir peygamber gelmişti. 

peygamber demişti ki Esaret altındaki Allah'ın kullarını bana teslim edin. ben size gönderilmiş  peygamberim

Allah'a karşı üstünlük taslamayın. Şüphesiz size açık delil getiriyorum. 

beni taşlamanızdan dolayı benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz Allah'a sığındım

siz bana iman etmezseniz hemen yanımdan uzaklaşın."

Musa: bunlar suçlu bir kavimdir." diyerek yardım için Rabbine yalvardı. 

Allah buyurdu ki: "Kullarımı geceleyin yürüt. Çünkü siz takib edileceksiniz. 

onlar suda boğulacak bir ordudur.

Onlar neler bırakmışlardı, ne bahçeler, ne pınarlar! Ne ekinler, ne kaynaklar

içinde eğlenip durdukları nice nimetler
biz onları bir kavme miras bıraktık. 

Gök ve yer onlara ağlamadı. Onlara mühlet de verilmedi. 

Andolsun ki biz İsrailoğullarını  aşağılayıcı azabdan kurtardık. 
Firavun'dan da kurtardık

o üstünlük taslayıp haddi aşan bir zorbaydı. 

Andolsun ki biz onları bilerek o zamanki alemlere üstün kıldık. 

Biz onlara içinde apaçık bir imtihan bulunan mucizeler verdik. 

kâfirler diyorlar ki ilk ölümden başka bir şey yoktur. Biz diriltilecek değiliz.
 
Biz onları helak ettik onlar suçluydular. 

Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık

Biz onları hak ve hikmetle yarattık.

hakkı batıldan ayırd etme günü onların hepsinin bir araya toplanacağı gündür. 

O gün dostun dosta faydası olmaz.

Onlara yardım da edilmez. 

Şüphesiz ki Allah çok güçlüdür, çok merhamet edicidir

Gerçekten zakkum ağacı, 
Günahkârların yemeğidir. 

zakkum ağacı karınlarda kaynar. O, kızgın sıvının kaynaması gibidir

Allah meleklere emreder. "Şunu tutun Cehennem'in ortasına sürükleyin."

onun başının üstüne kaynar su azabından dökün." 

Ona şöyle denir! "Tat bakalım azabı! hani sen çok güçlü ve çok üstündün. 

kötülükten sakınanlar
güvenli makamdadırlar
Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. 

Onlar ince ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyerek karşılıklı otururlar. 

biz onları iri siyah gözlü hurilerle evlendiririz. 

Onlar orada güven içinde her çeşit meyveyi isteyebilirler. 

Allah onları cehennem azabından korumuştur. 

Rabbinden bir lütuf  İşte büyük kurtuluş

Biz Kur'ân'ı senin dilinle indirip kolaylaştırdık. Umulur ki öğüt alırlar

sen onların başlarına gelecekleri bekle: onlar da bekleyip durmaktadırlar.

CASİYE SÜRESİ

Hâ, mîm kitap, Azîz ve Hakîm olan Allah tarafından indirilmiştir. 

Şüphesiz göklerde ve yerde müminler için birçok âyetler vardır. 

Sizin yaratılışınızda ve canlıları yeryüzüne yaymasında inanan  için ibret vardır. 

Gece ile gündüzün değişmesinde  Allah'ın gökten rızık indirip
yağmurla yeryüzünü  diriltmesinde rüzgârları yönlendirmesinde
aklını kullanan  için nice deliller vardır. 

bunlar, Allah'ın âyetleridir onları hakkıyla okuyoruz.

Allah'a ve âyetlerine inanmadıktan sonra hangi söze inanacaklar?

Her günahkâr kişinin vay haline

Allah'ın âyetlerini işitir de sanki kibrinden hiç işitmemiş gibi ısrar eder.

sen ona, can yakıcı bir azabla müjdele! 

Âyetlerimizi öğrendiği zaman alaya alıyor.onlar için rezil bir azap vardır. 

Ötelerinde cehennem var.

Ne kazandıkları ne de Allah'tan başka edindikleri dostlar, kendilerinden hiçbir azabı kaldıramaz.

Onlar için büyük bir azab vardır. 

Bu Kur'an bir hidâyettir.

Rablerinin âyetlerini inkâr edenlere ise, en şiddetlisinden acıklı bir azab vardır. 

Allah O (yüce) zâttır ki, emriyle içinde gemilerin seyretmesi de O'nun

lütfundan rızık aramanız ve şükr için denizi emrinize vermiştir. 

O, gök ve yerdeki herşeyi kendinden bir lütuf olarak hizmetinize vermiştir.

Şüphesiz düşünen topluluklar için ibret ve deliller vardır. 

Ey Muhammed! İman edenler Allah'ın cezalandıracağı günlerin geleceğini ummayanları şimdilik bağışlasınlar.

Allah her kavmi kazandıklarıyla cezalandıracaktır. 

kim iyi bir iş yaparsa onun faydası kendisinedir. Kim kötülük yaparsa zararı yine kendinedir.

hep Rabbinize döndürüleceksiniz

Andolsun vaktiyle İsrailoğulları'na kitap, hüküm ve peygamberlik vermiştik.

Onları temiz rızıklarla rızıklandırmıştık. Ve onları âlemlerden üstün kılmıştık. 

Din hususunda onlara apaçık deliller verdik.

onlar, kendilerine ilim gelince aradaki çekememezlik ve düşmanlık yüzünden ayrılığa düşmüşlerdi.

Şüphesiz Rabbin, ayrılığa düştükleri şeylerde, kıyâmet günü aralarında hükmedecektir. 

Ey Muhammed seni din hususunda apaçık bir şeriat sahibi kıldık.

Sen bilmeyenlerin hevâ ve hevesine uyma

onlar Allah'tan gelecek hiçbir şeyi senden uzaklaştıramazlar.

Şüphesiz zâlimler, birbirlerinin
Allah ise müttakilerin dostudur. 

Kur'an insanların kalb gözünü açan bir nur, kesin bilgi edinmek isteyen bir toplum için de hidâyet ve rahmettir. 

kötülük işleyenler, hayat ve ölümde kendilerini, iman ve iyi amelli kimseyle bir tutacağımızı mı zannetti  Ne kötü

Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı.

herkese yaptığının karşılığı verilmek üzere, asla haksızlık edilmez. 

Ey Muhammed hevesini ilâh edinen, Allah'ın saptırıp kulak ve kalbini mühürleyip gözüne perde çektiği kimseyi görüyor musun?

onu Allah'tan başka kim hidâyete erdirebilir? Hala düşünmez misiniz? 

müşrikler dediler ki: "Hayat, ancak bu dünya hayatımızdan ibarettir.

Ölürüz ve yaşarız.

onların hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, sadece zannederler. 

Ey Muhammed De ki: "Allah sizi diriltir. Sonra sizi o öldürür,

şüphe olmayan kıyamet gününde sizi diriltip  bir araya toplar.

Gök ve yerin mülkü sadece Allah'ındır.

Kıyâmetin kopacağı gün batıla sapanlar hüsrana düşecekler. 

O gün her ümmeti, diz çökmüştür Her ümmet, kendi kitabına çağırılır,

Bugün yaptığınız amellerin cezası verilecektir. 

İşte kitabınız, yüzünüze karşı hakkı söylüyor,

İman edip iyi işler yapanları Rableri rahmeti içine koyacaktır.

İşte apaçık kurtuluş budur. 

kâfirlere denilir ki; "Size âyetlerim okunmadı mı? Siz büyüklük tasladınız

günah işleyen bir kavim oldunuz

Allah'ın vaadi gerçektir.

kıyâmetin geleceğinde şüphe yoktur."

Kıyamet nedir bilmiyoruz zandan ibâret sanıyoruz. kesin bilgimiz yok. derdiniz. 

yaptıkları amellerin kötülüğü gözlerinin önüne serildi,

alay edip durdukları şey onları kuşatıverdi. 

kâfirlere şöyle denilir; "Siz, dünyada bugüne kavuşmayı nasıl unuttuysanız, biz de bugün sizi unutacağız.

Yeriniz ateştir

sizin yardımcılardan kimse de yoktur." 

Siz Allah'ın âyetlerini alaya aldınız, dünya hayatı sizi aldattı.

bugün onlar, ateşten çıkarılmayacaklar

kendilerinden özür dilemeleri kabul edilmeyecektir. 

Hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur

Göklerde ve yerde büyüklük ve hâkimiyet O'nundur. O, Aziz'dir galiptir Hakîm'dir hüküm ve hikmet sahibidir

AHKAF SÜRESİ

kitabın indirilişi, çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah tarafındandır. 

gökleri, yeri ve arasındakileri ancak hak ile ve belirli bir süre için yarattık.

İnkâr edenler u yüz çeviriyorlar. 

Ey Muhammed! De ki: "Allah'tan başka yalvardıklarınızı gördünüz mü? Onlar ne yaratmışlar gösterin.

siz doğru iseniz Kur'an'dan önce indirilmiş bir kitap veya ilim getirin." 

Allah'ı bırakıp  kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek olan puta dua edenden daha sapık kimdir

taptıkları şeylerin, onların yalvarışlarından haberleri bile yoktur. 

Kıyamet günü insanlar biraraya toplandığı zaman taptıkları şeyler kendilerine düşman kesilirler.

âyetlerimizi inkâr edenler hak kitap için: "Bu  büyüdür." dediler. 

Onu Muhammed uydurdu." mu diyorlar? de ki: onu uydurmuşsam Allah'tan  gelen cezayı savmaya gücünüz yetmez

O sizin yaptığınız taşkınlıkları iyi bilir.

şahit olarak Allah yeter.

O çok bağışlayıcı  merhamet edicidir. 

Ey Muhammed! De ki: "Ben Peygamberlerin ilki değilim Ben vahyedilene tabi olan bir uyarıcıyım. 

siz büyüklük taslarsanız haksızlık etmiş olmaz mısınız

Allah zalim topluluğu doğruya iletmez

İnkâr edenler, iman ednlere İslâm'da  hayır olsaydı onlar, bizi geçemezlerdi." derler. bu bir yalandır." diyeceklerdir. 

Kur'ân'dan önce de bir rehber ve rahmet olarak Musa'nın kitabı Tevrat vardı.

Kur'ân zulmedeni uyarmak, iyiliği  müjdelemek için Arap lisanı ile indirilen öncekileri tasdik eden bir kitaptır. 

Gerçekten Rabbimiz Allah'tır."

dosdoğru olanlara korku yoktur

onlar üzülmeyeceklerdir. 
onlar cennetlikdirler,

yaptıklarına karşılık orada ebedi olarak kalacaklardır. 

Biz insana ana ve babasına iyilik yapmayı tavsiye ettik.

Anası onu zahmetle karnında taşıdı ve zahmetle doğurdu.

Onun ana karnında taşınması ile sütten kesilme süresi otuz aydır.

insan olgunluğa ulaşıp, kırka geldiğinde der ki Rabbim! Bana ve ana babama ihsan ettiğin nimetlerine şükretmemi salih amel işlememi ilham et.

neslimden gelenleri salih kıl tevbe edip sana yöneldim ben  müslümanlardanım

yaptıklarının en güzelini kabul edeceğimiz günahlarını bağışlayacağımız kimseler

cennetlikler arasındalar  onlara vaad edilen dosdoğru bir sözdür. 

Ana ve babasına: "Öf size! siz ölünce dirilip kabrimden çıkarılacağımı mı vaad ediyorsunuz? O kimseye yazık

Allah'a sığınarak "Yazıklar olsun sana!

Gel iman et, Allah'ın vaadi gerçektir."

o Kur'ân öncekilerin masallarından başka bir şey değildir" diyordu. 

onlar haklarında azab vaadi hak olmuş

Onlar gerçekten hüsrana uğramışlardır. 

Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır.

Allah onlara yaptıklarının karşılığını tam olarak verir. Onlara haksızlık edilmez.
 
İnkâr edenler ateşe arzedilecekler

bugün büyüklük taslayıp yoldan çıkmanız dan dolayı aşağılayıcı bir azabla cezalandırılacaksınız.
 
Ey Muhammed! Âd kavminin kardeşi Hud'u hatırla.O, Ahkâf denilen yerde kavmini uyarmıştı.

O'ndan önce ve sonra da nice peygamberler gelip geçmiştir.

Hud, kavmine: "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin ben sizin büyük bir günün azabından korkuyorum. demişti
 
Onlar: "Sen Eğer doğru isen bize vaad edip durduğun azabı getir." dediler. 

azabın ne zaman geleceğine dair ilim Allah katındadır.

Ben size tebliğ ediyorum. Fakat sizi cahil bir kavim olarak görüyorum

O sizin acele gelmesini istediğinizdir O bir rüzgârdır ki, acı bir azab vardır. 

O rüzgâr, Rabbinin emri ile herşeyi yıkar mahveder." dedi.

Nihayet helâk oldular evlerinden başka hiçbir şey görünmez oldu.

biz günahkâr kavmi böyle cezalandırırız. 

And olsun ki, biz onlara size vermediğimiz imkanlar vermiştik.
Fakat fayda sağlamadı.

Onlara kulaklar, gözler ve kalpler vermiştik. Fakat kulakları, gözleri ve kalpleri hiçbir fayda sağlamadı.

onlar Allah'ın âyetlerini bile bile inkâr ediyorlardı. Alay etmekte oldukları şey onları sarıp kuşattı. 

Andolsun etrafınızda bulunan bir çok memleketleri helak ettik.

Belki tevhide dönerler diye ayetlerimizi çeşitli şekillerde açıkladık. 

Allah'ı bırakıp da kendilerine yakınlık sağlamak için edindikleri ilâhları onlara yardım etselerdi ya!

onlar kaybolup gittiler.

bu onların yalanları ve uydurup durdukları iftiralarıdır. 

Ey Muhammed! Hani biz cinlerden bir grubu Kur'ân'ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik.

Onlar Kur'ân'ı dinlemek için hazır bulundular ve "susun" dediler.

Ey kavmimiz biz Musa'dan sonra indirilen ve kendisinden öncekileri tasdik eden bir kitap dinledik.

O kitap gerçeği ve doğruyu gösteriyor. 

Ey kavmimiz! Allah'ın davetçisine uyun ve O'na iman edin

Allah sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi acı bir azabdan korusun

kim Allah'ın davetçisine uymazsa bilsin ki, Allah'ı aciz bırakacak değildir.

Allah'tan başka dost yoktur.

onlar açık bir sapıklık içerisindedirler

O gökleri ve yeri yaratan ve onları yaratmakla yorulmayan Allah

Allah ın ölüleri diriltmeye kadir olduğunu görmüyorlar mı?

şüphesiz O'nun herşeye gücü yeter. 

İnkâr edenler ateşe arz olunacakları gün Bu gerçek değil miymiş?" denir.

Allah onlara: inkâr ettiğinizden dolayı şimdi tadın azabı!" der. 

Ey Muhammed! Azim sahibi peygamberlerin sabrettikleri gibi sen de sabret!

Onlar için azaba acele etme.

onlar vaad edilen azabı gördükleri gün dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanırlar.

Bu bir tebliğdir.

Hiç yoldan çıkan fasıklar topluluğundan başkası helak edilir mi? 

MUHAMMED SÜRESİ

İnkâr edip Allah yolundan alıkoyanların amellerini Allah boşa çıkarır. 

İman edip salih amel işleyenlerin ve kitaba inananların kötülüklerini Allah örter ve durumlarını düzeltir. 

Savaşta inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman hemen boyunlarını vurun.

inkâr edenlere üstün geldiğiniz zaman bağı sıkı bağlayıp esir alın.

inkâr edenlerin harp ağırlıklarını atıp, savaş bitince onları ya karşılıksız  ya da fidye ile salıverin.

Allah'ın emri budur.

Allah dileseydi başka türlü  intikam alırdı. Bu sizi denemek içindir.

Allah yolunda öldürülenlerin amelini Allah asla boşa çıkarmaz. 

Allah onları doğru yola iletecek ve durumlarını düzeltecektir. 

Allah onları cennete koyacaktır. 

Ey iman edenler siz Allah'ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit tutar. 

İnkâr edenlere gelince, artık yıkım onlara

Allah onların amellerini boşa çıkarmıştır

Allah'ın indirdiklerini beğenmediklerinden dolayı Allah  amellerini boşa çıkarmıştır. 

Onlar yeryüzünde gezmediler mi? Baksalar ya öncekilerin sonları nasıl

Allah onların üzerlerine helak yağdırmıştır.

kâfirlere onların başına gelenlerin benzerleri yaraşır. 

Allah iman edenlerin yardımcısıdır.

İnkâr edenlerin yardımcısı yoktur. 

Allah iman edip salih amel işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar.

İnkâr edenler dünyada zevk edip geçinirler. Hayvanların yediği gibi yerler.

Onların varacakları yer ateştir

Ey Muhammed! Seni yurdundan çıkaran şehirden kuvvetli olan nice şehirler vardı ki helâk ettik

biz onları helâk ettik de onlara yardım eden çıkmadı. 

Rabbi tarafından bir delil üzerinde bulunan kimse, kötü işleri güzel gösterilmiş de heves peşine düşmüş kimse gibi olur mu? 

vaad edilen cennet şöyledir: Orada bozulmayan temiz sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar vardır

cennette içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır.

Onlar için cennette her çeşit meyve ve Rablerinden bir bağışlanma vardır.

İşte ateşte ebedî olarak kalıp bağırsak parçalayan kaynar su içirilen kimse

Allah onların kalplerini mühürledi

Onlar sadece heva ve heveslerine uyar

Doğru yola girenlerin, Allah  hidayetini artırmış kötülükten sakınma çarelerini ilham etmiştir. 

onlar, kıyamet saatinin kendilerine ansızın gelivermesine mi bakıyorlar

Şüphesiz onun alametleri gelmiştir.  kıyamet çatınca anlamaları neye yarar? 

Ey Muhammed! Bil ki, Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur.

Hem kendi günahın için, hem de mümin erkekler ve mümin kadınlar için Allah'tan bağışlanma dile.

Allah, sizin gezip dolaştığınız yeri de duracağınız yeri de bilir. 

İman edenler: "Keşke cihad hakkında bir sûre indirilse." derlerdi.

hükmü açık bir sûre indirilip de,  savaş zikredilince kalplerinde hastalık olanlar ölüm korkusuyla baygınlık geçiren bir kimsenin bakışı gibi sana bakar

onlar için ölüm yaşamaktan daha uygundur

Onların vazifesi itaat ve güzel söz

Allah'ın emrine sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu

siz iş başına gelecek olursanız yeryüzünde bozgunculuk çıkaracak ve akrabalık bağlarını koparacaksınız

onlar, Allah'ın lanetlediği, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir. 

Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı?

kalplerinin üzerinde kilitleri mi var? 

Onlar doğru yol belli olduktan sonra gerisin geri küfre dönenler

şeytan, kötülüklerini güzel göstermiş ve onları uzun emellere düşürmüştür. 

onlar Allah'ın indirdiğini beğenmeyen kimseler

Allah onların gizlediklerini biliyordu. 

Melekler onların yüzlerine ve arkalarına vurarak canlarını alır

Allah'ı gazablandırana uyup  rızayı  beğenmemelerinden dolayı Allah amellerini boşa çıkarmıştır. 

kalplerinde hastalık olanlar Allah kinlerini ortaya çıkarmaz mı sandılar? 

Ey Muhammed Sen de onları yüz ve sözlerinin üslubundan tanırsın.

Allah  bütün yaptıklarınızı bilir. 

Andolsun içinizden cihad edenlerle sabredenleri ortaya çıkarıncaya kadar sizi deneyeceğiz. 

Şüphesiz inkâr edenler, Allah yolundan menedenler

Peygamber'e karşı gelenler Allah'a hiçbir zarar veremeyeceklerdir.

Allah yaptıklarını boşa çıkaracaktır. 

Ey iman edenler! Allah'a itaat edin,

Peygamber'e itaat edin amellerinizi boşa çıkarmayın. 

inkâr edip, Allah yolundan saptıran, kâfir olarak ölenleri Allah  asla bağışlamayacaktır. 

Sakın gevşemeyin ve üstün olduğunuz halde barışa çağırmayın.

Allah sizinle beraberdir. O sizin amellerinizi eksiltmeyecektir. 

Dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlenceden ibarettir.

iman eder kötülükten sakınırsanız, Allah size mükâfatınızı verir.

sizler Allah yolunda harcamaya çağrılan kimselersiniz.

İçinizden kiminiz cimrilik ediyor cimrilik eden ancak kendi zararına cimrilik eder

Allah zengindir, siz ise fakirsiniz

siz Hakk'tan yüz çevirirseniz Allah başka bir kavim getirir onlar sizin gibi olmazlar. 

FETİH SURESİ

biz sana apaçık bir fetih ihsân ettik. 

Allah senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar.

Allah Sana olan nimetini tamamlar  seni doğru yola iletir. 

Allah sana şanlı bir zaferle yardım eder

İmanlarına iman katsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur.

Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır.

Allah bilendir, herşeyi hikmetle yapandır. 

Mümin erkeklerle mümin kadınları, ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar

Mümin erkek ve kadınları ırmaklar akan cennetlere koyması onların günahlarını örtmesi içindir.

İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur. 

Kötülük onların başlarına gelmiştir.

Allah onlara gazap ve, lânet etmiş  cehennemi kendilerine hazırlamıştır.

Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah çok güçlü hüküm  sahibidir. 

Şüphesiz seni, şâhit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. 

Allah'a ve Resulüne iman edesiniz, ve O'na sabah akşam tesbih edesiniz. 

sana bey'at edenler ancak Allah'a bey'at etmektedirler.

Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir.

Kim ahdi bozarsa ancak kendi aleyhine bozmuş olur.

Kim Allah'a verdiği ahde vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir

a'râbilerden geri kalanlar diyecekler ki, Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu

Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile.

Allah size zarar gelmesini dilerse veya fayda isterse O'na kimin gücü yetebilir

Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 

siz Peygamber ve müminlerin, ailelerine dönmeyeceğini sanmıştınız. Bu sizin gönüllerinize güzel göründü

kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmiş bir topluluk oldunuz. 

Kim Allah'a ve Rasulüne iman etmezse şüphesiz kâfirler için çılgın bir ateş hazırlamışızdır

Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır dilediğini bağışlar dilediğini azaplandırır

Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir

ganimetleri almak için gittiğinizde geri kalanlar: biz de  diyecek Olanlar, Allah'ın sözünü değiştirmek isterler.

A'rabilerin geri bırakılmış olanlarına de ki: Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız.

itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir

önceden döndüğünüz gibi dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır. 

Köre topala hastaya da vebal yoktur

kim Allah'a ve peygambere itâat ederse, Allah, altından ırmaklar akan cennetlere sokar.

Kim geri kalırsa Allah acı azaba uğratır. 

Andolsun o ağac altında Hudeybiye'de sana bey'at ederlerken Allah, müminlerden razı olmuştur.

Allah Kalplerinde olanı bilmiş onlara güven indirmiş ve fetih ile mükâfatlandırmıştır.

Allah onları elde edecekleri birçok ganimetlerle de mükâfatlandırdı.

Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. 

Allah size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaad etmiştir.

Allah sizi doğru yola iletsin. 

Allah'ın sizin için kuşattığı ganimetler vardır. Allah herşeye kâdirdir. 

kâfirler sizinle savaşsalardı arkalarına dönüp kaçarlardı. bir dost ve yardımcı bulamazlardı. 

Allah'ın kanunu budur. Allah'ın kanununda asla değişiklik bulamazsın

 
O sizi muzaffer kıldı

Mekke'nin göbeğinde onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çeken Allah, yaptıklarınızı görendir. 

Onlar inkâr eden ve Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve kurbanların yerlerine ulaşmasını men edenlerdir

inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık. 

Allah da elçisine ve müminlere sükûnet ve güvenini indirdi.

Onlar takva sözü üzerinde durdu onlar buna pek layık ve ehil kimselerdi.

Allah herşeyi bilendir. 

Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı.

Allah dilerse güven içinde başı tıraşlı saçlar kısaltılmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz.

Allah sizin bilmediğinzi bilir.

size yakın bir fetih verdi. 

Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur.

Şahit olarak Allah yeter. 

Muhammed Allah'ın elçisidir.

Onun yanında olanlar kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler

Onları rükûa varır ve secde ederken görürsün

Allah'tan lütuf ve rıza isterler.

Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır.

Allah onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir.

Allah inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir. 

HUCURAT SÜRESİ

Ey iman edenler! Allah'ın ve Resulünün huzurunda öne geçmeyin.

Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir. 

Ey iman edenler Seslerinizi Peygamber sesinden fazla yükseltmeyin.

Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber'e yüksek sesle bağırmayın. Öyle yaparsanız, ameller boşa gider

Allah'ın elçisinin huzurunda ses  kısanlar Allah'ın kalplerini takva ile imtihan ettiği kimselerdir.

Onlara mağfiret ve büyük  mükâfat vardır. 

Resülüm Sana oda arkasından bağıranlar, aklı ermez kimselerdir. 

onlar sabretselerdi, elbette iyi olurdu.

Allah çok bağışlayan ve merhamet edendir. 

Ey iman edenler! fasıkın biri size haber getirirse doğruluğunu araştırın.

Allah'ın elçisi size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz.

Allah size imanı sevdirmiş ve onu kalplerinize zinet yapmıştır.

Küfrü, fasıklığı ve isyanı size çirkin göstermiştir doğru yolda bunlardır. 

Bu, Allah'tan bir lütuf ve nimettir.

Allah herşeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir. 

müminlerden iki grup birbiriyle vuruşursa aralarını düzeltin.

müminlerden biri ötekine saldırırsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın.

müminlerin aralarını adaletle düzeltin

her işte adaletli davranın.

Şüphesiz Allah, adil davrananları sever.

Müminler ancak kardeştirler.

kardeşlerinizin arasını düzeltin

Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz. 

Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler.

Kadınlar kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler.

Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın.

İmandan sora fâsıklık ne kötü bir isimdir!

Kim tevbe etmezse  zalimlerdir. 

Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan kaçının. zannın bir kısmı günahtır.

kusurunu araştırmayın. arkadan çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?

Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul eden ve merhamet edendir.

Ey insanlar biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık.birbirinizle tanışmanız için sizi kabilelere ayırdık.

Allah yanında en değerli ve en üstününüz O'ndan en çok korkanınızdır.

Şüphesiz Allah bilendir, herşeyden haberdar olandır. 

Bedevîler "inandık" dediler. De ki: Siz iman etmediniz ama "İslâm olduk." deyin. Henüz iman kalbe yerleşmedi.

Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez.

Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. 

Gerçek müminler ancak Allah'a ve Resulüne iman eden, şüpheye düşmeyenlerdir

Allah yolunda mal ve canlarıyla savaşanlar doğrular ancak onlardır. 

De ki: Siz dininizi Allah'a mı öğretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde olanları da bilir, yerde olanları da.

Allah herşeyi hakkıyla bilendir. 

Onlar İslâm'a girdikleri için sana minnet ediyorlar. De ki Allah'a minnettar olmanız gerekir

Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin görülmeyen esrarını bilir.

Allah yaptıklarınızı görür. 

KAF SÜRESİ

Kâf. Şanlı ve şerefli Kur'an'a andolsun ki

kâfirler kendilerinden uyarıcı peygamber geldiğine şaşırdılar dediler ki: "Bu şaşılacak bir şeydir

biz toprağın onlardan neyi eksilttiğini elbette biliyoruz.

Yanımızda herşeyi kaydedip muhafaza eden bir kitap vardır. 

hak kendilerine geldiği zaman yalanladılar da şimdi  ıztırap içindeler. 

üstdeki göğe bakmazlar mı onu nasıl bina etmiş ve süslemişiz hiç bir çatlağı yoktur. 

Yeri nasıl uzatmış, üzerine sabit dağlar oturtmuşuz. Orada görünüşü güzel her çeşit bitkiden çiftler yetiştirdik. 

Bunlar, Allah'a yönelen her kula gönül gözü açmak ve ibret vermek içindir. 

gökten bereketli su indirip onunla bağlar, bahçeler  bitirmekteyiz. 

Tomurcukları birbiri üzerine dizilmiş uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik. 

Bunları kullara rızık olması için yetiştirmekteyiz

O su ile ölü bir toprağa can verdik, işte hayata çıkış da böyledir. 

Onlardan önce Nuh'un kavmi, Ress halkı ve Semûd da yalanlamıştı. 

Âd, Firavun, Lût'un kardeşleri de yalanladılar

Eyke halkı ve Tübbâ kavmi de, peygamberleri yalanladılar onlara azabım hak oldu. 

Biz ilk yaratmada acizlik mi gösterdik? onlar yaratılıştan şüphe içindedirler. 

Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz.

biz ona şah damarından daha yakınız. 

İnsan hiçbir söz söylemez ki onu gözetleyip dediklerini zapteden bir melek hazır bulunmasın. 

Ölüm sarhoşluğu geldiğinde, "Ey insan! bu senin ö kaçtığın şeydir." denir. 

Sur'a üfürülür, bu, tehdidin gerçekleşme günüdür. 

Her can bir sevk memuru ve bir şahid bulunduğu halde gelir.

Allah sen gaflet içinde idin senden gaflet perdesini kaldırdık. Bugün gözün keskindir." der. 

Allah iki meleğe buyurur ki Haydi ikiniz, atın cehenneme her inatçı nankörü! 

O ki Allahdan başka ilâh edinmiştir. Haydi onu şiddetli azaba atın." 

şeytan der ki: "Rabbimiz! Ben onu azdırmadım o sapıklık içindeydi". 

Allah buyurur ki: "Huzurumda söz değiştirilmez. Ve ben kullara asla zulmedici değilim. 

Biz cehenneme: "Doldun mu?" diyeceğiz. O da: "Daha fazla var mı?" diyecektir. 

Cennet de kötülükten sakınanlara yaklaştırılır. Zaten uzak değildir. 

Onlara denir ki: "İşte size vaad edilen bu cennet,

Cennet Allah'a yönelen, emre riayet eden Rahman olan Allah'tan korkan kalple gelenlere mahsustur. 

Şimdi selam ve selametle oraya girin. İşte sonsuzluk günü budur." 

Orada onlara ne isterlerse vardır. Katımızda daha fazlası da vardır. 

Ey Muhammed! Biz daha kuvvetli olan beldeleri ve nice nesilleri helak ettik, hiç kurtuluş var mı? 

Şüphesiz kalbi olan ve kulak veren kimse için elbette bir öğüt vardır. 

Andolsun ki biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yarattık,

Ey Muhammed! Onlara karşı sabret.

Güneşin doğuşundan önce sabah ve batışından önce de öğle ve ikindi namazalarını kıl

Rabbini Hamd ile tesbih et. 

Geceleyin akşam ve yatsı sonra da vitir ve nafile kılarak O'nu tesbih et. 

Bir münadinin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver. 

insanlar çağrıyı duyarlar.  bugün, kabirlerden çıkış günüdür. 

biz hem yaşatırız, hem öldürürüz.

Sonunda dönüş yalnız bizedir. 

O gün yer yarılır, insanlar kabirlerinden çabucak çıkarlar.

Biz onların söylediklerini daha iyi biliriz.

Sen onlara karşı zor kullanacak değilsin.

sen, benim tehdidimden korkanlara bu Kur'ân ile öğüt ver. 


Zariyat suresi

O tozdurup savuranlara, ağırlık taşıyanlara, kolaylıkla akanlara, 
emir taksim edenlere andolsun

O size vaad edilen elbette doğrudur. 
Ceza ve hesap günü  olacaktır

Yollara sahip göğe andolsun Siz elbette çelişkili sözler içindesiniz. 

Ondan çevrilen imana çevrilir Kahrolsun o fikir adına kendi tahminlerini ileri sürenler! 

Onlar sarhoşluk ve cehalet içinde şuursuzdurlar. 

Onlar: "Hesap ve ceza günü ne zaman?" diye soruyorlar. 

O gün, onların ateş üzerinde azap görecekleri gündür. 

Onlara: "Tadın inkarınızın cezasını, işte acele istediğiniz budur!" denecektir. 

Şüphesiz takva sahipleri Rablerinin  verdiği sevabı almış olarak cennet bahçelerinde ve pınar başlarındadır

onlar bundan önce iyilik yapıyorlardı. 

geceleyin pek az uyurlar seherde Allah'tan bağışlanma dilerlerdi

Onların mallarında isteyen ve istemeyen yoksullar için bir hak vardı. 

Kesin olarak inananlar için, yeryüzünde ve kendi nefislerinde nice ibretler var görmüyor musunuz? 

Sizin rızkınız da size vaad edilen sevap ve ceza da göktedir. 

Gök ve yerin Rabbine andolsun ki size edilen o vaad, haktır. O  gibi gerçektir. 

Ey Muhammed! İbrahim'in şerefli misafirlerinin haberi sana geldi mi? 

Ben kısır ım nasıl çocuğum olur?" dedi. 
melekler Rabbin böyle buyurdu.

O hüküm ve hikmet sahibidir. Herşeyi hakkıyla bilir."

Hz İbrahim misafir meleklere sizin işiniz nedir ey elçiler?" dedi Onlar  biz günahkâr Lût kavmine gönderildik. 
Onlara çamurdan pişirilmiş sert taşlar yağdıracağız. 

O taşlardan herbiri haddi aşanlara  isabet edecek bu Rabbin katında işaretlenmiştir

Biz orada acı bir azabdan korkan kimseler için bir ibret nişanesi bıraktık.
 
Musa'nın kıssasında da ibret vardır biz onu apaçık bir delille Firavun'a göndermiştik. 

Firavun ve ordusu  yüz çevirmiş, Bu sihirbaz ya da delidir." demişti de
biz o ve ordusunu denize atmıştık.

Âd kavminin helâkinde  ibret vardır. biz onların köklerini kesecek bir rüzgar göndermiştik. 

rüzgar üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, kül gibi dağıtıyordu. 

Semud kavminin helâkinde ibret vardır. onlara: "Belirli süreye kadar dünyadan yararalanıp, geçinin!" denmişti. 

Onlar Rablerinin emrine karşı büyüklük tasladılar.

kendilerini, yıldırım yakalayıp, çarptı. 

onlar, ne kendi kendilerine ayağa kalkabildiler, ne de yardım gördüler. 

Nuh kavmini helâk etmiştik onlar yoldan çıkmış fâsık bir kavimdiler. 

Biz göğü kudretimizle bina ettik. Hiç şüphesiz genişlik ve kudret sahibiyiz

Yeryüzünü biz döşedik.  biz onu ne güzel döşüyoruz! 

Biz herşeyden iki çift yarattık. Umulur düşünürsünüz. 

Ey Muhammed! de ki: "Öyleyse Allah'a koşun, ben size O'nun tarafından gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım. 

Allah'a başka bir tanrı uydurmayın O'na ortak koşmayın

ben size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım." 

onlardan öncekilere de peygamber gelince mutlaka: "Bir sihirbazdır veya bir delidir." dediler. 

Onlar azgın bir kavimdir

Ey Muhammed! Sen onlardan yüz çevir. sen kınanacak değilsin. 

Sen öğüt verip hatırlat. hatırlatmak müminlere fayda verir

Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım. 

Şüphesiz rızık veren O sağlam kuvvet sahibi olan Allah'tır. 

Şüphesiz ki, zulmedenlerin geçmiş arkadaşlarının payı gibi, dolgun bir azab payı vardır.

Kendilerine vaad edilen günde uğrayacakaları azabdan dolayı vay inkâr edenlerin haline!. 

TUR SÜRESİ

Andolsun Tûr'a, Yayılmış ince deri üzerine, satır satır yazılmış kitaba, 

Andolsun Ma'mur eve, Yükseltilmiş tavana, Kaynatılmış denize Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır. 

O gün gök, bir çalkanış çalkalanır 
Dağlar da bir yürüyüş yürür. 
Vay haline o gün yalanlayanların! 

onlar, daldıkları batak ve bâtılda oynayıp duruyorlar

onlar cehennem ateşine itilip kakılacaklar. 

Onlara İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur" denilecek Bu da mı bir sihir?

siz görmüyor musunuz?  yaptıklarınıza göre cezalandırılacaksınız

Şüphesiz günahlardan korunanlar  cennetlerde, nimetler içindedirler. 

Rablerinin verdiği ile zevk ü sefâ sürer onları, cehennemden korunmuştur

Onlara Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yeyin, için" denilir

Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanırlar. biz onları ceylan gözlü hûrilerle evlendirdik.

İman edip zürriyetleri de iman ile kendilerine tâbi olanlar biz, onların nesillerini de kendilerine kattık.

Kendi amellerinden birşey eksiltmedik. Herkes kendi kazandığına bağlıdır. 

Onlara canlarının istediği meyvalar ve etlerden bol bol verdik. 

Orada bir kadeh kapışırlar ki, onda ne bir saçmalama vardır, ne de günaha sokma.
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Ayetler ve sureler
Kaynak ülkücü dünya. Com

Tur suresi

diyorlar ki biz daha önce dünya hayatında âilemiz içinde âkibetimizden korkardık

Allah bize lutfetti bizi kavurucu azabdan korudu." 

biz bundan önce de O'na yalvarıyorduk. iyilik eden, esirgeyen ancak O'dur." 

Ey Muhammed sen hatırlat, öğüt ver. Rabbinin nimeti sayesinde sen ne kâhinsin, ne de mecnûn. 

onlar o Bir şâirdir, felaketlere çarpılmasını gözetliyoruz. diyorlar? 
Bekleyin ben de bekleyenlerdenim.
 

onlar azgın bir topluluk mudur? 

Onu uydurdu" mu diyorlar? onlar inanmıyorlar. 

doğru iseler onun benzeri bir söz meydana getirsinler. 

onlar, hiçbir şey olmadan yaratıcısız mı yaratıldılar

kendileri yaratıcı mıdırlar? gökleri ve yeri onlar mı yarattı onlar düşünüp hakikati anlamazlar. 

Rabbinin hazineleri onların yanında mı

Yoksa üzerine çıkıp sır dinleyecekleri bir merdivenleri mi var

Yoksa sen bir ücret istiyorsun da, onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar? 

Yoksa gayb kendilerinin yanında da onlar mı yazıyor Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar?

o küfredenler tuzağa düşeceklerdir. 


Yoksa Allah'tan başka bir ilâh mı var? Allah, ortak koştuklarından uzaktır

Gökten bir parça düştüğünü görseler, "Üst üste yığılmış bulutlardır." derler. 

çarpılacakları güne kadar onları kendi hallerine bırak

O gün tedbirlerinin kendilerine zerre kadar faydası olmayacak

hiçbir şekilde yardım görmeyeceklerdir

Şüphesiz zulmedenlere azab vardır.

Rabbinin hükmüne sabret.

Kalktığın zaman Rabbini hamd ile tesbih et


Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışında O'nu tesbih et. 

NECM SÜRESİ

İnmekte olan yıldıza andolsun ki, 
Arkadaşınız sapmadı, azmadı. 

O, hevâdan konuşmaz. konuşması vahyedilenden başkası değildir. 

o akıl ve görüşünde kuvvetli bir melekdir.

O, en yüksek ufukta idi. 

Cebrail ona yaklaştı Onunla arasındaki mesafe, iki yay kadar, yahut daha az
 
Allah kuluna verdiği vahyi verdi. 
Onun kalb(i) yalanlamadı. 

Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız. 

Andolsun onu bir kez daha görmüştü. 
Sidretü'l- Müntehâ'nın yanında. 

Cennetü'l- Me'vâ onun yanındadır. 

Peygamberin gözü şaşmadı ve sınırı aşmadı. 

Andolsun ki o, Rabbinin âyetlerinden en büyüğünü gördü. 

gördünüz değil mi o Lât ve Uzza'yı? 
Ve üçüncü put Menat'ı Onlar hiçbir şey değil


Onlar hiçbir şey değil, boş isimlerdir

Allah onlar hakkında delil indirmedi. Onlar yalnız zanna ve nefis sevdasına uyuyorlar.

onlara Rableri tarafından yol gösterici gelmiştir. 

Son da ilk de ahiret de dünya da Allah'ındır. 

Göklerde nice melek var

Allah'ın dileyip razı olduğuna izin vermeden onların şefaatları işe yaramaz

Ahirete iman etmeyenler meleklere dişi adları takıp duruyorlar 

Onların bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar.

Zan şüphesiz hakikat bakımından birşey ifade etmez. 

bizi anmaktan yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyenden yüz çevir. 

onların erişebilecekleri son sınır budur.

Rabbin, yolundan sapanı da iyi bilir; hidayette olanı da iyi bilir. 

Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır.

kötülük yapanlar yaptıkları ile cezalandıracak, güzel davrananlar daha güzeliyle mükafatlandırılacaktır

Onlar günahın büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınır yalnız bküçük kusurlar hariç.

Şüphesiz Rabbinin affı geniştir.


O, sizi topraktan yarattı

O siz anne karınlarında iken sizi en iyi bilendir.

kendinizi temize çıkarmayın O
kötülükten sakınanı daha iyi bilir. 

Şimdi gördün mü yüz çevireni? 
vermemekte direneni? 

haber verilmedi mi Musa'nın sahifelerinde Ve çok vefakâr olan İbrahim'in sahifelerindekiler? 

hiçbir günahkâr başkasının günah yükünü yüklenmez. 

insana çalışmasından başka bir şey yoktur. Ve çalışması görülecektir. 

ona karşılığı tastamam verilecektir. 
en son varış, Rabbinedir. 

güldüren de ağlatan da Öldüren de dirilten de O'dur. 

Şüphesiz erkeği, dişiyi iki eş yaratan O'dur, 

Şüphesiz tekrar diriltmek de O'na aittir. 


Şüphesiz zengin eden de sermaye veren de O'dur. 

Doğrusu Şi'râ yıldızının Rabbi O'dur. 

O, helak etti önce gelen Âd'ı. Ve Semûd'u bırakmadı. 

Önceden Nuh kavmini helak etmişti onlar zulmetmiş ve azmıştı. 

Altı üstüne getirilmiş şehirleri devirip yıktı. Onları neler kapladı neler!


Rabbinin hangi nimetinden kuşku duyuyorsun. 

Bu ilk uyarıcılardan bir uyarıcıdır. 

Yaklaşan yaklaştı. Onu Allah'tan başka çıkaracak yoktur. siz bu söze mi hayret ediyorsunuz? 

Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz? 
6siz mi kafa tutuyorsunuz ey gafiller? 

Allah için secdeye kapanın ve kulluk edin. 

KAMER SÜRESİ

Kıyamet saati yaklaştı, Ay yarıldı. 

Bir mucize görseler yüz çevirirler ve "süregelen bir büyüdür" derler. 

Yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. her iş yerini bulacaktır. 

Andolsun ki onlara kötülükte vazgeçirecek nice önemli haber gelmiştir.

Bunlar üstün bir hikmettir fakat uyarılar fayda vermiyor. 

Sen de onlardan yüz çevir

o gün çağırıcı, görülmedik müthiş bir şeye çağırır. 

Gözleri düşkün düşkün zelil ve hakir kabirden çıkarlar yayılan çekirgeler gibidirler


O çağırana koşan, kâfirler: "Bu çetin bir gündür." derler. 

Nuh'un kavmi de Kulumuzu yalanladılar ve: "Cinlenmiştir." dediler. Ve Nuh davetten vazgeçmeye zorlandı. 

NUH Rabbine: yenik düştüm yardım et!" diyerek yalvardı. Biz de bir su ile göğün kapılarını açtık. 


Yeri kaynaklar halinde fışkırttık sular takdir edilen bir iş için birleşti. 

Nuh'u tahtalardan yapılmış, çivilerle çakılmış gemi üzerinde taşıdık. 

Bunu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur? 

Benim azabım ve uyarılarım nasılmış görsünler

Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur? 

Âd kavmi da yalanladı, azabım nasıl oldu

onların üstüne, uğursuzluk gününde dondurucu rüzgar gönderdik

O rüzgar insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu. 

Nasılmış benim azabım ve uyarım? 

Andolsun Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur? 

Semûd da o uyarıları yalanladılar. 
bir insana mı uyacağız? O takdirde sapıklık ve çılgınlığa düşmüş oluruz." dediler

o, yalancı, küstahın biridir"

onlar, yalancı, küstahın kim olduğunu bilecekler. 

Biz onlara imtihan için dişi deve göndereceğiz sen onları gözet ve sabırlı ol


azabım ve uyarılarım nasıl oldu. 

Biz onların üzerine tek sayha korkunç bir ses gönderdik;

ağılcının topladığı çalı çırpı kırıntıları gibi kırılıp dökülüverdiler. 

Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık.

Öğüt alan yok mudur? 

Lût kavmi de yalanladı. onların üzerlerine taşlar savuran fırtına gönderdik.

Lût ailesini seher vakti kurtardık, 
Katımızdan bir nimet olarak şükredeni mükafatlandırırız. 

Lût onları uyarmıştı. Fakat karşı kuşku duydular, gözlerini siliverdik azab ve uyarıları tadın!" dedik

onları kararlı bir azab yakaladı. 

Azabımı ve uyarılarımı tadın!" dedik

Andolsun Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur? 

Şüphesiz Firavun ailesine de uyarıcı peygamberler geldi. Bu kıssalardan hisse

onlar yalanladılar. onları çok kuvvetli ve kudretli bir yakalayışla yakaladık. 


sizin kâfirleriniz, onlardan hayırlı mı? Yoksa kitaplarda size beraet mi var? 

Yoksa "Biz birbirimize yardım eden bir topluluğuz." mu diyorlar? 

o topluluk bozulacak ve kaçacaklardır. 

kıyamet onlara vaad edilen asıl saattir. çok feci ve acıdır. 

Muhakkak suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedir

O gün yüz üstü ateşte sürüklenecekler,

Cehennemin dokunuşunu tadın denilir

biz her şeyi bir kadere göre yarattık. 


Buyruğumuz yalnız ve tekdir, göz açıp yumma gibidir. 

Andolsun sizin benzerlerinizi helak ettik

Öğüt alan yok mudur her şey, kitaplarda mevcuttur.

Takva sahipleri cennetde, nur içindedir

Güçlü padişahın huzurunda doğruluk koltuklarındadırlar. 

RAHMAN SÜRESİ

Rahmân çok merhametli olan Allah Kurân'ı öğretti İnsanı yarattı. 

Güneş de ay da bir hesab iledir. 

Bitkiler ve ağaçlar secde etmektedirler. 

Göğü yükseltti ve mizanı koydu. 
Sakın tartıda taşkınlık etmeyin. 

Tartıyı adaletle yapın, terazide eksiklik yapmayın. 

Allah yeri mahlukat için aşağıya koydu

Orada meyvalar ve salkımlı hurma ağaçları Yapraklı taneler ve hoş kokulu bitkiler vardır

Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? 

Allah insanı, pişmiş bir çamura benzeyen bir balçıktan yarattı. 

Cinleri hâlis ateşten yarattı. Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? 

O iki doğunun ve iki batının Rabbidir. 

Acı ve tatlı iki denizi salıverdi birbirine kavuşuyorlar aralarında bir engel vardır, birbirlerine karışmıyorlar

Denizde koca dağlar gibi yükselen gemiler onundur. Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz

Yer üzerinde bulunan her şey fânidir. 

Yalnız celâl ve ikram sahibi Rabbinin yüzü baki kalacaktır. 

Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?  Göklerde ve yerde bulunanlar, O'ndan isterler.


Ey insan ve cin! sizin hesabınızı ele alacağız. Gök ve yerin çevresinden geçmeye gücünüz yeterse geçin Allah'ın verdiği güç olmadan geçemezsiniz

Üzerinize ateşten alev ve duman gönderilir, kendinizi savunamazsınız. 
Rabbinizin nimetlerini yalanlıyorsunuz 

Gök yarılıp da, erimiş yağ gibi kıpkırmızı gül olduğu zaman
Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz

o gün, ne insana ne de cinne günahından sorulmaz. hangi nimetleri yalanlıyorsunuz? 

Suçlular simalarından tanınır, alınlarından ve ayaklarından tutulur. 

Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? bu, suçluların yalanladığı cehennemdir. 

Onunla kaynar su arasında dolaşırlar. 
Rabbinin nimetlerini yalanlıyorsunuz? 

Rabbinin makamından korkan kimselere iki cennet vardır. İkisinin de ağaçları, meyvaları vardır. 

Astarları atlastan yataklara yaslanırlar. İki cennetin de devşirmesi yakındır. 

Oralarda gözlerini yalnız eşlerine çevirmiş dilberler var ki, onlara ne insan ne de cin dokunmuştur. 


onlar yâkut ve mercandırlar İyiliğin karşılığı, yalnız iyilik değil midir? 

iki cennet daha vardır. yemyeşildirler. 
Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz

fışkıran iki kaynak vardır. her türlü meyva, hurma ve nar vardır. İçlerinde güzel huylu, güzel yüzlü kadınlar vardır.
 
Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? Çadırlar içinde gözlerini yalnız kocalarına çevirmiş hûriler vardır. 

Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? Büyüklük ve ikram sahibi Rabbinin adı ne yücedir! 
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Ayetler ve sureler
Kaynak kuraan.gen.tr


Vakıa suresi

Kesin gerçekleşecekKıyamet koptuğunda, onu yalanlayacak kimse olmayacaktır

Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp toz olduğu zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır

Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir!

Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir!

İman ve amelde öne geçenler Ahirette de öne geçenlerdir.

onlar (Allah'a) yaklaştırılmış kimselerdir.

.Onlar, Naîm cennetlerindedirler.

Onlar mücevherâtla işlenmiş tahtlar üzerindedirler.

Ebediyen genç kalan uşaklar etrafında içmekle başlarının dönmeyeceği sarhoş olmayacakları cennet pınarından dolaştırırlar

Ebedi kalanlar etrafında sürahi ibrik ve kadehlere doldurulmuş meyveler ve
kuş etlerini dolaştırılır


Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır. amellere karşılık

amellere karşılık bir mükâfat verilir

Orada ne boş söz, ne de günah işitirler. Sadece "selam! sözünü işitirler

Ahiret mutluluğuna erenler, ne mutlu kimselerdir

(Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış

sürekli gölgede, çağlayan su başında, tükenmez ve yasaklanmaz meyveler içinde ve yüksek döşeklerdedirler.

Biz onları yepyeni bir yaratılışta yarattık.

Onları ahiret mutluluğuna erenler için, eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.

Kötülüğe batanlar ise ne mutsuz kimselerdir

Onlar, iliklere işleyen ateş ve bkaynar su içindedirler. zifiri bir gölge içinde!..

onlar dünyada varlık içinde sefahata dalmış azgın kimselerdi.

Büyük günah üzerinde ısrar ediyorlardı.

Diyorlardı ki: öldükten, toprak ve kemik haline geldikten sonra mı, biz mi bir daha diriltilecekmişiz?"

De ki: "Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka belli bir gün belli bir vakitde toplanacaklardır."

Sonra siz ey haktan sapan yalanlayıcılar! Mutlaka cehennem ağacı zakkumdan yiyeceksiniz.

Karınlarınızı zakkumla dolduracak. kaynar sudan içeceksiniz.

Kanmak bilmez susamış develerin suya saldırışı gibi zakkumdan içeceksiniz

hesap ve ceza gününde onların ziyafeti zakkum ağacıdır

Sizi biz yarattık. tasdik etmeyecek misiniz?

Attığınız meniye ne dersiniz? Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz?

Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik.

Andolsun, yaratılışı(nızı) biliyorsunuz. O halde düşünseniz ya!

Ektiğiniz tohuma ne dersiniz? siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyi

Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde geveleyip dururdu

Muhakkak biz çok ziyandayız mahrumuz

İçtiğiniz suya ne dersiniz? Siz mi onu buluttan indirdiniz, yoksa biz mi Dileseydik onu acı bir su yapardık.

şükretseydiniz ya Tutuşturduğunuz ateşe ne dersiniz Onun siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz?

Biz onu ibret ve ıssız yerlerde yaşayanlara bir yarar kaynağı kıldık

yüce Rabbinin adını tesbih et yücelt

.Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -bu, büyük bir yemindir O, elbette değerli bir Kur'an'dır.

Korunmuş bir kitaba, ancak tertemiz olanlar dokunabilir.

Âlemlerin Rabb'inden indirilmedir siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz

Allah'ın verdiği rızka O'nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz?

Can boğaza geldiğinde, onu geri döndürsenize siz o zaman bakıp durursunuz.

Biz size yakınız. Fakat siz göremezsiniz.

Allah'a yakın kılınmışlara rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır.

Ahiret mutluluğuna erene Selam sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!" denir.

haktan sapan yalancılara kaynar sudan bir ziyafet vardır.

cehenneme atılma vardır

yüce Rabbinin adını tesbih et.

                 
HADİD suresi


Göklerde ve yerde bulunan her şey Allah'ı tesbih etmektedir.

O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. 

Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. O, diriltir, öldürür, O, her şeye kadirdir. 

O ilktir, sondur, zahirdir, bâtındır. O herşeyi bilendir. 

O'dur ki gökleri ve yeri altı günde yarattı Yere gireni çıkanı, gökten ineni, bilir.

Nerede olsanız O sizinledir. Allah yaptıklarınızı görmektedir. 

Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Bütün işler O'na döndürülecektir. 

Geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü gecenin içine sokar. O, göğüslerin özünü bilir

Allah'a ve Resulüne iman edin.


inanan ve harcayanlara mükafat vardır

Size ne oldu ki, Resul sizi Rabbe inanca davet ettiği halde Allah'a inanmıyorsunuz

Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna âyetler indiren Allah tır

Allah, size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir. 

Neden Allah yolunda harcamayasınız ki? Göklerin ve yerin mirası zaten Allah'ındır.

Elbette içinizden, fetihten önce harcayan ve savaşan bir olmaz.

Onların derecesi, sonradan infak eden ve savaşanlardan daha büyüktür.

Allah hepsine güzel sonucu vaad etmiştir yaptıklarınızdan haberdardır. 

Kimdir Allah'a güzel bir borç verecek olan Allah da onun verdiğini kat kat artırsın şerefli bir mükafat versin. 

inanan erkekler ve inanan kadınları görürsün nurları, önlerinde ve sağlarında koşuyor.

müjdeniz altlarından ırmaklar akan, ebedi kalacakları cennetlerdir

münafık erkekler ve münafık kadınlar iman edenlere diyeceklerdir ki "Bize bakın da nurunuzdan alalım?"

Arkanıza dönün de nur arayın!"

Aralarına kapılı bir sur çekilir ki, onun içinde rahmet, dışında azap vardır. 

Münafıklar sizinle beraber değil miydik?" diye seslenir Müminler der ki siz kendi canlarınıza kötülük ettiniz,

gözlediniz, şüpheye düştünüz kuruntu sizi aldattı. O çok aldatan şeytan) sizi, Allah hakkında aldattı

Nihayet Allah'ın emri gelip çattı.


Bugün ne sizden ne de inkar edenlerden fidye kabul edilir,

varacağınız yer ateştir. Size yaraşan odur. Orası ne kötü bir dönüş yeridir! 

İnananlar için vakit gelmedi mi kalbleri Allah'ın zikrine ve hakka saygı duysun

önce verilmiş, sonra kalbleri katılaşmış, ve yoldan çıkmış kimse gibi olmasınlar


Biliniz ki Allah yer yüzünü ölümünden sonra diriltir.

Belki aklınızı kullanırsınız diye size âyetleri açıkladık. 

sadaka veren erkeklere ve kadınlara Allah'a güzel bir ödünç verenlere, verdikleri kat kat artırılır

onlara şerefli bir mükafat vardır. 

Allah'a ve peygambere iman edenler Rableri yanında sözü doğru olanlar şehitlik mertebesine erenlerdir.

Onların mükafat ve nurları vardır.

İnkar edip âyetlerimizi yalanlayanlar cehennemin adamlarıdır. 

Biliniz ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süs övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışından ibarettir.

Dünya tıpkı yağmura benzer bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, çerçöp olur.

Ahirette ise çetin bir azab; Allah'tan mağfiret ve rıza vardır.


Dünya hayatı, aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir. 

Rabbinizden mağfirete; Allah'a ve peygamberine koşuşun

inananlar için hazırlanmış genişliği gökle yer genişliği kadar olan cennete koşuşun.

İşte bu Allah'ın lütfudur.

Onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir. 

Yeryüzünde herhangi bir musibet yoktur ki kitapta yazılmış olmasın.

elinizden çıkana üzülmeyesiniz Allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız

Allah, kendini beğenip böbürlenen kimseleri sevmez. 


Onlar cimrilik edip insanlara da cimriliği emrederler.

Kim yüz çevirirse Allah, zengindir, övgüye layıktır. 


Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik

insanların adaleti yerine getirmeleri için kitabı ve ölçüyü indirdik

Biz demiri de indirdik onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır.

Allah kuvvetlidir, daima üstündür. 

Andolsun, Nuh'u ve İbrahim'i elçi gönderdik,

Onlardan yola gelen de vardı, ama onlardan çoğu yoldan çıkmışlardı. 
 
 
MÜCADELE SÜRESİ

Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikayette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir.

Allah, sizin konuşmanızı işitir. Çünkü Allah, işitendir, bilendir. 

onlar çirkin ve yalan bir laf söylüyorlar. Kuşkusuz Allah, affedici, bağışlayıcıdır
 
Kadınlardan zıhâr ile ayrılmak isteyip de sonra dönenlerin, karılarıyla temas etmeden bir köleyi hürriyete kavuşturmaları gerekir.

Size öğütlenen budur. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. 


Bunlar Allah'ın hükümleridir. Kâfirler için acı bir azap vardır. 

Allah'a ve Resulüne karşı gelenler, öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacakdır.

Biz apaçık âyetler indirmişizdir.

Kâfirler için küçük düşürücü azap vardır

Allah onların hepsini diriltecek ve yaptıklarını haber verecektir.

Allah onları bir bir saymıştır. Onlar ise unutmuşlardır. Allah her şeye şahiddir 

Göklerde ve yerde olanları, Allah'ın bildiğini görmüyor musunuz?

Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur.

nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlak O, onlarla beraberdir.

Kıyamet günü onlara yaptıkları haber verilecektir. Allah, her şeyi bilendir. 


Gizli konuşmaktan menedildikten sonra yine menedildiklerini yapmaya kalkışarak günah, düşmanlık ve Peygamber'e karşı gizlice konuşanları görmedin mi?

Onlar sana geldikleri zaman seni, Allah'ın selamlamadığı bir tarzda selamlıyorlar.

Kendi içlerinden söylediklerimiz yüzünden Allah'ın bize azap etmesi gerekmez miydi?" derler.

Cehennem onlara yeter. Oraya girecekler ne kötü dönüş yeridir orası! 

Ey iman edenler gizli konuşacağınız da günahı düşmanlığı ve Peygamber'e karşı gelmeyi fısıldamayın.

İyilik ve takvayı konuşun. Huzuruna toplanacağınız Allah'tan korkun. 

Gizli konuşmalar şeytandandır. Bu iman edenleri üzmek içindir.

şeytan, Allah'ın izni olmadıkça, müminlere hiçbir zarar veremez.

Müminler Allah'a dayanıp güvensinler. 


Ey iman edenler! Size: "Meclislerde yer açın." denilince yer açın ki Allah da size genişlik versin.

Size "Kalkın." denilince kalkın ki Allah inananları ve ilim verilenleri yükseltsin.

Allah yaptıklarınızdan haberi olandır. 


Ey iman edenler! Peygamber ile gizli bir şey konuşacağınızda önce sadaka veriniz.

Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir.

Allah bağışlayan ve merhamet edendir.. 


Gizli konuşmanızdan önce sadaka vermekten korktunuz da mı yerine getirmediniz? Fakat Allah da sizi affetti.

namazı kılın, zekatı verin, Allah'a ve Resulüne itaat edin.

Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır. 


Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi?

Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar. 


Allah onlara çetin bir azab hazırlamıştır. Onlar ne kötü işler yapıyorlar! 

Yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan çevirenlere küçük azab vardır

Onların ne malları, ne evlatları, kendilerinden, Allah'dan hiçbir şey savamaz.

Onlar ateş halkıdır. Orada ebedî kalacaklardır. 

İyi bilin ki onlar yalancıdırlar

Şeytan onları istilâ etmiş, onlara Allah'ı anmayı unutturmuştur.

Onlar, şeytanın hizbidir. İyi bilin ki şeytan kaybedecektir. 


Allah'a ve Resulüne düşman olanlar on
en alçaklar arasındadırlar. 

Allah: "Elbette ben ve elçilerim galip geleceğiz." diye yazmıştır.

Şüphesiz Allah güçlüdür, galipdir. 

Allah'a ve ahirete inanan bir millet babaları, oğulları da olsa Allah'a ve Resulüne düşman olanla dostluk etmez

Allah kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir.

Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır.

Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır.

onlar Allah'ın dininin yardımcılarıdır İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlardır


HAŞR SÜRESİ


Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ı tesbih etmektedir,

O üstündür, hikmet sahibidir. 

Ehl-i kitaptan inkar edenleri, ilk sürgünleri yurtlarından çıkaran O'dur.

Onlar kalelerinin, kendilerini Allah'tan koruyacağını sanmışlardı.

Allah'ın azabı, onlara beklemedikleri yerden geliverdi.

O, yüreklerine korku düşürdü; öyle ki evlerini kendi elleriyle, hem de müminlerin elleriyle harap ediyorlardı.

Ey akıl sahipleri! İbret alın. 


Allah onlara sürgün yazmamış olsaydı, elbette başka şekilde cezalandıracaktı.

Ahirette de onlar için ateş azabı vardır. 


Onlar Allah'a ve Resulüne karşı geldiler; Kim karşı gelirse azab şiddetlidir. 

Hurma ağaçlarından kesmeniz veya kökleri üzerinde bırakmanız hep Allah'ın izniyle

Allah peygamberini, dilediği kimselerin üzerine gönderir Allah kadirdir. 


Allah'ın Resulüne verdiği ganimetler, Allah'a, Resul'e, akrabalığı bulunanlara, yetimlere, yoksullara, yolcuya aittir.

Peygamber size ne verdiyse alın. Size neyi yasakladıysa ondan sakının

Allah'tan korkun Allah'ın azabı şiddetlidir


göç eden fakirlere yurtlarından ve mallarından çıkarılmıştır Allah'ın lütuf ve rızasını ararlar;

Allah'a ve Resulüne yardım ederler doğru olanlar onlardır. 

onlardan önce yurda yerleşen imana sarılanlar göç edip gelenleri severler

onlara verilenlerden ötürü bir ihtiyaç duymazlar. ihtiyaçları olsa dahi, onları öz canlarına tercih ederler.

Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar umduklarına erenlerdir. 


Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanan kardeşlerimizi bağışla,

kalplerimizde inananlara karşı kin bırakma! Rabbimiz! Sen çok şefkatli, çok merhametlisin

savaşa tutuşursanız, mutlaka yardım ederiz." dediklerini görmedin mi?

Allah, onların yalancı olduklarına şahitlik eder. 

Andolsun onlar savaşta yardım etmezler; arkalarını dönüp kaçarlar, kendilerine de yardım edilmez. 

Onların kalblerinde sizin korkunuz, Allah'ın korkusundan fazladır. onlar anlamayan bir topluluktur. 

Onlar sizinle savaşamazlar, ancak, duvarların ardından savaşmak isterler

Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın, oysa kalbleri dağınıktır.

onlar aklını kullanmayan bir topluluktur. 


yahudiler günahını tatmış ahirette kendileri için acı bir azab bulunan kimseler gibidir. 

münafıkların durumu tıpkı şeytanın durumuna benzer

Şeytan insana "İnkâr et." dedi, insan inkar edince de senden uzağım âlemlerin Rabb'i Allah'tan korkarım!" dedi.

sonu, ebedi ateş oldu. Zalimlerin cezası budur. 

Ey inananlar, Allah'tan korkun

kişi, yarın için ne yapıp gönderdiğine baksın.

Allah'tan korkun; çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. 

Allah'ı unutup da Allah'ın da kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın onlar, yoldan çıkan kimselerdir. 


Cehennem ehli ile cennet ehli bir olmaz.

Cennet ehli kurtularak isteklerine erişenlerdir. 


Biz Kur'ân'ı bir dağa indirseydik, Allah'ın korkusundan onu baş eğmiş, parça, parça olmuş görürdün.

misalleri düşünsünler diye insanlara veriyoruz. 

O, öyle Allah'tır ki O'ndan başka ilah yoktur.

Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O, esirgeyen bağışlayandır. 

O, öyle bir Allah'tır ki, kendisinden başka ilah yoktur. O, mâlik sahip münezzeh ve selâmet verendir,

O emniyete kavuşturan gözetip koruyan, üstün ve eşsiz olan Allah

Allah puta tapanların ortak koştukları şeylerden münezzehtir. 



yaratan, var eden, varlıklara şekil veren Allah'tır.

En güzel isimler O'nundur.

Göklerde ve yerde olanlar O'nun şânını yüceltmektedir

O, gâlib olan, her şeyi hikmeti uyarınca yapandır. 
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Ayetler ve sureler
Kaynak ülkücü dünya. Com

MÜMTEHİNE SÜRESİ

Ey inananlar! Benim de sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin.

Onlar gerçeği inkar ettiler, Rabbinize inandığınızdan dolayı Resulü ve sizi yurdunuzdan çıkardılar

Rabbiniz yolunda savaşmak ve rıza kazanmak için yola çıktınızsa ben açığa vurduğunuz her şeyi bilirim.

sizi ele geçirirlerse düşman kesilecekler, size el ve dillerini kötülükle uzatacaklardır

Kıyamet günü yakınlarınız ve çocuklarınız size fayda vermezler

Allah yaptıklarınızı görendir. 

İbrahim'de ve onunla beraber bulunanlarda güzel bir misal vardır,

İbrahim babasına: "Senin için mağfiret dileyeceğim, fakat Allah'tan gelecek hiçbir şeyi önlemeye gücüm yetmez.

Rabbimiz! Yalnız sana dayandık, sana yöneldik. Dönüşümüz de ancak sanadır. 

"Rabbimiz! Bizi inkar edenlere mağlub etme bizi bağışla Ey Rabbimiz! Yegane gâlib ve hikmet sahibi ancak sensin." 


Andolsun, onlarda Allah'ı ve ahireti arzulayanlara güzel bir örnek vardır.

Kim yüz çevirirse şüphesiz Allah, zengindir, hamde layık olandır

Olur ki Allah sizle düşmanlarınız arasında yakında dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir.

Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. 

Allah din hakkında savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilikten ve adaletten men etmez.

Allah adalet yapanları sever. 

Allah sizi, din hakkında savaşan sizi yurtlarınızdan çıkaran kimselere dost olmaktan men eder.

Kim onlarla dost olursa zalimler onlardır

Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret edip size geldiğinde, imtihan edin. Allah onların imanlarını iyi bilir.

onların inanmış kadınlar olduğunu öğrenirseniz onları kâfirlere geri döndürmeyin.

Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler.

Allah'ın hükmü budur. O, hükmeder, Allah bilendir, hikmet sahibidir. 

eşlerinizden biri, kâfirlere kaçar ve savaşta galip olursanız, eşleri gidene ganimetten, harcadığı kadar verin.

İnandığınız Allah'a karşı gelmekten sakının. 

İnanmış kadınlar Allah'a ortak koşmamak hırsızlık ve, zina etmemek iftira etmemek iyiye karşı gelmemek için bey'at edenlerin bey'atlarını al

Allah'tan mağfiret dile Allah, çok bağışlayan, çok merhamet edendir. 

Ey inananlar, Allah'ın gazab ettiği kimselerle dostluk etmeyin.

Kâfirler, mezarlık halkından nasıl ümidi kesmişse, onlar da ahiretten öyle ümidi kesmişlerdi. 

SAF süresi

Göklerdekilerin ve yerdekilerin hepsi Allah'ı tesbih eder.

O, üstündür, hikmet sahibidir. 

Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz? 

Yapmayacağınızı söylemeniz, Allah yanında şiddetli bir buğza sebeb olur. 

Allah, kendi yolunda kenetlenmiş duvar gibi saf bağlayarak savaşanları sever. 

Bir zaman Musa,"Ey kavmim Allah'ın elçisi olduğumu bildiğiniz halde niçin beni incitiyorsunuz?" demişti.

Allah da kalblerini eğriltti. Allah fasıkları doğru yola iletmez. 

Meryem oğlu İsa da: "Ey İsrailoğulları! ben Allah'ın elçisiyim. benden önce ki Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adlı peygamberi müjdeleyici olarak geldim demişti

İslâm'a davet olunduğu halde Allah üzerine yalan uydurandan daha zalim kim olabilir?

Allah zalim toplumu doğru yola iletmez. 

Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar kâfirler hoş görmese de Allah nurunu tamamlayacaktır. 

O, Resulünü hidayet ve hak dinle gönderdi

müşrikler istemese de onu, bütün dinlerin üstüne çıkarsın. 

Ey İman edenler! Sizi acı azabdan kurtaracak ticareti size göstereyim mi? 

Allah'a ve Resulüne inanır mal ve canlarınızla Allah yolunda savaşırsınız. en iyisi budur. 

Allah günahlarınızı bağışlar sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş yerlere koyar.

İşte büyük kurtuluş budur. Allah'tan yardım ve yakın bir fetih.. Müminleri müjdele. 

Ey inananlar, Allah'ın yardımcıları olun.

Meryem oğlu İsa havarilere "Allah'a giden yolda yardımcılarım kimdir demişti. Havariler biziz." dediler.

İsrail oğullarından bir zümre inandı, bir zümre inkar etti.

inananları, düşmanlarına karşı destekledik, onlar üstün geldiler 


CUMU'A SÜRESİ

Gök ve yer padişah, mukaddes, azîz ve hakîm olan Allah'ı tesbih etmektedir. 

ümmiler içinde, Allah'ın âyetlerini okuyan, kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber gönderildi.

onlar, apaçık bir sapıklık içinde idiler. 


insanlara da Peygamber göndermiştir O, çok güçlü hüküm sahibidir. 


Bu, Allah'ın lütfudur. Allah lütuf sahibidir

Kendilerine Tevrat yükletilip de sonra onu taşımayanların durumu, kitaplar taşıyan eşeğin durumu gibidir.

Allah'ın âyetlerini yalanlayanların durumu ne kötüdür.

Allah zalim toplumu doğru yola iletmez. 

De ki: "Ey Yahudi olanlar! yalnız sizin, Allah dostları olduğunuzu sanıyorsanız, o halde ölümü temenni edin,


onlar, ellerinin yapıp öne sürdüğü işler yüzünden ölümü asla temenni etmezler.

Allah zalimleri bilir. 

De ki: "Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır.

görünmeyeni ve görüneni bilene döndürüleceksiniz. O bütün yaptıklarınızı haber verecektir. 

Ey inananlar! Cuma namazına çağrıldığınız da, Allah'ı anmaya koşun, alışverişi bırakın. bu hayırlıdır. 

Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan (nasibinizi) arayın.

Allah'ı çok anın ki kurtuluşa eresiniz.

Bir ticaret ve eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona gittiler ve seni ayakta bıraktılar.

Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır." 


MÜNAFİKUN suresi

"Şahitlik ederiz ki sen muhakkak Allah'ın elçisisin."

Senin mutlaka kendisinin elçisi olduğunu Allah bilir v

Allah münafıkların yalancı olduklarına şahitlik eder. 

Yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan çevirdiler yaptıkları ne kötü

Onlar inandılar, sonra inkar ettiler, kalblerinin üzeri mühürlendi onlar anlamazlar. 

Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, sözlerini dinlersin. Onlar keresteler gibidir

Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allah onları kahretsin! Nasıl döndürülüyorlar

Onlara: "Gelin, Allah'ın Resulü size mağfiret dilesin." denildiğinde başlarını çevirir büyüklük taslayıp yüz çevirirler

Onlara mağfiret dilesen de, dilemesen de birdir. Allah onları bağışlamayacaktır

Allah, yoldan çıkmış toplumu doğruya iletmez. 

Onlar öyle kimselerdir ki: "Allah'ın elçisinin yanında bulunanları beslemeyin dağılıp gitsinler." diyorlar.

göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır, fakat münafıklar anlamazlar. 

Diyorlar ki: "Andolsun Medine'ye dönersek, daha üstün olan, daha alçak olanı oradan mutlaka çıkaracaktır."

Üstünlük, ancak Allah'a, elçisine ve müminlere mahsustur.

Ey İnananlar! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın

bunu yapanlar ziyana uğrayanlardır. 

size verdiğimiz rızıktan Allah için harcayın. 

Allah süresi geldiği zaman hiç bir canı ertelemez. Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 


TEĞABUN SÜRESİ

Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ı tesbih eder.

Mülk O'nundur, hamd O'nadır. Her şeye gücü yeten O'dur. 

Sizi O yarattı. Kiminiz kâfirdir, kiminiz mümin.

Allah yaptıklarınızı görmektedir. 

gökleri ve yeri hak ile yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi güzel yaptı. Dönüş ancak O'nadır. 

Göklerde ve yerde olanları, gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilir.

Allah, göğüslerin özünü bilir. 

inkâr edenlerin haberi size gelmedi mi? Onlar vebali tattılar ve onlara acı bir azap vardır. 

onlara peygamberleri, açık delil getirdi, onlar: "Bir insan mı bize yol gösterecek dediler ve yüz çevirdiler.

Allah muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, övülmeye lâyıktır. 

İnkâr edenler, katiyyen diriltilmeyeceklerini sandılar.

Rabbim hakkı için mutlaka diriltilecek yaptıklarınız haber verilecektir. Bu, Allah'a göre kolaydır". 

Allah'a, Resulüne ve indirdiğimiz nura (Kur'ân'a) inanın.

Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 


Toplanma günü kimin aldandığının açığa çıkacağı aldanma günüdür.

Kim Allah'a inanır ve yararlı iş yaparsa, Allah kötülüklerini örter

onu, içinde ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş budur

İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlar cehennem ehlidirler.

Ne kötü gidilecek yerdir orası! 

Allah'ın izni olmayınca hiç bir musibet isabet etmez.

Kim Allah'a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya götürür.

Allah her şeyi bilendir. 


Allah'a ve Peygamber'e itaat edin Yüz çevirirseniz elçimize düşen duyurmadır


Allah ki O'ndan başka ilah yoktur. Müminler Allah'a dayansınlar. 

Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının.

affeder, kusurları başa kakmaz, hoş görür ve bağışlarsanız, bilin ki Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir. 

mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır.

Büyük mükafat ise Allah'ın yanındadır. 

gücünüzün yettiği kadar Allah'tan korkun, dinleyin, itaat edin,

Kim nefsinin cimriliğinden korunursa onlar kurtuluşa erenlerdir. 

Allah'a güzel bir borç verirseniz, Allah onu size kat kat yapar ve sizi bağışlar.

Allah çok mükafat veren halimdir. 
Görünmeyeni ve görüneni bilen Üstün hikmet sahibidir. 

TALAK SÜRESİ

Ey Peygamber! Kadınları boşamak istediğinizde onları iddetleri içinde boşayın ve iddeti de sayın.

Rabbiniz Allah'tan korkun.

Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur.

onları güzelce tutun, yahut güzellikle ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi şahit tutun. Şahidliği Allah için yapın.

İşte Allah'a ve son güne inanan kimseye öğütlenen budur.

Kim Allah'tan korkarsa Allah ona bir çıkış yolu yaratır. 

Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter.

Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur. 


Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir. 

Bu, Allah'ın size indirdiği buyruğudur.

Kim Allah'tan korkarsa Allah onun kötülüklerini örter ve onun mükafatı büyütür. 

kadınları, güç ölçüsünde oturduğunuz yerde oturtun ve onları sıkıştırmak için zarar vermeye kalkışmayın.

gebe iseler, yüklerini bırakıncaya kadar onları besleyin.

sizin için emzirirlerse ücretlerini verin

aranızda güzellikle konuşup danışın.

Güçlük çekerseniz çocuğu, başka bir kadın emzirecektir. 

Eli geniş olan genişliğine göre nafaka versin.

Rızkı kısılmış bulunan da Allah'ın kendisine verdiğinden versin.

Allah bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır. 

Nice kent var ki Rabbine ve elçinin emrine başkaldırdı, onları çetin bir hesaba çektik

onlara görülmemiş şekilde azab ettik. 

İşlerinin vebalini tattılar sonuç tam bir hüsran olmuştur. 


Allah onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır.

ey inanan akl-ı selim sahipleri! Allah'tan korkun, Allah size bir uyarıcı gönderdi. 


Size Allah'ın açık âyetlerini okuyan bir elçi gönderdi ki inananları, karanlıkdan aydınlığa çıkarsın

Kim Allah'a inanır ve yararlı iş yaparsa Allah altlarından ırmaklar akan ebedi cennetlere sokar.

Allah ona ne güzel rızık vermiştir. 

Allah yedi göğü ve yeri yarattı Emir bunlar arasında iner

Allah'ın her şeye kâdir olduğunu
Allah'ın bilgisinin, her şeyi kuşattığını bilesiniz. 

TAHRİM SÜRESİ

Ey Peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak Allah'ın helâl kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun

Allah çok bağışlayan çok esirgeyendir. 


Allah sizin sahibinizdir. O bilendir, hikmetle yönetendir. 

Allah'a tevbe ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz eğildi.

eğer Peygamber'e karşı birbirinize arka olursanız bilin ki onun dostu Allah

onun dostu Cibrîl ve müminlerin iyileridir melekler de ona arkadır

o sizi boşarsa Rabbi ona, sizden daha hayırlı, kendisini Allah'a teslim eden, inanan itaat eden, tevbe eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verir. 

Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun onun yakıtı insanlar ve taşlardır

Onun başında Allaha karşı gelmeyen ve emredildiği şeyi yapan melekler vardır. 

İnkâr eden kâfirler özür dilemeyin. Siz işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz

Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün.

Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter,

Peygamber'i ve onunla birlikte iman edenleri Allah içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar.

onların nurları, önlerinde ve yanlarında koşar

Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla, bizi bağışla, sen her şeye kâdirsin.

Ey Peygamber! Kâfirler ve münafıklarla savaş, onlara karşı sert davran.

Onların varacağı yer cehennemdir.
O gidilecek yer, ne kötüdür! 


Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını misal verdi.

onlara hıyanet ettiler. Allah'tan hiçbir şeyi savamadı. Onlar

Haydi girenlerle birlikte siz de ateşe girin

Allah, inananlara Firavun'un karısını örnek gösterdi. O demişti ki"Rabbim! Bana yanında cennetde ev yap, beni Firavun'dan ve zalim toplumdan kurtar

Irzını korumuş olan, İmrân kızı Meryem'i de Allah örnek gösterdi.

Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O, gönülden itaat edenlerdendi.

Değerli Kardeşim!..Ülküdaşım, Gardaşım Yüce Allah’ın selamı
rahmeti inananların üzerine olsun.


peygamber Efendimizin şefaati siz ve inananların üzerine olsun.

MÜLK SÜRESİ

Mutlak hükümranlık elinde bulunan Allah, yüceler yücesidir her şeye gücü yeter


O, hanginizin güzel iş yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı.

O, üstündür, bağışlayandır. 
O, yedi göğü, birbiri üzerine yarattı.

Rahmân'ın yaratmasında aykırılık, uygunsuzluk görmezsin. Gözünü döndür de bak

Rahmân'ın yaratmasına gözünü döndür bak). Göz bozukluğu bulmaktan âciz ve bitkin sana dönecektir. 

Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık

onları, şeytanlar için taşlamalar yaptık. Ve alevli ateş azabını hazırladık. 

Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü gidilecek yerdir o

Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler. 

Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa, bekçiler Size korkutucu bir peygamber gelmemiş miydi?" diye sorarlar. 

Derler: "Evet, bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık Allah hiçbir şey indirmedi, siz sapıklık içindesiniz." dedik.

derler ki biz dinleseydik, düşünüp anlasaydık çılgın ateşin halkı arasında bulunmazdık


o çılgın ateş halkı Allah'ın rahmetinden uzak olsunlar

görmeden Rablerinden korkanlar var ya, onlar için bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır. 

Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; bilin ki, O, göğüslerin özünü bilir. 

Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir her şeyden haberdar

O size yeri boyun eğer kıldı onun omuzlarında dağlarında, tepelerinde yürüyün

ve Allah'ın rızkından yeyin. Dönüş ancak O'nadır. 

siz, gökte olanın üzerinize taş yağdıran kasırga göndermeyeceğinden emin misiniz?

Tehdidim nasılmış bileceksiniz. 
Andolsun, onlardan öncekiler de yalanladılar Ama beni inkâr nasıl oldu

Üstlerinde kanatlarını açıp yumarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahmân'dan başkası tutmuyor.

Rahmân her şeyi görmektedir. 

Rahmân olan Allah'a karşı size yardım edecek askerleriniz hani kimlerdir?

İnkârcılar, ancak derin bir gaflet içinde bulunmaktadırlar. 

Allah size verdiği rızkı kesiverse, size rızık verecek olabilen kimdir?

onlar azgınlık ve nefrette direnip durmaktadırlar

Şimdi yüz üstü kapanarak yürüyen mi doğru gider, yoksa dosdoğru yolda yürüyen mi? 


De ki: "Sizi yaratan, size kulaklar gözler ve gönüller veren O'dur.

Ne kadar az şükrediyorsunuz!" 


De ki: "Sizi yerden üreten O'dur ve O'na toplanıp götürüleceksiniz." 


(Onlar): "Doğru iseniz tehdit ne zaman diyorlar (O'na ait) bilgi, Allah'ın yanındadır.

Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım." 

Onu inkâr edenlerin yüzleri kötüleşti. Ve: çağırıp durduğunuz şey budur!" dendi. 


Allah beni ve benimle olanları öldürse, yahut merhamet etse, kâfirleri acı bir azabdan kim kurtarabilir? 


De ki: "O çok merhametlidir. O'na inanmış, O'na dayanmışızdır.

Yakında kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz." 

De ki: "Baksanıza, eğer suyunuz çekilse, size kim bir akarsu getirebilir?" 

KALEM Süresi

Nûn, Kaleme ve yazdıklarına andolsun. 

Sen Rabbinin nimetiyle mecnun değilsin Kuşkusuz senin için tükenmez bir ecir var. 

Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin. 


Sen de göreceksin, onlar da görecek. 
Hanginizde imiş o fitne ve cinnet. 

Rabbin, yolundan sapanı en iyi bilendir. Hidayete ereni de en iyi bilen O'dur. 

yalanlayıcılara itaat etme. Şunların hiçbirine boyun eğme: Yemin edip duran aşağılık, kusur arayıp kınayan,

hep lâf götürüp getiren, Hayra engel olan, saldırgan, günahkâr, kötülükle damgalı, olana itaat etme


âyetlerimiz okunduğunda: "Eskilerin masalları" der biz onu (burnunun) üzerinden damgalayacağız. 

Biz onlara da belâ verdik, bahçe sahiplerine verdiğimiz gibi. Onlar
inşaallah" demiyorlardı

onlar uyurken dolaşıcı bir belâ sardı da
Bahçe simsiyah kesiliverdi. 

sabahleyin birbirlerine seslendiler: 
ekininize gidin" diye. aralarında Sakın bugün hiçbir yoksul bahçeye sokulmasın diyorlardı. 

biz mahrum edilmişiz." dediler

Ben size Rabbinizi tesbih etsenize dememiş miydim?" 

"Rabbimizi tesbih ederiz, biz zalimler imişiz." dediler

suçu birbirlerine yüklemeye başladılar. 
Yazıklar olsun bize, dediler, biz azgınlarmışız. 

Rabbimiz bize hayırlısını verir. Biz Rabbimize yönelir, ondan umarız. 

azap böyledir. Elbette ahiret azabı daha büyüktür. Fakat bilselerdi. 

korunanlar için de, Rableri katında nimetleri bol bahçeler vardır. 

teslimiyet gösterenleri suçlular gibi tutar mıyız hiç? 

Neyiniz var, nasıl hüküm veriyorsunuz? 
size ait bir kitap var da onda mı okuyorsunuz? 

kitapta, "beğendiğiniz her şey sizindir" diye mi yazılı Yoksa ne hükmederseniz mutlaka sizindir diye mi

kıyamet günü işler zorlaşır secdeye davet edilirler. Fakat güç yetiremezler.
 
Gözleri düşük bir halde kendilerini zillet kaplar. Oysa onlar sapasağlam iken secdeye davet ediliyorlardı. 

sözü yalanlayanı bana bırak. Onları bilmedikleri yönden derece derece azaba yaklaştıracağız. 

Onlara mühlet veriyorum. Doğrusu benim tuzağım sağlamdır. 

Yoksa onlardan bir ücret istiyorsun da onlar ağır bir borç altında mı kalıyor

Rabbinin hükmüne sabret, balık sahibi gibi olma o öfkeye boğulmuş da nida etmişti. 

Rabbinden nimet yetişmiş olmasaydı, elbette kınanacak ıssız bir diyara atılacaktı. 

Rabbi onu seçti de iyilerden kıldı. 

kafirler Kur'ân'ı işittikleri zaman o bir deli" diyorlar Halbuki o âlemler için bir öğüttür. 

HAKKA SÜRESİ

Gerçekleşecek Kıyamet!  Nedir, o Kıyamet Kıaymetin ne olduğunu ne bileceksin? 

Semûd ve Âd, kapılarını çalacak olan o felaketi yalan saymışlardı. 

Semûd kavmi korkunç bir sesle
Âd kavmi ise gürültülü ve azgın bir fırtına ile yok edildiler. 

Allah o fırtınayı yedi gece sekiz gün musallat etti o kavmi içi boş hurma kütüğü gibi yere serilmiş görürdün. 

görebilir misin onlardan bir kalıntı? 
Firavun, ondan öncekiler ve alt üste edilen beldeler hep hati işleyegeldiler. 

Rablerinin elçilerine karşı geldiler. O da onları pek şiddetli bir şekilde yakalayıverdi. 

Kuşkusuz, sular kabarınca sizi gemide taşıdık. Onu size ibret yapalım ve kulaklar bellesin diye. 

Sûr'a bir tek üfleme üflendiği Arz ve dağlar kaldırılıp darmadağın olduğunda
İşte o gün olacak olur. 

O gün gök yarılmış, sarkmıştır. O gün hesap için Allah'a arz olunursunuz gizli bir haliniz kalmaz.

Melekler onun etrafındadır,

O gün Rabbinin Arşını sekiz melek yüklenir. Kitabı sağından verilen okuyun kitabımı.." hesabıma kavuşacağımı sezmiştim" der. 

o hoşnut bir hayatta Yüksek bir cennettedir. cennetin meyveleri sarkmıştır. 

Geçmiş günlerde yaptığınız işlerden ötürü afiyetle yeyin, için."

Kitabı sol tarafından verilen der ki: "Keşke kitabım verilmeseydi de, 
Hesabımın ne olduğunu bilmeseydim, 

Ne olurdu o ölüm, iş bitirici olsaydı. 
Malım bana fayda vermedi. Gücüm yok olup gitti." 

Zebanilere denir ki"Onu yakalayın da bağlayın." 

cehenneme atın onu." 

o, büyük Allah'a inanmıyordu Yoksula yedirmeye teşvik etmiyordu onun candan bir dostu yoktur. 

günahkârlara irinden başka yiyecek yok
Onu günahkârlardan başkası yemez.
 
Andolsun gördüklerinize, Ve görmediklerinize.. Kur'ân, şerefli bir peygamberin Allah'tan getirdiği sözdür
 
O şair ve kâhin sözü değildir, ne az düşünüyor çok az inanıyorsunuz. 

O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir. 

O, bize sözler uydurmaya kalkışsaydı, 
onu kuvvetle yakalar şah damarını keser atardık. 

O hiç kuşkusuz, takva sahipleri için unutulmayacak bir öğüttür . 

Kuşkusuz Kur'ân kafirler için pişmanlık vesilesidir. haydi tesbih et

haydi tesbih et Rabbinin yüce ismiyle. 

MEARİC SÜRESİ

Bir isteyen, azabı istedi. Kâfirler için onu savacak yok. 

O, derece ve makamların sahibi Allah'tandır. 

O halde güzel bir sabır ile sabret. 

onu uzak görürler de Biz yakın görüyoruz. O gün gök erimiş bir maden gibi olur. 

O gün Dağlar atılmış renkli yün gibi olur. Dost dostu soramaz. Suçlu o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister

o alevlenen bir ateştir. Derileri kavurur, soyar. Çağırır, sırt döneni, Mal toplayıp kasada yığanı, 


insan dayanıksız ve huysuz yaratılmıştır.  kötülük dokundu mu sızlanır. 

İnsan hayır dokundu mu cimrilik eder. 
Ancak namaz kılanlar bunun dışındadır
Onlar namazlarını sürekli kılarlar. 

mallarında belli bir hak vardır, 
Hem isteyen için, hem de istemekten utanan yoksul için. 

Onlar ceza gününü tasdik eder
Rablerinin azabından korkarlar. 
Rablerinin azabından emin olunmaz. 

Onlar ki ırzlarını korurlar. Ancak zevce ve cariyelerine karşı hariç. onlara yaklaştıklarında kınanmazlar. 

ötesini isteyenler onlar haddi aşanlardır. 

Onlar emanet ve ahireti gözetir Şahitliklerinde dürüsttürler Namaza devam ederler ve
cennetlerde ağırlanırlar


Şimdi ne oluyor o inkâr edenlere ki, sana doğru boyunlarını uzatarak koşuyorlar nimet cennetine sokulacağını mı umuyor? 


Rabbine yemine ne gerek, elbette gücümüz yeter. Onları kendilerinden daha hayırlı olanlarla değiştirebiliriz ve bizim önümüze geçilmez. 

O halde bırak onları vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar dalıp oynaya dursunlar. 

O gün kabirlerden hızlı hızlı çıkacaklar, Gözleri düşük, kendilerini alçaklık İşte onlara vaad edilen gün, o gündür. 

NUH SÜRESİ

biz Nûh'u kavmine gönderdik acı azap gelmezden önce onları uyar" diye. 

ey kavmim! Gerçekten ben size açık bir uyarıcıyım

Allah'a kulluk edin, ondan korkun ve bana itaat edin." 

Günahlarınızı bağışlasın ve sizi bir süre ertelesin. Kuşkusuz Allah'ın takdir ettiği süre gelince ertelenmez.

Nûh dedi ki: "Ey Rabbim! Ben kavmimi gece gündüz davet ettim." Fakat benim çağırmam, sadece kaçmalarını artırdı." 

Ben davet ettiğimde, onlar parmaklarını tıkadılar, elbiselerine büründüler, ısrar ettiler, kibirlendikçe kibirlendiler. " 

ben onları açık açık hem ilan ederek söyledim onlara, hem gizli gizli çağırdım." Gelin, dedim, Rabbinizden bağışlama isteyin o çok bağışlayıcıdır." 

Allah'a Üzerinize gökten bol yağmur yağdırsın." Mallar ve oğullar vererek imdadınıza koşsun. Sizin için bahçeler yapsın, ırmaklar yapsın.


Allah'a sizi aşama aşama yaratmıştır." 
Görmediniz mi Allah yedi göğü nasıl yaratmış?" 

Ay'ı bir nur yapmış, güneşi bir lamba kılmış


Allah sizi yerden bir bitki bitirir gibi bitirdi. Sonra sizi tekrar oraya geri çevirecek ve tekrar çıkaracaktır. 

Allah sizin için yeri bir yaygı yapmıştır. 
Ki, ondan açılan geniş yollarda gidesiniz

Nûh dedi ki: "Ey Rabbim! Onlar bana isyan ettiler; hüsrandan başka bir şeyini artırmayan kimsenin ardına düştüler." 

Büyük büyük tuzaklar kurdular." 
Çok kişiyi yoldan saptırdılar. Sen de zalimlerin şaşkınlıklarını artır. 

Hatalarından dolayı boğuldular, ateşe sokuldular, kendilerine Allah'a karşı yardımcılar bulamadılar. 

Nûh dedi ki: "Yeryüzünde kafirlerden bir tek kişi bırakma." 

onlar kullarını yoldan çıkarırlar ahlâksız ve kâfir çocuklar doğururlar." 

Ey Rabbim! Bana, baba ve anama mümin olarak evime girene ve inanmış erkek ve kadınlara mağfiret buyur.

Ey Rabbim Zalimlerin helakini artır." 

CİN SÜRESİ

bir takım cinni Kur'ân dinleyip de şöyle dedi Şüphesiz biz, hayret verici bir Kur'ân dinledik. 

O Kur'ân hidayete erdiriyor, biz ona iman ettik. Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.

Rabbimizin şanı çok yüksektir. Ne bir arkadaş edinmiştir, ne de bir çocuk. 

bizim beyinsiz (İblis), Allah hakkında saçma şeyler söylüyor

biz insanları ve cinleri Allah'a karşı asla yalan söylemez sanmışız. 

insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınırlardı da şımarıklıklarını artırırlardı. 

(Cinler, dediler ki): "Biz göğe dokunduk, onu kuvvetli bekçi ve alevlerle dolu bulduk

biz göğün mevkilerinde dinlemek için otururduk şimdi kim dinleyecek olursa kendini gözleyen parlak bir alev buluyor

biz bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?" 

bizden iyi olanlar da var, olmayanlar da var. Biz çeşitli yollara ayrılmışız. 

biz anladık ki, Allah'ı yerde acze düşürmemize imkân yok. Kaçmakla da O'nu asla âciz bırakamayacağız." 

biz hidayet rehberini dinlediğimizde ona iman ettik.

Kim Rabbine inanırsa, ne hakkının eksik verilmesinden korkar, ne de kendisine kötülük edilmesinden." 

bizlerden müslümanlar da var, hak yoldan sapanlar da var.

Müslüman olanlar onlar doğru yolu arayanlardır." 

yoldan çıkanlar cehenneme odun olmuşlardır. 

Onlar yol üzere dosdoğru gitselerdi, elbette kendilerine bol bir su verirdik

Kim Rabbini anmaktan yüz çevirirse, Rabbi onu gyükselen bir azaba sokar. 

Mescitler kuşkusuz Allah'ındır.

Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın. 

Allah'ın kulu kalkmış dua ederken, (cinler) onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi. 

De ki: "Ben ancak Rabbime dua eder ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmam" 

De ki ben size ne bir zarar verebilirim, ne de bir yol gösterebilirim.

De ki, "Allah'tan beni kimse kurtaramaz ve ben O'ndan başka bir sığınak bulamam

Benim yapabileceğim, sadece Allah'tan size duyuru yapmak ve O'nun elçilik görevlerini yerine getirmektir

kim Allah'a ve onun elçisine baş kaldırırsa cehennem ateşi vardır

Kendilerine vaad edileni gördüklerinde kimin yardımcısının en zayıf ve az olduğunu bileceklerdir. 


De ki: "Ben bilmem, o size vaad edilen yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar

O bütün gaybı bilir. Fakat gaybını hiç kimseye açmaz. 

onlar Rablerinin elçiliklerini yerine getirmişlerdir. Allah onlarda bulunanı kuşatmış ve her şeyi saymıştır

MÜZZEMMİL SÜRESİ

Ey örtünen! geceleyin kalk namaz kıl

Gecenin yarısında kalk, yahut biraz eksilt. Veya artır ve ağır ağır Kur'ân oku

biz, senin üzerine ağır bir söz bırakacağız (Kur'an vahyedeceğiz). 

gece kalkışı hem etkili, hem de söz bakımından daha sağlamdır. 

gündüz senin için uzun bir meşguliyet vardır. 

Rabbinin adını an ve bütün gönlünle ona yönel. 

O, doğunun ve batının Rabbidir.

Ondan başka ilah yoktur. O halde yalnız O'nu vekil tut. 

Başkalarının diyeceklerine sabret, güzellikle onlardan ayrıl. 

O yalanlayıcı zevk ve refah sahiplerini bana bırak, onlara biraz mühlet ver. 

bizim yanımızda bukağılar var, bir cehennem var.  Boğaza duran yiyecek, elem verici bir azap var. 

O gün yer ve dağlar sarsılacak, dağlar erimiş bir kum yığınına dönecek. 

Doğrusu biz Firavun'a elçi göndermiştik
Firavun o elçiye isyan etmişti. Biz de onu ağır bir yakalayışla yakaladık. 

inkâr ederseniz, çocukları ihtiyarlatacak o günden kendinizi nasıl kurtaracaksınız

O günün dehşetinden gök yarılır. Allah'ın sözü gerçekleşmiştir. 

İşte bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar. 

Rabbin, gecenin üçte ikisinde azında, yarısında kalktığını, seninle beraber bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor.

Gece ve gündüzü Allah takdir eder.

O, sizi affetti. Bundan böyle Kur'ân'dan size ne kolay gelirse okuyun.

Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip lütf arayan kimseler ve Allah yolunda savaşan insanlar olacağını bilmiştir.

Kur'ân'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun, namazı kılın, zekatı verin

Allah'a güzel bir borç verin Hayıra sarfedin

her iyiliği, Allah katında daha hayırlı ve sevapça daha büyük olarak bulacaksınız.

Allah'tan bağış dileyin. Kuşkusuz Allah bağışlayandır, merhamet edendir. 


MÜDDESSİR SÜRESİ

Ey örtüsüne bürünen Peygamber
Kalk uyar. Sadece Rabbini yücelt. 

Elbiseni temizle. Pislikten sakın. 
Yaptığını çok görerek başa kakma. 
Rabbin için sabret. 

O sûra üflendiği zaman, İşte o gün pek zorlu bir gündür. Kâfirler için hiç kolay değildir. 

yarattığım o kimseye bol servet göz önünde oğullar verdim. ona büyük imkânlar sağladım. 

o bizim âyetlerimize karşı inatçı kesildi. Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım. 

o düşündü, ölçtü, biçti. 
Kahrolası nasıl da ölçtü, biçti. 

kahrolası, nasıl ölçtü biçti Sonra baktı. 
Sonra kaşını çattı, surat astı arkasını döndü ve büyüklük tasladı. 

Bu, dedi, sihirdir. insan sözüdür." 
Ben onu Sekar'a cehenneme sokacağım. 

Bilir misin nedir o sekar? Ne geriye bir şey kor, ne bırakır. Durmadan derileri kavurur. 

Biz ateşin muhafızlarını hep melekler yaptık. Bunların sayılarını kâfirler için bir imtihan kıldık

kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler, iman edenlerin de imanı artsın.

Kendilerine kitap verilenler ve müminler şüpheye düşmesinler.

Kalplerinde hastalık bulunanlarla kâfirler Allah bu misalle ne demek istedi?" desinler.

Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de yola getirir.

Rabbinin ordularını ancak Rabbin bilir.

Bu, insanlar için uyarıdan başka bir şey değildir.

andolsun aya, Döndüğü an geceye, 
açtığı sıra sabaha. Kuşkusuz Sekar, büyük belalardan biridir. 

Her nefis kendi kazancına bağlıdır. 

amel defterleri sağından verilenler
Onlar cennettedirler,

sorup dururlar Suçlular Nedir sizi Sekar'a sokan?" diye. Suçlular der ki: "Biz namaz kılan değildik

Yoksula yedirmez" Boş şeylere dalar giderdik." Ceza gününü yalanlardık." 
Nihayet bize ölüm gelip çattı." 

onlara şefaatçilerin şefaatı fayda vermez. Kur'ân'dan yüz çevirirlerken ne mazeretleri var? 

Sanki onlar ürkmüş yaban eşekleri. 
Arslandan kaçmaktalar. 

onlardan her kişi kendisine açılmış sayfalar verilmesini istiyor. onlar ahiretten korkmuyorlar. 

O kur'ân kuşkusuz bir öğüttür. 
Dileyen düşünür. 

Allah dilemedikçe onlar öğüt alamazlar. Koruyacak da O'dur, bağışlayacak da. 
Bunu ilk beğenen sen ol.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.