You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Alevilere Sordular?

Cezalı Üye
RE: Alevilere Sordular?
SORU: Saz çalıp dans ediyorsunuz Bunada İbadet diyorsunuz? Hz. Muhammed' mi Hz. Musa'mı Hz Davut mu? dans ederek İbadet yapmış? Hangi Kitapta Böyle ibadet var? saz var bağlama var veya müzik aleti var


Kolları kanat olmuş da can uçuşur canana
Ayaklar basmaz olur yükselince meydana
Kainatı görürsün çerağların nurunda
İnsan varır Tanrı’ya, Tanrı varır insana.

Mevlana


Semah İbadetimizin Kur'an ayetlerindeki yerini açıkladık, İlgili mesajın, kaynakçasına bakıldığında hz. Muhammed dönemi de dahil, İslam Tarihinin her noktasında Semah dönüldüğünü, sözlerimizin sadece Alevi kaynaklarınca değil, Gazali, İmam şafii, maliki gibi sünni din adamlarınında semahı tastiklerini kendi kaynaklarından ispat ettik:

Ama yetmez, Şimdide Kur'an dışındaki Diğer Kutsal kitaplarda müzik aletleri eşliğinde semahın varlığını ispata girelim:


SEMAH Kur'an-ı Kerim dışında diğert Kutsal Kitaplarda da yer alır..


Örneğin, 4 kutsal kitaptan biri olan ZEBUR semahı söyle anlatmaktadır

150. Mezmur

1 RAB'be övgüler sunun! Kutsal yerde Tanrı'ya övgüler sunun! Gücünü gösteren göklerde övgüler sunun O'na!

2 Övgüler sunun O'na güçlü işleri için! Övgüler sunun O'na eşsiz büyüklüğüne yaraşır biçimde!

3 Boru çalarak O'na övgüler sunun! Çenkle ve lirle O'na övgüler sunun!

4 Tef ve dansla O'na övgüler sunun! Saz ve Ney ile O'na övgüler sunun!

5 Zillerle O'na övgüler sunun! Çınlayan zillerle O'na övgüler sunun!

6 Bütün canlı varlıklar RAB'be övgüler sunsun! RAB'be övgüler sunun!


Yukarda açıkça görüldüğü gibi müzik ve dansla Rabbe övgüler sunun diyor ilahi kitap ve bu ilahi kitap Zebur yine Kuran tarafından onaylanan ve Hak kitabı oldugunu böylece ispatlanan bir kitap olarak, semahı, Müzik aletleri eşliğinde ibadeti Hak gercegi oldugunu gösteriyor bizlere..

saygılar..
Bunu ilk beğenen sen ol.
Cezalı Üye
RE: Alevilere Sordular?
SORU: Siz Alevilerin tuttuğu Hızır orucu nedir? Kur'anda yeri var mı bu orucun?


Hızır Orucu: Şubat ayı içerisinde tutulan bir oruçtur genellikle 3 (üç ) gün kurbanı olanlar için 5 gündür.

Hızır orucu Evvel-Ahir peygamberlerden (Kimi kaynaklar pergamber değilde ermiş evliya kabul eder.) Hızır (as.) yüzü suyu hürmetine tutulur. Bir rivayete göre hızır peygamber Türklere gelen peygamberdir.

"... Rivayet odur ki...Hızır peygamber'in bir boz atı vardır. Her kim dara düşse "Yetiş Ya Hızır Dese" Hızır orda olur, yoksulların, darda , zorda kalanların yardımına koşardı. Hızır Peygamber tam 1000 yıl ömür sürdü. Kavminde çok sevilen herkesin hürmet ettiği bir ulu zattı.

uzun bir zaman sonra, Azrail, Hızır peygambere göründü...

Azrail: --- Ya Hızır Hak seni cennetine çağırır hazırlıklarını tamamla...

Hızır peygamber , yine "Yetiş ya Hızır" diyenlerin yardımına koşuyor... her derde derman oluyordu. Hakk'a yürüyeceği gün Hızır peygamberi bir hüzün kapladı...

Azrail: Ya Hızır neden hüzünlenirsin ? Yksa ölümden mi korkarsın? Dedi

Hızır Nebi:--- Ya Azrail, benim hüzünlenmem , ölüm korkusundan değil, benden sonra darda kalanların durumuna üzülürüm...

Bu durum, on sekiz bin Alemin yaradanına malüm oldu... ve hak'tan nida geldi

--- "Ya Azrail, kulum hızırı Atıyla birlikte kevser havuzunun başına götür ve kana kana içsinler, İçsinler ki kıyamete kadar darda zorda kalanların yardımına gitsinler...

Ve bu nedenledirki Hızır nebi, o tarihten kıyamete kadar aramızdadır... ve gönülden " Yetiş ya Hızır " diyenlerin yardımına koşar.

Hızır orucuyla ilgili bir başka kaynak ise , İbn-i Abbas'tan rivayet olunan, bir hadisi Şerife ve buna ilişkin olarak inen Ayete dayanır:

"... Cennet gençlerinin efendileri,İmam Hasan ile İmam Hüseyin hastalanır. Ateşler içinde bir şey yiyip içmeyip baygın olarak yatarlar. Velayetin nuru ve Fatıma-ül Zehra Peygamber efendimize gitmekte çareyi bulurlar... Peygambere lisanınca durumu anlatırlar.Hz. Fatıma çocukların bu haline çok üzülür. Babası Hz. Muhammed’e gider. Ya babam, ya Allah’ın resulü Hasan ile Hüseyin çok hasta ateşler içinde yanıyorlar, acılarına dayanamıyorum, ne yapacağım ben, der .

Hz. Resul bunun üzerine, kızım git niyet edin, 3 gün nezir orucu tutun der. Hz. Fatıma eve gelir, Hz. Ali’ye anlatır. Hz. Ali’de niyet ederek Hz. Fatıma ile birlikte 3 günlük oruca başlarlar

Birinci gün akşam olur, sofrayı kurarlar herkesin önünde birer parça arpa ekmeği vardır, tam yemeğe başlarlar ki kapı vurulur. Kapıyı açarlar. Karşılarına biri çıkar “ya Ali ben yoksulum ve kaç günden beri açım der, yiyeceklerinizi bana verir misiniz” der. O gün ucundan birer parça kopardıkları ekmeklerini yemeyip o yoksula verirler.

İkinci gün; yine oruç tutarlar akşam olduğunda aynı şey olur, sofrayı kurarlar birer lokma yedikten sonra yine kapı çalınır. Kapıyı açarlar karşılarına biri çıkar “ya Ali ben yetimim kaç günden beri açım” der, o günde yiyeceklerini o yetime verirler.

Üçüncü gün de aynı şey olur, bu defa gelen esir olduğunda, sahibinin kendisine yiyecek vermediğini söyler ve o da Hz. Ali’den yiyecek ister. Hz. Ali o günde yiyeceklerini esire verir. Esir gittikten sonra tekrar kapı çalınır ve kapıyı açarlar

Bu defa gelen Hz. Resuldür, Hz. Resul eve girer, oturur, Hasan ve Hüseyin’i dizleri üstüne alır ve şöyle söyler

“Ya Ali bu yavruların hastalığı beni de üzdü” der ve sorar.

“Orucunuz nasıl geçti ya Ali” der. “Sana ayandır Ya Allah’ın Resulü” Allah’ın rızası için 3 gün oruç tuttum, orucumuzu açarken, bir yoksul, bir yetim, birde esir geldi.

Yiyeceklerimizden her gün birine verdik der.

Hz. Resullullah “o gelenler kimdi? Tanıdın mı? ya Ali” der. “Sana ayandır Ya Allah’ın Resulü” der.

Hz. Peygamber gelenlerin Hızır olduğunu söyler...


Bu sırada Cebrail aleyisselam gelir ve Aşagıdaki ayet nazil olur;

Allah Eyvallah, Şeyhen Eyvallah

İsm-i Şah Bism-i Allah Allah

Ayet 7: Onlar verdikleri sözü tam bir biçimde yerine getirirler ve kötülüğü salgın olan bir günden korkarlar.

Ayet 8: Yoksula yetime ve esire, yemeği severek yedirirler.

Ayet 9: Biz size yalnız ve yalnız Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık da bir teşekkür de istemiyoruz derler (İnsan Suresi 7-8-9)

Hızır Orucu Şubat ayı içerisinde tutulan bir oruçtur... Bilinenin aksine uydurma değil.. Kur'an-i dayanakları vardır.. ve Sünnettir..

Genellikle Şubat.. 13-14-15 tarihlerinde tutulur..


NOT: El-Keyf Suresinde, Ayetlerinde, HIZIR Peygamber, isim verilmeden "...Kullardan bir Kul" olarak geçmektedir. O, Kulun Hz. Hızır olduğunu bildiren hadis kaynakları...

1-Sahihu’l Buhari,

2-Sahihu Müslüm,

3-Tirmizi

Diğer Kaynaklar:

1- Mısır, Mat. Amire 1283, c. 1, s. 404-409.

2-Sefinet’ül-Bıhar, s. 389-391

Saygı ve Sevgilerimle
Bunu ilk beğenen sen ol.
Cezalı Üye
RE: Alevilere Sordular?
SORU: EHLİ BEYT DEMEK PEYGAMBER'İN EV HALKIDIR. O ZAMAN HZ. AİŞE VALİDEMİZ VE PEYGAMBER'İN TÜM HANIMLARI EHLİBEYT'TİR. SİZ NEDEN SADECE HZ. FATIMA- ALİ-HASAN-HÜSEYİN'İ EHLİBEYT'ten kabul edip diğerlerini dışlıyorsunuz?


Ehl-i Beyt; Hz. Muhammed Mustafa Efendimizin ailesi ve evlâtlarıdır. Mü’minlerin anneleri Hz. Hatice, Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin , Ehl-i Beytin şerefli ferdleridir.( Râzî, Tefsir-i Kebir, XXV, 181)

Peygamber'imizin şerefli nesebi Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin vasıtasıyla devam ettiği için, onların kıyamete kadar gelecek olan evlâtları da Ehl-i Beyt’in birer parçasıdır. Onları sevmek ben müsmanım diyen her inanna Kur'an emri ile farzdır. Bu sevgi çok şerefli ve gereklidir. Kalbinde azıcık Ehl-i Beyt sevgisi bulunmayan kimse, Hz. Rasûlullah’ın sevgisinde yalancıdır...


Yüce Allah, Hz. Peygamber'in Ehl-i Beytini bizzat Kur’an’da zikretmiş ve onlara şu şekilde iltifatta bulunmuştur:

İsmişah! Bismişah Allah Allah...

Ber-Cemal-i Muhammed, Kemal-i İmam Hasan, İmam Hüseyin, Ali ra Bülende salavat...

Allahümme salli ala seyyidina Muhammed-in ve ala Ali Muhammed...



“... Ey Ehl-i Beyt! ALLAH sizden sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” (Ahzab/33)


Ümmü Seleme validemiz demiştir ki:

“...Bu âyet-i kerime benim evimde indi. Hz Rasûlullah (s.a.v) Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin’i çağırdı. Onları Hayber yapımı geniş bir elbisenin altına topladı, kendisi de içine girdi ve:

“İşte bunlar benim Ehl-i Beytimdir” buyurdu. Sonra inen ayet-i kerimeyi okudu ve:

“ALLAHım! Onlardan kötülükleri gider. Onları tertemiz et!” diye duâ etti. Ben: “Yâ Rasûlullah, ben Ehl-i Beytten değil miyim? dedim.” Hz. Rasûlullah ,

“Sen benim ehlimsin. Sen zaten hayır içindesin” buyurdu.( Taberî, Câmiü’l-Beyân, Cüz:XXII, Shf:7; Ibnu Kesir, Tefsir, VI, 412-413.).."

Zeyd b. Erkam (r.a) anlatıyor:

ALLAH Rasûlü (s.a.v), Mekke ile Medine arasında Hummen ( Gadir Humm) denilen suyun başında bir hutbe verdi. ALLAH’a hamd, sena ve zikirden sonra şöyle buyurdu:

“Ey insanlar! Dikkat ediniz; ben bir beşerim. Rabbimin ölüm elçisinin gelmesi ve benim ona icabet edip aranızdan gitmem yakındır. Sizlere hukuku ağır iki kıymetli emanet bırakıyorum. Birincisi ALLAH’ın Kitabı’dır. Onda nur ve hidayet vardır. ALLAH’ın Kitabına sımsıkı sarılın. Onunla meşgul olun, onu öğrenin, öğretin; hükümlerini anlayın. İkinci emanet Ehl-i beytimdir.

Ehl-i Beytim hakkında ALLAH’tan korkmanızı hatırlatırım.

Ehl-i Beytim hakkında ALLAH’tan korkmanızı hatırlatırım.

Ehl-i Beytim hakkında ALLAH’tan korkmanızı hatırlatırım. ”

Erkam’ı dinleyenler arasında bulunan Husayn b. Sebre;

--- Ehli beyt kimlerdir? diye sordu


Ehl-i Beyt, kendilerine sadakanın haram olduğu kimselerdir” dedi. Husayn,

“Onlar kimdir?” diye sorunca Zeyd b. Erkam (r.a),

“Ali’nin ailesi, Akîl’in ailesi, Cafer ve Abbas’ın âilesidir” dedi. Husayn,

“Bunlara sadaka haram mıdır?” diye sorunca, Zeyd (r.a),

“Evet” dedi. (Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, 36; Nesâî, Sünen-i Kübrâ, Menâkıb, 9.)

Âlimlerin ekseriyetine göre Ehl-i Beyt, Peygamber Efendimiz Hz. muhammed, Hz. Hatice, kızı Hz. Fâtıma, damadı Hz. Ali, torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ve kıyamete kadar oların sulbünden gelen zürriyetleridir.

Yani Hz. Hüseyin’in torunları olan seyitler ve Hz. Hasan’ın torunları olan şerifler Ehl-i Beyt’in günümüzdeki şerefli mensuplarıdır. Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in şerefli nesli, kıyamete kadar hiç kesilmeyecektir...

Selam olsun o nurlu soya selam olsun Seyid nesli Pirlerimize, dedelerimize, babalarımıza..


Ehl-i Beyt Kimlerdir.

Ehl-i Sünnet'in Müslim, Buhari, Tirmizi, Ahmed, Nesei ve diğerleri gibi büyük hadisçileri dahi, fazilet ve menkıbet bölümünde Ehl-i Beyt'in faziletlerini Resulullah'ın zevceleri ve diğerlerinkinden ayırmışlardır?[5]

Ayrıca, Sahih-i Müslim'de, "Ali bin Ebi Talib'in Faziletleri Babı"nda, Zeyd bin Erkam'dan Resulullah'ın (s.a.a.) şöyle buyurduğu nakledilmektedir:

"...Ben sizin aranızda iki değerli emanet bırakıyorum. Onlardan birisi Allah'ın Kitabıdır. O Allah'ın ipidir. Ona uyan hidayete kavuşur, onu terkeden ise sapıtır. Diğeri ise Ehl-i Beyt'imdir. Sizlere Ehl-i Beyt'imi tavsiye ediyorum; Sizlere Ehl-i Beyt'imi tavsiye ediyorum; Sizlere Ehl-i Beyt'imi tavsiye ediyorum."

Zeyd bin Erkam'a;

"Resulullah'ın hanımları da Ehl-i Beyt'inden sayılırlar mı?" diye sorulunca şöyle dedi:

"...Vallahi hayır. Kadın kocasıyla bir müddet yaşar. Sonra kocası onu boşadığında babasının evine ve kavmine geri döner. Ama Ehl-i Beyti, onun ailesinin asıl fertleri olup, sadaka almaları haram olan insanlardır." [6]

Ayrıca Buhari ve Müslim, Aişe'nin Resulullah'ın (s.a.a.) Ehl-i Beyt'inden olmayıp halife Ebu Bekir'in ailesinden oluşuna tanıklık ederler. Bu konuda teyemmüm ayetinin nüzulu bölümüne bakınız. [7]

Şu halde, neden bazıları ne pahasına olursa olsun gerçekleri tersine göstermek istiyorlar acaba? Aişe'nin böyle bir fazileti olmadığını yalnız Şiiler ve Aleviler değil, Buhari ve Müslim de söylemekteler. Şimdi bundan dolayı Şiilere ve Alevilere çirkin sözler söyleyenler, Buhari ve Müslim'e de sövecekler mi?!

"Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin ki, Allah da işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah ve Resulüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur." Ahzab Suresi / 70 - 71.


Allah Eyvallah

Kaynaklar:

1-Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, 36; Nesâî, Sünen-i Kübrâ, Menâkıb, 9

2-Taberî, Câmiü’l-Beyân, Cüz:XXII, Shf:7; Ibnu Kesir, Tefsir, VI, 412-413

3-Ibn Atıyye, el-Muharraru’l-Veciz, IV, 384. (Beyrut, 1993)

4-Râzî, Tefsir-i Kebir, XXV, 181

5- Sahih-i Müslim, c. 4, s. 1883 ve sonrası.

6- Sahih-i Müslim, c. 4, s. 1873, h. 2408.

7- Sahih-i Buhari, c. 1, s. 91; Sahih-i Müslim, c. 1, s. 279, h. 367.
Bunu ilk beğenen sen ol.
Cezalı Üye
RE: Alevilere Sordular?
SORU: Aleviler neden tavşan eti yemez Bunun Kur'ani ve dini gerekçleri nelerdir?


Aleviler Neden Tavşan Eti Yemez?



Aleviler, üç nedenden ötürü tavşan eti yemezler:

1- Tavşanın yapısı, etten çok bir kan pıhtısıdır. Kur'an'da, Maide Suresi 3. ayette kan ve kanlı maddeler, leş ve domuz eti haram kılınmıştır:


İsmişah! Bismişah Allah Allah...

Hakk, Dost, Zahir, Batın, Hazır, Gaib. Sırr-ül Sır Erenlerinin Gülcemallerine aşk...

Ber-Cemal-i Muhammed, Kemal-i İmam Hasan, İmam Hüseyin, Ali ra Bülende salavat...

Allahümme salli ala seyyidina Muhammed-in ve ala Ali Muhammed...


".... ölü hayvan eti, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilenler, boğulmuş, vurularak öldürülmüş, düşüp ölmüş, süzülmüş,, yabani hayvan parçalayıp öldürmüş, olanlar, dikili taşlar üzerine boğazlanan ve bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı..." MAİDE SURESİ AYET 3


2- Tavşanın kafası kedi kafasına, kulakları eşek kulaklarına, ayakları ***** ayağına, kuyruğu ile domuza benzer. Ayrıca çok tırnaklılar grubundadır ve KADINLAR GİBİ AYBAŞI GÖRÜR..

3- Tavşan ayrıca eski türklerde kutsal sayılan bir hayvandır. bu nedenle avlanıp yiyilmez. bayraklarında tavşan resmi bulunurdu... Örneğin, dersim Alevilerinin, Munzur suyundaki balıkları kutsal saydılkları için yememeleri gibi..

Oğuzların altılı tasnifinde, Anzuk olarak giren Tavşan, Boz-oklar'ın simgesi idi..Türkmen kızılbaşlar bu yüzden Tavşan yemezler

Yine kimi balkan köylüleri de, Hz. Hüseyin'in katillerinin ruhlarının, tavşan şekline girdiğine inanıyorlardı...


Tavşan yemek Tevrat'ta ta yasaktır.. haramdır.


"......Hic bir mekruh sey yemiyeceksiniz. Yiyebileceginiz hayvanlar sunlardir:sigir, koyun ve keci,geyik ve ceylan,ve sigin ve dag kecisi, ve karaca ve ahu ve dag koyunu. Ve hayvanlar arasinda tirnagi yarik,ve tirnagi catal olan ve gevis getiren her hayvani yiyebilirsiniz.

Fakat gevis getiren ,yahut tirnagi yarik olanlardan sunlari yemiyeceksiniz:

deve ve tavsan ve kaya porsugu cünkü gevis getirirler fakat catal tirnakli degildirler.onlar size murdardir; ve domuz cünkü catal tirnaklidir fakat gevis getirmez. o size murdardir bunlarin etinden yemiyeceksiniz, ve leslerine dokunmiyacaksiniz..." Tevrat-TESNIYE 14) (Bap14) (3).

Tavsan yemek ayrıca eski Anadolu halklarında Hititlerde yasaktır..


Saygı ve sevgilerimle

kaynak:

1- Dede Mehmet Yaman, Alevilik, İnanç- Edeb- Erkan, s.127
Bunu ilk beğenen sen ol.
Cezalı Üye
RE: Alevilere Sordular?
SORU: Aleviler abdest alır mı? Tarikat Abdesti nedir? Kur'ani dayanağı nedir?



“….. Ey iman edenler! İbadet etmeye niyetlendiğiniz zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi, başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın. Hasta, yahut yolculuk halinde bulunursanız, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut da kadınlara dokunmuşsanız (cinsî birleşme yapmışsanız) ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz. (Maide suresi 6)…”

Degerli canlar...

Aleviliği kabul eden cana önce Tarikat Abdesti aldırılır...

Sonra İkrar cem-i düzenlenirdi...


a) Ellerini yıkatırken " Ey Talip! Ezelden bu ana gelinceye kadar Tanrı'nın yasak ettiklerine el sürdünse cümlesinden arı olmak için ellerini yumak Cenab-ı
Resul'un sünneti seniyesidir YIKA!

b)Burnunu yıkatırken "Ey Talip! Elest-i Bezmin'nden bu ana gelinceye kadar kokladığın iğrenç kokuların giderilmesi için burnuna su vermek Muhammed Mustafa'nın sünneti seniyesidir. YIKA

C) Yüzünü yıkatırken "Ey Talip! Ezelden bu ana kadar yüz kızartıcı işlerin cümlesinden arı ve beri olmak için yüz yumak Cenab-ı Hakk'ın Farzıdır. YIKA!

D) Kollarını Yıkatırken: "Ey talip! Bu ana gelinceye değin kol sarmış olduğun yasaklarının cümlesinden temizlenmek için kollarını yumak Cenab-ı Hakk'ın farzlarındandır YIKA!

E) Başını mest ettirirken: "Ey talip! Baş abanın en değerlisidir. Gövde insanı tasıyıcı, baş bilip anlayıcıdır. Akıl ve fikir başta gerekir. Bu ana değin akılsızca yaptığın işlerin, işlediğin suçların cümlesinden arı ve beri olmak için basını YIKA!... Bu dahi Cenab-ı Hakk'ın farzlarındandır.


F) Ayaklarını yıkatırken: "Ey talip! ezelden bu ana kadar Tanrı rızasına uymayan günah ve suça götürür yerlere vardın ise cümlesinden arı ve beri olmak için ayağını mest edesin. Bu dahi Cenab-ı Hakk'ın Farzıdır.

Rehber kurulanması için talibe havlu verirken: " Ey Talip! Ervah-ı Ezelden, Nahn-ü Kasemnadan bu yana gelinceye kadar işlemiş olduğun şirk ve hatadan, masiva çamurundan silinip pak olmak içindir. SİL!"

Ardından "Ey talip! Bu yıkanan yerleri temizlemekten maksat, bu uzuvların ile yapılmış suç ve başkaldırmaların var ise seni bunlardan temizlemek içindir. Bu abdest, İmam Cafer-üs Sadık Erkanındandır.

Cenab-ı Hakk Erenler Abdestinde Sabit, Kadem eyleye Allah Eyvallah.

HÛ DOST"

Maide Suresi’ni Sünni/Şiiler zahiri olarak yorumlarlar.. Onlara göre ibadet vakitlidir.. Allah belli vakitlerde anılır.. ve zikredilir... sonra insanlar Allah’ı bırakıp günlük koşuşturmacalarına ve işlerine dönebilirler...Dolayısıyla Allah'ın anılmadığı zamanlarda temizlik şart değil, kirli olunabilir.. Temiz olunmasına gerek yoktur…

Maide Suresi’nin Alevi-bektaşi Batıni yorumu ise,

Ayeti İslama giriş töreninde aldırılması gereken abdest olarak yorumlar, bu nedenle Alevi-Bektaşi erkânında İkrar ceminden önce Yola kabul edilen her Can’a Yukarda sunduğumuz abdest Pir Nezaretinde rehber tarafından aldırılır.

Alevi-bektaşi İslam ekolünde İbadet belli vakitlerde camide yapılan değildir. Mü’min yani Alevi-bektaşi DAİM Salat ve Zikir üzre olandır... Allah'ı 5 vakitte yada 3 vakitte zikreden değil, her an zikredendir..

Yukarıdaki cümlede bir sır saklıdır.. "DAİM" sürekli, kesintisiz anlamlarına gelir.. yani bir can İKRAR verdiği andan itibaren Mü'min kabul edilir...İkrar ceminden önce Bir kez abdest aldırılır.. Bu Kur'an daki Abdestir (Artık Birey Yola girmiş gelmiş geçmiş maddi ve manevi pisliklerden arınmış kabul edilir.. Artık Tarikat abdesti alan can her daim dilinde Hakk-Muhamme-Ali salatıyla (Duasıyla) yaşar...Yani her an temiz olmak gerekir... Her an temiz giyinmek gerekir.. Zahiri anlamda temizlik sadece cem’e gelince değil hayatın her anında şarttır artık...

Alevi-Bektaşi... Yaşamın her anında Allah iledir. Salât ve zikir devamlı olduğu için temizlikte devamlıdır... Temizliğin İmandan olması..." Bu anlama gelir. Hakk-Muhammed-Ali yolu, ibadeti belli zamanlarda değil kulun her nefes alışında, her hareketinde, ister. Bireyin yaşamının her safhasında Allah'ı anmak esastır. Şimdi salât ve zikir daimi ise temizlikte daimi olur... Belli vakitlerde temizlenmek diğer vakitlerde pis olmak Ayetin zahiri yorumlanması olur ki bu bizi yanlışa götürür.

Bu bağlamda Beden temizliği şart olmakla birlikte sadece, belli inanç grubundaki insanlara da (sadece Sünni /şii) ait değildir, aksine bütün inanç gruplarındaki insanlar tarafından da bedensel temizliğe önem verilir. Hakk aşığı Yunus’un şu sözleri buna güzel bir örnektir.

“Sanma ki herkes bunu bilmez değil
Yetmiş iki millet dahi elin, yüzün yumaz değil.”

Kuşkusuz Maide suresindeki Abdest esas itibariyle lin yüzün yıkanmasıyla ilgili değildir.. Bu zahiri yorumun ötesinde, Öz Önemlidir.. Yukarda ayet tefsirinden sonra gösterilen,Tarikat Abdest’in Batıni anlamı daha önemlidir. mana olmadan şeklen kılınan namaz/niyaz bir anlam ifade etmeyeceği gibi, Abdestinde şeklen alınması da mana aleminde bir şey ifade etmez…

HACI BEKTAS-I VELİNİN dediği gibi,

“…..Şu şişeyi görüyor musunuz? İnsan bir şişeye benzer; bu şişenin içi pislikle doluysa bunun ağzını kapatıp ta çeşmenin altında yüzlerce kere yıkasanız da bu temiz olamaz, o zaman yapılacak iş nedir?

Bunun kapağını açmak, pisliği dökmek, şişenin içini yıkadıktan sonra da dışını yıkamaktır….”

Saygı ve Sevgilerimle..
Bunu ilk beğenen sen ol.
Cezalı Üye
RE: Alevilere Sordular?
SORU: EHLİ BEYT KİMLERDİR? Hz. Aişe Ehli beyt den midi?


Ehl-i Beyt; Hz. Muhammed Mustafa Efendimizin ailesi ve evlâtlarıdır. Mü’minlerin anneleri Hz. Hatice, Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin , Ehl-i Beytin şerefli ferdleridir.( Râzî, Tefsir-i Kebir, XXV, 181)

Peygamber'imizin şerefli nesebi Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin vasıtasıyla devam ettiği için, onların kıyamete kadar gelecek olan evlâtları da Ehl-i Beyt’in birer parçasıdır. Onları sevmek ben müsmanım diyen her inanna Kur'an emri ile farzdır. Bu sevgi çok şerefli ve gereklidir. Kalbinde azıcık Ehl-i Beyt sevgisi bulunmayan kimse, Hz. Rasûlullah’ın sevgisinde yalancıdır...


Yüce Allah, Hz. Peygamber'in Ehl-i Beytini bizzat Kur’an’da zikretmiş ve onlara şu şekilde iltifatta bulunmuştur:

“... Ey Ehl-i Beyt! ALLAH sizden sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” (Ahzab/33)


Ümmü Seleme validemiz demiştir ki:

“...Bu âyet-i kerime benim evimde indi. Hz Rasûlullah (s.a.v) Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin’i çağırdı. Onları Hayber yapımı geniş bir elbisenin altına topladı, kendisi de içine girdi ve:

“İşte bunlar benim Ehl-i Beytimdir” buyurdu. Sonra inen ayet-i kerimeyi okudu ve:

“ALLAHım! Onlardan kötülükleri gider. Onları tertemiz et!” diye duâ etti. Ben: “Yâ Rasûlullah, ben Ehl-i Beytten değil miyim? dedim.” Hz. Rasûlullah ,

“Sen benim ehlimsin. Sen zaten hayır içindesin” buyurdu.( Taberî, Câmiü’l-Beyân, Cüz:XXII, Shf:7; Ibnu Kesir, Tefsir, VI, 412-413.).."

Zeyd b. Erkam (r.a) anlatıyor:

ALLAH Rasûlü (s.a.v), Mekke ile Medine arasında Hummen ( Gadir Humm) denilen suyun başında bir hutbe verdi. ALLAH’a hamd, sena ve zikirden sonra şöyle buyurdu:

“Ey insanlar! Dikkat ediniz; ben bir beşerim. Rabbimin ölüm elçisinin gelmesi ve benim ona icabet edip aranızdan gitmem yakındır. Sizlere hukuku ağır iki kıymetli emanet bırakıyorum. Birincisi ALLAH’ın Kitabı’dır. Onda nur ve hidayet vardır. ALLAH’ın Kitabına sımsıkı sarılın. Onunla meşgul olun, onu öğrenin, öğretin; hükümlerini anlayın. İkinci emanet Ehl-i beytimdir.

Ehl-i Beytim hakkında ALLAH’tan korkmanızı hatırlatırım.

Ehl-i Beytim hakkında ALLAH’tan korkmanızı hatırlatırım.

Ehl-i Beytim hakkında ALLAH’tan korkmanızı hatırlatırım. ”

Erkam’ı dinleyenler arasında bulunan Husayn b. Sebre;

--- Ehli beyt kimlerdir? diye sordu


Ehl-i Beyt, kendilerine sadakanın haram olduğu kimselerdir” dedi. Husayn,

“Onlar kimdir?” diye sorunca Zeyd b. Erkam (r.a),

“Ali’nin ailesi, Akîl’in ailesi, Cafer ve Abbas’ın âilesidir” dedi. Husayn,

“Bunlara sadaka haram mıdır?” diye sorunca, Zeyd (r.a),

“Evet” dedi. (Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, 36; Nesâî, Sünen-i Kübrâ, Menâkıb, 9.)

Âlimlerin ekseriyetine göre Ehl-i Beyt, Peygamber Efendimiz Hz. muhammed, Hz. Hatice, kızı Hz. Fâtıma, damadı Hz. Ali, torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ve kıyamete kadar oların sulbünden gelen zürriyetleridir.

Yani Hz. Hüseyin’in torunları olan seyitler ve Hz. Hasan’ın torunları olan şerifler Ehl-i Beyt’in günümüzdeki şerefli mensuplarıdır. Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in şerefli nesli, kıyamete kadar hiç kesilmeyecektir...

Selam olsun o nurlu soya selam olsun Seyid nesli Pirlerimize, dedelerimize, babalarımıza..


Ehl-i Beyt Kimlerdir.

Ehl-i Sünnet'in Müslim, Buhari, Tirmizi, Ahmed, Nesei ve diğerleri gibi büyük hadisçileri dahi, fazilet ve menkıbet bölümünde Ehl-i Beyt'in faziletlerini Resulullah'ın zevceleri ve diğerlerinkinden ayırmışlardır?[5]

Ayrıca, Sahih-i Müslim'de, "Ali bin Ebi Talib'in Faziletleri Babı"nda, Zeyd bin Erkam'dan Resulullah'ın (s.a.a.) şöyle buyurduğu nakledilmektedir:

"...Ben sizin aranızda iki değerli emanet bırakıyorum. Onlardan birisi Allah'ın Kitabıdır. O Allah'ın ipidir. Ona uyan hidayete kavuşur, onu terkeden ise sapıtır. Diğeri ise Ehl-i Beyt'imdir. Sizlere Ehl-i Beyt'imi tavsiye ediyorum; Sizlere Ehl-i Beyt'imi tavsiye ediyorum; Sizlere Ehl-i Beyt'imi tavsiye ediyorum."

Zeyd bin Erkam'a;

"Resulullah'ın hanımları da Ehl-i Beyt'inden sayılırlar mı?" diye sorulunca şöyle dedi:

"...Vallahi hayır. Kadın kocasıyla bir müddet yaşar. Sonra kocası onu boşadığında babasının evine ve kavmine geri döner. Ama Ehl-i Beyti, onun ailesinin asıl fertleri olup, sadaka almaları haram olan insanlardır." [6]

Ayrıca Buhari ve Müslim, Aişe'nin Resulullah'ın (s.a.a.) Ehl-i Beyt'inden olmayıp halife Ebu Bekir'in ailesinden oluşuna tanıklık ederler. Bu konuda teyemmüm ayetinin nüzulu bölümüne bakınız. [7]

Şu halde, neden bazıları ne pahasına olursa olsun gerçekleri tersine göstermek istiyorlar acaba? Aişe'nin böyle bir fazileti olmadığını yalnız Şiiler ve Aleviler değil, Buhari ve Müslim de söylemekteler. Şimdi bundan dolayı Şiilere ve Alevilere çirkin sözler söyleyenler, Buhari ve Müslim'e de sövecekler mi?!

"Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin ki, Allah da işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah ve Resulüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur." Ahzab Suresi / 70 - 71.


Kaynaklar:

1-Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, 36; Nesâî, Sünen-i Kübrâ, Menâkıb, 9

2-Taberî, Câmiü’l-Beyân, Cüz:XXII, Shf:7; Ibnu Kesir, Tefsir, VI, 412-413

3-Ibn Atıyye, el-Muharraru’l-Veciz, IV, 384. (Beyrut, 1993)

4-Râzî, Tefsir-i Kebir, XXV, 181

5- Sahih-i Müslim, c. 4, s. 1883 ve sonrası.

6- Sahih-i Müslim, c. 4, s. 1873, h. 2408.

7- Sahih-i Buhari, c. 1, s. 91; Sahih-i Müslim, c. 1, s. 279, h. 367.
Bunu ilk beğenen sen ol.
Profesör
RE: Alevilere Sordular?
bu ikilem nedir kardeşim mübarek gün Hz Aişe R.A. dil uzatmak bırakın bu bölücü lafları artık bırakın bu bağnaz katı fikirlerinizi artık boş şeyleri bırakın gözünüzü açın
bırakın sahabalere halifeler dil uzatmayı bakın mademki yaradıla hoş görülüryorsa YARADANDAN ötürü bu kin neden hala buraya yazılanlarla nereye varmak istediğinizi açıkca yazın bir insan müslüman sa tek bir kimlikle müslümandır bırakın bu yakıştırmaları yahu ayrı ayrı kimlikler ne oluyor RABBİMİN huzuruna farklı kimliklerle çıkıp farklı hesaplaramı çekileceğiz yok alevi yok sunni yok bilmem ne tek kimlik var oda MÜSLÜMAN olmak yetti artık yahu
ALLAHA emanet olun selametle
Bunu ilk beğenen sen ol.
General
RE: Alevilere Sordular?
Peki kuran bilmeyen,haremlik selamlık bilmeyen,namaz bilmeyen,zekat bilmeyen,peygamberin hanımını hiç sayan ,kıbleyi tanımayan müslümanmıdır ?
Bunu ilk beğenen sen ol.
Profesör
RE: Alevilere Sordular?
şimdi o kadar ince bir konuya değindiniz ki kimin hakkında ne hüküm verebiliriz ki ancak RABBİM bilir kimin ne olduğunu bende yazımda kimseye veya bir zümreye atıfta bulunmadım sadece müslüman kimliğinin tek olduğunu söyledim farklı kimliklerin rahatsızlığından bahsettim yazan kardeşimiz Kuranı Kerimden örneklere kendine göre yorumlar ekleyerek aklı sıra kişilerin aklını karıştırmaya çalışıyor ama maalesef mümkün değil çünkü isteyen önce Kuranı Kerimde şu ayetler var manaları da şuna geliyor diyerek kendi fikirlerini beyan edebilir Kuranı Kerim ne alevileri nede sunileri temsil eder sadece MÜSLÜMANLARI temsil eder yok cami yokmuş yok cemevi varmış yok tavşan yenmezmiş yok Peygamber hanımları ehli beyt değilmiş bırakın hikayeleri kardeşim töbe estafirullah kendine bak kendine kimse kimseden sorulmuyor seni senden hesaba çekecekler falan neciydi yok şu var mıydı bu yok muydu ile değil kısacası Kuranı Kerimi kendimize rehber ederek Müslüman kimliğimizle yolumuza devam edelim derim
her kesimin iyiside olur kötüsüde kardeş tabiki müslüman olmanında bazı şartları var bu şartları yerine getirmekte müslümanın görevi kimseye sen müslüman deyilsin sen iyi müslümansın diyemeyiz ALLAH muhafaza çünkü önce kendimizin çok iyi olmamız gerekir bırakalımda o değerlendirme zaten ahirette yapılacak
selametle
Bunu ilk beğenen sen ol.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.