Sitemizde iki başlık altında iki konunun uzun uzun tartışıldığını görüyoruz. Başlıklardan bir :
Ülkemizde iki farklı islam mı var ?
Diğeri:
Kızlar biraz utansa ya keşke!
Her iki başlıktaki tartışmalarda müşahade ettiğin farklı görüşlerin
nedenlerinin aynı olduğunu gördüm. Bu fark ülkemiz toplumunun dini inanışlar açısından ikiye ayrılmış olduğunu gösteriyor..
Bu iki farklı toplumun tarifini Ülkemizde iki farklı islam mı var başlıklı yazıdan alıntı yaparak. bu iki farklı toplumu görelim:
islami uygulamaların ,sert,katı ve tavizsiz olarak kabulü,ve 1000 yıl önce yaşamış islam alimlerinin,yaşadıkları zamanın yaşam şartlarına göre yaptıkları yorumları,ve fetvaları tartışmasız kesin kurallar olarak kabul eden ve uygulayan kesim.Bu uygulamalara bir iki örnek vermek gerekirse, tokalaşma,el zinası,göz zinası,başı örtme kesin kuralı,denizde kadın erkek ayırımı,tesettür mayosu,içki yapımı ve satımının haram kabul edimesi, ve bunu gibi verilebilecek sayısız örnekler..
bölünmenin ikinci tarafında ise:
islami uygulamaların,bu günün yaşam şartlarına göre yeniden yapılması gerektiğine,ve bunu yapabilen günümüz din adamlarının görüşlerine katılan,bu yeni yorumların gerekli ve şart olduğuna inanan,
islamın en HOŞGÖRÜLÜ din olduğunu bilen,islami uygulamalarla getirilen günah ve haramları daha
makul ve günümüz şartlarına uygun düşünen, katı ve koyu üslümanların ileri sürdükleri günlük yaşamla ilgili haram va günah görüşlerine katılmayan bir müslüman kesim.
NEDEN BÖYLE OLDU DA İKİYE BÖLÜNDÜK...???
Bunun nedenlerini bulmak için 1800 lü yıllara gitmemiz gerekir.
Osmanlı 1800 lü yıllarda TANZİMAT FERMENI ile yüzünü Avrupaya
çevirdi,çevirmeye mecbur kaldı.
Sebebi Avrupa ilim ve özellikle TEKNOLOJİDE alıp başını gitmeye başladı, Özellikle silah ve mühimmar teknolojisindeki gelişmeler ve icatlar. bu teknolojide geri kalan milletlerin yaşayamayacağını,
fakru zaruretten sürüneceklerini göstermişti.
Osmanlı sonrası ülkemiz bir inkilap devrimine tabi tutuldu, giyim kuşamdan,alfabeye kadar büyük bir değişim geçirdi. Tabii ki bu devrime zaman zaman mevzi isyanlar bile yapıldı.
Ancak bu güne geldiğimizde..
Kur'anın ve eski birçok dini kitapların Türkçeye çevrilmesi, imam hatip
liseleri ve İlahiyat fakültelerinin açılması, çok bilgili yeni bir din adamı
sınıfının yetişmesini sağladı.
Yukarıdaki zikrettiğim başlıklardaki tartışmalar...
Bu gün insan ilişkilerinde:
Tesettürlü olmanın, tokalaşmamanın,kız ve erkek gençlerin konuşmamalarının, arkadaşlık etmemelerinin AHLAK VE UTANMA için
gerekli olduğuna inanan arkadaşlarla...
Tesettürün veya başörtüsünün dini bir gereklilik olmadığına inanan,
Bu günkü toplumumuzda tokalaşmanın gereklive zaman zaman da mecburiyet halinde olduğunu ,tokalaşmanın da ahlakla bir ilgisi olmadığını,Genç kızların ve erkeklerin özellikle üniversitelerde (Gayri meşru ilişkiler dışında) arkadaşlık etmelerinin ahlaki yönden hiçbir sakıncasının olmadığını düşünen kişiler arasındaki düşünce farklarından ileri gelmektedir.
Bu nedenle farklı kişiler ahlak ,edep, utanma dendeğinde farklı
kavram ve düşüncelere sahip olduklarından bu tartışmalar uzamaktadır.
Yani AHLAK dediğimizde farklı kişiler farklı algılama ve düşünce içerisinde bulunmaktadırlar...
Benim kişisel tesbitlerim bunlardır...
Görüş ve eleştirileriniz açıktır...
Cümleten selam ve dua ile...
Bir kez gönül yıktın ise , Bu kıldığın namaz değil