You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

“Toprağın lisanını unutma”

“Toprağın lisanını unutma”

Kıdemli Üye
“Toprağın lisanını unutma”
Cam fanuslarda bitki yetiştirmek moda oldu son zamanlarda. Modern insanın tabiatla ilişkisinin acayipliğine dair bundan daha iyi bir karikatür herhalde çizilemezdi!


Mühim olan tabiatın içine turlar düzenlemek değil, tabiatla yeniden içsel bir irtibat kurabilmek, hayatı tabiat üzerinden düşünebilme melekesini yeniden kazanabilmektir. Tabiata dair bir tefekküre sahip olmaksızın insana dair meselelerde zihnimizi doğru istikamette tutma imkanımız olmaz, olamaz. Çünkü ‘insan’ o tabiatın içine doğmuştur, oradan uzaklaştığında sadece tabiattan değil, kendi tabiatından da uzaklaşmış olur.

“19. yüzyıldaki büyük hata ‘medenileşmiş halk’ ile ‘vahşiler’ şeklinde yapılan ayrımdı; çok daha gerçekçi ve önemli ayrımlar vardır. Çünkü olağan anlamıyla ‘medeniyet’in insanlığın en yüksek değeri olmadığı aşikardır ve yine ‘vahşi’ terimi Kızılderililer için hiç de uygun değildir. İnsanı değerli kılan şey ne onun dünyevi kültürüdür ne de onun pratik ve yaratıcı zekasıdır, fakat onun Mutlak’ın zatına karşı olar tutumudur. Ve Mutlak’ın anlamına sahip olan kimse, insan ile bakir Tabiat arasındaki akrabalığı asla unutmaz; çünkü Tabiat bizim kaynağımız, bizim doğal vatanımız ve Tanrı’nın en şeffaf mesajıdır” diyerek hayatımıza çok önemli bir mim koyuyor Fritjhof Schuon, bir röportajında (Çeviri Burak Sönmez’e ait).

Tabiat konuşkandır, sürekli hikmetli sözler söyler. Her an yeni bir hal üzeredir, sürekli hal üzre hal içredir. Tabiatın güzellikten dokuduğu kelimelerde duymak isteyen için hakikatin nice sırları gizlidir. İnsan tabiata yüz çevirdiği için bugün kuru kelimelerle konuşur, sığ düşüncelerle düşünür oldu.

“Dağlara bakmak insanın içini genişletirdi” dedi beyaz saçlı adam, “şimdi sanki dağlar dürülüp kaldırıldı hayatımızdan”.

“Modern ‘çözüm’ elbiseyi bir cüceye uyacak şekilde biçmektir. Kadim insanların tarzı, sabırlı olup daha iyi bir kişi ümit etmek olmuştur. Buna ilaveten, elbisenin onu giyenden bağımsız olarak bile kendi başına değerli olduğunu bilmektedirler” diye yazmış Martin Lings, ‘Antik İnançlar ve Modern Hurafeler’de.

Bir de şunu düşünün, bizi hakikate götürmesini istediğimiz bir navigasyon cihazı ne hisseder?

“Bu dünyadaki herşey yalan!” diye haykırdı adeta kahırlı olan. “İşte bu söylediğin gerçek!” dedi tamamen sakin olan.

Hava suya dokunuyor, su toprağa... Dağlar bulutlara, bulutlar rüzgarlara... Çayırlar çimenlere, çimenler çiçeklere... Yaylalar vadilere, vadiler ırmaklara... Bırakalım bize de dokunsunlar, bizi de dokusunlar ve bizi de alsınlar muhabbetle aralarına...

Geçirdiği kaza sonrasında travma yaşamış ve hafızasını kaybetmişti. Herhalde o sebepten doğan güneşten vazodaki renk renk çiçeklere, bardaktaki demli çaydan dumanı tüten ekmeğe kadar herşeye derin bir hayranlıkla bakar olmuştu.

Saksıdaki çiçeği tomurcuklandığında, gönlünde çiçekler açan insanlar da var.

“Toprağın lisanını unutma” dedi meczup, “gün gelecek onunla baş başa kalacaksın!”

g.özcan
Bunu ilk beğenen sen ol.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.