You need to enable JavaScript to run this app.

Skip to main content

Üstad Necip Fazıl'dan inciler

Üstad Necip Fazıl'dan inciler

kimya-yı saadet
RE: Üstad Necip Fazıl'dan inciler
Zehir

Çocukken haftalar bana asırdı;
Derken saat oldu, derken saniye...
İlk düşünce, beni yokluk ısırdı;
Sonum yokluk olsa bu varlık niye?
Yokluk, sen de yoksun , bir var bir yoksun!
İnsanoğlu kendi varından yoksun...
Gelsin beni yokluk akrebi soksun!
Bir zehir ki , hayat özü faniye...

Mayıs 1983
-Son Şiiri-
"Arsadaki odun yığınının gizli bir köşesinde tek bir kıvılcım noktasıyız biz."

elhmdülillah anladin
Bunu ilk beğenen sen ol.
kimya-yı saadet
RE: Üstad Necip Fazıl'dan inciler
ALLAH DİYENE



Her şey, her şey şu tek müjdede;

Yoktur ölüm, Allah diyene!

Canım kurban, başı secdede,

İki büklüm, Allah diyene!



Akıl, kırık kanadı hiçin;

Derdi gücü 'nasıl' ve 'niçin'...

Bağlı, perçin üstüne perçin,

Benim gönlüm Allah diyene...
"Arsadaki odun yığınının gizli bir köşesinde tek bir kıvılcım noktasıyız biz."

elhmdülillah anladin
Bunu ilk beğenen sen ol.
Acemi Üye
Cvp: Üstad Necip Fazıl'dan inciler
İhtilal acentası...
Solun tamda ortası.
Moskof ’un oltası..
Eli, zulüm muştası.
Tek ümidi, cuntası


İnkılap, avantası...
Nemrut, onun atası...
Ölüm yolu, rotası..
Namlı servet çantası..
Ünlü küfür softası..
[Resim: aslanzx3.gif]
Bunu ilk beğenen sen ol.
Son Düzenleme: 09-11-2008, Saat:01:40 AM, Düzenleyen: bukalemun.
General
RE: Üstad Necip Fazıl'dan inciler
ÖLÜNÜN ODASI

Bir oda, yerde bir mum, perdeler indirilmiş;
Yerde çıplak bir gömlek, korkusundan dirilmiş.
Süt beyaz duvarlarda çivilerin gölgesi;
Artık ne bir çıtırdı, ne de bir ayak sesi....

Yatıyor yatağında, dimdik, upuzun, ölü;
Üstü boynuna kadar bir çarşafla örtülü.
Bezin üstünde ayak parmaklarının izi;
Mum alevinden sarı, baygın ve donuk benzi.

Son nefesle göğsü boş, eli boş uzanmış yana;
Gözleri renkli bir cam, mıhlı ahşap tavana.
Sarkık dudaklarının ucunda bir iz var;
Küçük bir çizgi, küçük, titreyen bir ân kadar.

Sarkık dudaklarında asılı titrek bir ân;
Belli ki, birdenbire gitmiş çırpınamadan.
BU BENİM KENDİ ÖLÜM,BU BENİM KENDİ ÖLÜM...
BANA GELDİĞİ ZAMAN,BÖYLE GELECEK ÖLÜM...

NECİP FAZIL KISAKÜREK
Ne kadar seversen sev, bir gün ayrılacaksın.
Ne kadar toplarsan topla, bir gün bırakacaksın.
Ne kadar yaşarsan yaşa, bir gün öleceksin.
Ne yaparsan yap, bir gün hesabını vereceksin.
[Resim: 9qfd91186dd20fz6.gif]
[Resim: 373jx0.gif]
Bunu ilk beğenen sen ol.
Acemi Üye
RE: Üstad Necip Fazıl'dan inciler
emeklerinize sağlık Necip fazıl sayılı şairlerden biri benim için..Allah ondan razı olsun inş.
Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!
Heybem hayat dolu, deste ve yumak.
Sen, bütün dalların birleştiği kök;
Biricik meselem, Sonsuza varmak...
NECİP FAZIL KISAKÜREK
Bunu ilk beğenen sen ol.
kimya-yı saadet
RE: Üstad Necip Fazıl'dan inciler
MUHASEBE
Ben artık ne şairim, ne fıkra muharriri!
Sadece beyni zonklayanlardan biri!

Bakmayın tozduğuma meşhur Babialide!
Bulmuşum rahatımı ben bir tesellide.

Fikrin ne fahişesi oldum, ne zamparası!
Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası?

Evet, kafam çatlıyor, güya ulvi hastalık;
Bendedir, duymadığı dertlerle kalabalık.

Büyük meydana düştüm, uçtu fildişi kulem;
Milyonlarca ayağın altında kaldı kellem.

Üstün çile, dev gibi geldi çattı birden! Tos!!
Sen cüce sanatkarlık, sana büsbütün paydos!

Cemiyet, ah cemiyet, yok edilen ruhiyle;
Ve cemiyet, cemiyet, yok edilen güruhiyle...

Çok var ki, bu hınç bende fikirdir, fikirse hınç!
Genç adam, al silahı; iman tılsımlı kılınç!

İşte bütün meselem, her meselenın başı,
Ben bir genç arıyorum, gençlikle köprübaşı!

Tırnağı en yırtıcı hayvanın pencesinden,
Daha keskin eliyle, başını ensesinden,

Ayırıp o genç adam, uzansa yatağına;
Yerleştirse başını, iki diz kapağına;

Soruverse: Ben neyim ve bu hal neyin nesi?
Yetiş, yetiş, hey sonsuz varlık muhasebesi!

Dışımda bir dünya var, zıpzıp gibi küçülen,
İçimde homurtular, inanma diye gülen...

İnanmıyorum, bana öğretilen tarihe!
Sebep ne, mezardansa bu hayatı tercihe?

Üç katlı ahşap evin her katı ayrı alem!
Üst kat: Elinde tespih, ağlıyor babaannem,

Orta kat: (Mavs) oynayan annem ve aşıkları,
Alt kat: Kızkardeşimin (Tamtam) da çığlıkları;

Bir kurtlu peynir gibi, ortasından kestiğim;
Buyrun ve maktaından seyredin, işte evim!

Bu ne hazin ağaçtır, bütün ufkumu tutmuş!
Koku iffet, dalları taklit, meyvesi fuhuş...

Rahminde cemiyetin, ben doğum sancısıyım!
Mukaddes emanetin dönmez davacısıyım!

Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana;
Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana.

Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde?
Bazı geriden gelen, yüzbin devir ilerde!

Yeter senden çektiğim, ey tersi dönmüş ahmak!
Bir saman kağıdından, bütün iş kopya almak;

Ve sonra kelimeler; kutlu, mutlu, ulusal.
Mavalları bastırdı devrim isimli masal.

Yeni çirkine mahkum, eskisi güzellerin;
Allah kuluna hakim, kulları heykellerin!

Buluştururlar bizi, elbet bir gün hesapta;
Lafını çok dinledik, şimdi iş inkilapta!

Bekleyin, görecektir, duranlar yürüyeni!
Sabredin, gelecektir, solmaz, pörsümez Yeni!

Karayel, bir kıvılcım; simsiyah oldu ocak!
Gün doğmakta, anneler ne zaman doğuracak
"Arsadaki odun yığınının gizli bir köşesinde tek bir kıvılcım noktasıyız biz."

elhmdülillah anladin
Bunu ilk beğenen sen ol.
kimya-yı saadet
RE: Üstad Necip Fazıl'dan inciler
durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden,
çekiyor tebeşirle yekun hattını afet;
alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
durum diye bir laf var, buyurun size durum;
bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodrum!
bir şey koptu benden, şey, herşeyi tutan bir şey.
benim adım bay necip, babamın ki fazıl bey,
utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.
ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
evde cinayet, tramvay arabasında zina!
bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;
barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!
ve ferman, kumardaki dört kralın buyruğu:
başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu!
geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
çatla sodom-gomore, patla bizans ve roma!
öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!
allah'ın on pulunu bekleye dursun on kul;
bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;
heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.
siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilaç;
serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilaç.
bülbüllere emir var: lisan öğren vakvaktan;
bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!
bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;
tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!
mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?
ah! küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap!

necip fazıl kısakürek
"Arsadaki odun yığınının gizli bir köşesinde tek bir kıvılcım noktasıyız biz."

elhmdülillah anladin
Bunu ilk beğenen sen ol.
Profesör
RE: Üstad Necip Fazıl'dan inciler
ustadın yerı ayrıdır bende...Seyyıd Abdulhakım Arvası k.s ıle tanısmasından sonra hayatında koklu degısıklıer yasamıstır...
sıırlerınde manevıyatn on plana cıktıgı gorulur bu tanısmadan sonra....
.
Bunu ilk beğenen sen ol.

İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren İslami Forum sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.K'nın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur. Sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri bağlantısından bize ulaşıldıktan en geç 3 (üç) gün içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmenlikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek, gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.